| Garip şeyler söyler, çünkü tahtadan yapılmıştır ve kafasını döndürebilir. | Open Subtitles | يقول أشياء غريبة لأنه مصنوع من الخشب... ويستطيع أن يدير رأسه 180 درجة... |
| Her zaman aptal aptal şeyler söyler. | Open Subtitles | إنه يقول أشياء مجنونة طيل الوقت. |
| Ağabeyim acayip pis şeyler söyler. | Open Subtitles | شقيقي الاكبر يقول اشياء اكثر قرفاً من ذلك |
| Ağabeyim acayip pis şeyler söyler. | Open Subtitles | شقيقي الاكبر يقول اشياء اكثر قرفاً من ذلك |
| Robbie anlayacaktır. Tüm anne babalar salakça şeyler söyler. | Open Subtitles | وروبي سيتفهم الوضع كل الآباء يقولون أشياء غبية |
| İnsanlar seks yaparken sürekli garip şeyler söyler. | Open Subtitles | - لا أعرف ، لقد خرجت فقط ، الناس يقولون أشياء غريبة - |
| - İnsanlar kaygılı olduklarında böyle şeyler söyler. - "Vazgeçtim" gibi. | Open Subtitles | الناس يقولون أشياءً عندما يكونوا قلقين "نعم , كقولهم "أنا أتوقف - ذلك لم يكن ما قلناه - |
| Vücutlar başka şeyler söyler. | Open Subtitles | الجسد يقول أشياء آخرى. |
| Wally böyle iğrenç şeyler söyler, yapabildiği budur. | Open Subtitles | والي) يقول أشياء) بذيئة، هذا مايفعله |
| Yapma. O adam sadece beni üzecek şeyler söyler. | Open Subtitles | ارجوك, اقسم, ذالك الرجل يقول اشياء فقط لكي يزعجني |
| O, böyle şeyler söyler, pek düşünmez. | Open Subtitles | هو فقط يقول اشياء تافهه لا يفكر |
| Buradakiler onun hakkında ancak kötü şeyler söyler. | Open Subtitles | هنا يقولون أشياء سيئة عنها |