| Irv Çarkıfelek'i izlerken telefonu fişten çeker. | Open Subtitles | إرف وبلير دائماً بيرفعوا الهاتف من الخطّاف أثناء عجلةِ الثروةِ. |
| Irv, arabayı teslim aldığında ağırlığı neydi.? | Open Subtitles | كم كان وزن السيارة عندما أحضرناها يا (إرف)؟ |
| Muhtemelen haklısın, Irv. Başka ne vardı? | Open Subtitles | أنت مُحق بشكل كبير يا إيرف ، ماذا غير ذلك ؟ |
| Ben hayatta istemem. Olayı sen başlattın, Irv. | Open Subtitles | أنا واثق قطعاً أنك لا تود هذا لقد بدأت أنت هذا الأمر ، إيرف |
| Amcam Irv, TV yapımcılığı işi önerdi. | Open Subtitles | عمي ايرف , عرض عليّ وظيفة في الانتاج التلفزيوني |
| Öte tarafa gidince olan budur Irv. | Open Subtitles | هذا ما يحدث عندما تذهب إلى الجانب الآخر، ايرف. |
| Irv, hadi ama adamım, ben her zaman yukarıdayım. | Open Subtitles | لارف) أسمع يارجل) أنا طوال الوقت كنت أصعد |
| Ayrıca bu iki isim Irv Franklin ve Tracy Bell. | Open Subtitles | و أسمين أيرف فرانكلين و تراسي بيل |
| Irv, James'in eğlencesinden sonra ona söyleyecek. | Open Subtitles | إنتهى الأمر، و(إرف) سيخبرها بعد إنتهاء حفل (جيمس) |
| Irv, Jacqueline'i baş yayıncı yapıyor. | Open Subtitles | (إرف) سيعين (جاكلين فوليه) رئيسة تحرير لـ(رانواي) |
| Irv sana bugün açıklayacak. Düşündüm, eğer seni uyarırsam... | Open Subtitles | (إرف) سيخبرك اليوم فضّلت إخبارك، لعلك تعالجي الأمر |
| Ben de Irv'e Jacqueline'in müsait olmadığını söylemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | فكان علي إخبار (إرف) بأن (جاكلين) غير متوفرة |
| Irv Bircher. Ofislerinizi ben tasarlamıştım. | Open Subtitles | "إرف بيرتشير"، لقد صممتُ مكاتبكم |
| Irv'in yargı sürecini hızlandırmak... sistemi daha verimli... daha adaletli hale getirmek için... fikirleri var. | Open Subtitles | إيرف لديه بعض الأفكار الرائعة كيف تسريع العملية جعل النظام أكثر كفاءةً |
| Öyledir tabii, Irv. Şimdilik bu kadar, kolay gelsin. | Open Subtitles | بالطبع ، إيرف وللآن فلتحظ بيوم طيب |
| Senin için ne yapabilirim, Irv? | Open Subtitles | ماذا يُمكننى أن أفعل لك ، إيرف ؟ |
| Sonra da Irv'in hukuki ikametine fatura yollayarak şirkete ücret talebinde bulunmaya başladım. | Open Subtitles | لذا، بدأت محاسبة الشركة لهذه الزيارات من خلال إرسال الفواتير إلى مكتب (إيرف). |
| Irv? Irv, burada işim bitti. Baltimore'a döneyim mi? | Open Subtitles | إيرف)، لقد انتهيت من مهمتي هنا) هل أعود إلى بالتيمور ؟ |
| Gülün. Irv buraya gelince kim gülecek görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أرى من منكم سيضحك عندما يأتي "ايرف" هنا |
| - Bu Karl Shindler, Irv. - Orta pistin hakemi olacak. | Open Subtitles | ايرف" هذا "كارل شيندر" سيكون المراقب عند منتصف المضمار |
| Sorun değil, Irv, sen devam et. Teşekkürler. | Open Subtitles | لا باس ايرف , يمكنك الذهاب شكرا لك |
| - Irv, nasıl gidiyor ? | Open Subtitles | لارف) كيف تسير الأمور ؟ |
| Irv, sen ve ben soldan gideceğiz. | Open Subtitles | أيرف أنا و أنت نذهب الى اليسار |
| Beni eğitmeye başladın, Irv. | Open Subtitles | انت كنت تدرني فعلا لارفن |
| Hayır, Irv, buna daha fazla bulaşma. | Open Subtitles | لا يا أرف لاترتكب اي حماقة |