| Herkesin yapacak bir şeyi var! | Open Subtitles | الكل لديه شيئاً ليعمله الكل لديه شيء هام |
| Gece boyunca meşgul olacağız. Şimdi oyalanacak bir şeyi var. | Open Subtitles | سنكون منشغلين طوال الليل الآن لديه شيء ليقوم به |
| Adamın duygulara yakın bir şeyi var, hep vardı. | Open Subtitles | إن الرجل لديه شيء قريب العواطف، لديها دائما. |
| İzin günlerinde herkesin yapacak bir şeyi var, benim dışımda. | Open Subtitles | كل شخص لديه ما يفعله في أيام إجازته إلا أنا |
| Amerikan karşıtı aktivitelere gelince onun da saklayacak çok şeyi var. | Open Subtitles | لديها ما يكفي من الأسرار لتخفيها حين يتعلّق الأمر بلجنة الأمن الداخلي. |
| Yapmam gereken çok şey var. Owen'ın da çok şeyi var. | Open Subtitles | أنا لديّ الكثير من الأشياء لدى (اوين) الكثير من الأشياء |
| Sıra dışı bir tiki, göz hareketi korkusu, ifadesi veya benzeri bir şeyi var mı diye, bakabilir misin, lütfen? | Open Subtitles | هل يمكن البحث عن حركات مثيره للإهتمام مثل التشنجات , الخوف , التوتر أشياء كهذه من فضلك ؟ |
| Adamın duygulara yakın bir şeyi var, hep vardı. | Open Subtitles | الرجل لديه شيء قريب من العاطفة لطالما كان لديه هذا الأحساس |
| Onları güvende tutmaya yetecek kadar güçlü bir şeyi var. | Open Subtitles | لديه شيء هائل بما فيه الكفاية للحفاظ على سلامتهم. |
| Ne istersen söyle ama babanın Ottavio için bir şeyi var. | Open Subtitles | قل ما تشاء ولكن والدك لديه شيء لأوتافيو |
| Moriyama-san'ın seninle konuşacak bir şeyi var. | Open Subtitles | وقال انه لديه شيء لمناقشتة معكم |
| Hayır, ama başka bir şeyi var. | Open Subtitles | كلا ، لكن لديه شيء آخر |
| İspatlayacak bir şeyi var mı? | Open Subtitles | هل لديه شيء ليثبته؟ |
| Hector, Robert'in senin için bir şeyi var. | Open Subtitles | "هيكتور"، "روبرت" لديه شيء من أجلك. |
| Ve ayrıca, zaten yeteri kadar uğraşacak şeyi var benim bu vampir durumunu atlatmam için uğraşırken. | Open Subtitles | على سجيّتي كما أنّه لديه ما يكفيه تدبره لكيّ يساعدني لاجتياز أمر امتصاص الدماء هذا |
| Anlaşılan herkesin kaybedecek bir şeyi var. | Open Subtitles | من الواضح أن كل شخص لديه ما يخسره |
| Saklayacak bir şeyi var gibi davranmıyor Emily. | Open Subtitles | انه لا يتصرف و كأن لديه ما يخفيه إيميلي |
| Annemin endişelenecek çok şeyi var. | Open Subtitles | والدتي لديها ما يكفيها لتقلق عليه |
| Sen spor olsun diye onu avlamazsan bile yeteri kadar endişelenecek şeyi var. | Open Subtitles | لديها ما يكفي لتقلق عليه دون إتعابك لها |
| Bu hanımefendinin söyleyecek bir şeyi var. | Open Subtitles | السيدة لديها ما تقوله |
| Yapmam gereken çok şey var. Owen'ın da çok şeyi var. | Open Subtitles | أنا لديّ الكثير من الأشياء لدى (اوين) الكثير من الأشياء |
| Sıra dışı bir tiki, göz hareketi korkusu, ifadesi veya benzeri bir şeyi var mı diye, bakabilir misin, lütfen? | Open Subtitles | هل يمكن البحث عن حركات مثيره للإهتمام مثل التشنجات , الخوف , التوتر أشياء كهذه من فضلك ؟ |