| Karın ağrılarından şikâyet edip duruyordu ben de bir doktor olarak bu konuda bir şey yapmalıyım, dedim. | Open Subtitles | كانت دائماً تشكو لي حولَ مشاكل معدتها وكطبيب, إعتقدتُ أنَّهُ يجب عليّ فعل شيء |
| Biliyorum. Ama bir şey yapmalıyım. | Open Subtitles | أعلم، لكن يجب عليّ فعل شيء |
| Bu yüzden çok kötü bir şey yapmalıyım ki beni kovsunlar. | Open Subtitles | لهذا السبب عليّ أن أفعل شيئًا حقًّا شنيع، |
| Bu konuda bir şey yapmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أفعل شيئًا حيال هذا الأمر. |
| Bekle, ikinci 1'e basmadan bir şey yapmalıyım. | Open Subtitles | انتظر لحظة، عليّ القيام بأمرٍ ما قبل أن يضغط الرقم 1 للمرة الثانية |
| Kulüplerin dikkatini çekmek için esaslı bir şey yapmalıyım. | Open Subtitles | ما أقوله فحسب هو أن علي القيام بشيء ضخم لأنال اهتمام النادي |
| Bunun için bir şey yapmalıyım. | Open Subtitles | أنت تعاني من ضغط حاد لا أعتقد أن لدينا وقت للإنتظار يجب أن أفعل شيء حيال ذلك فوراً |
| - Yani ne gibi bir şey yapmalıyım? | Open Subtitles | أعني، يجب عليّ القيام بشيءٍ. |
| Radikal bir şey yapmalıyım, | Open Subtitles | توجب عليّ فعل شيء جذري، |
| Bu aşağılama karşısında bir şey yapmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أفعل شيئًا بخصوص هذه الإهانة. |
| Bir şey yapmalıyım. Onun çocuğunu bulmasına yardımcı olabilecek tek kişi benim belki de. | Open Subtitles | عليّ القيام بأمرٍ ما , قد أكون الوحيد الذي باستطاعته مساعدة هذه المرأة للعثور على ابنها |
| Aslında, güzel bir yüzü var. Onu aklımdan çıkarmak için bir şey yapmalıyım. | Open Subtitles | الحقيقة أن لديها وجهاً جميلاً علي القيام بشيء حتى أنساها |
| Bu sefer ben bir şey yapmalıyım. | Open Subtitles | الآن يجب علي القيام بشيء |
| İyi bir şey yapmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أفعل شيء جيد يجب فقط أن أفعل شيء جيد |
| Onun için bir şey yapmalıyım. | Open Subtitles | عليّ أن أفعل شيء لها |
| - Yani ne gibi bir şey yapmalıyım? | Open Subtitles | أعني، يجب عليّ القيام بشيءٍ. |