| Çok garip çünkü Aidan da şarap satıcısı numarası yapıyor. | Open Subtitles | هذا طريف للغاية , لأن ايدن تظاهر بأنه بائع نبيذ |
| Aidan bana Josh'la ilgili durumunuzu anlattı. | Open Subtitles | أيدن بقصة اللايدي هوك بالكامل التي تعيشها مع جوش |
| Aidan'la olanlarla pek alakası yok daha çok onun bana sonrasında davranış şekliyle alakalı. | Open Subtitles | وإيدن عبارة عن عقبة صغيرة. لم يكن ماحدث مع إيدن كثيراً، ولكن الأمر هو معاملته لي بعد ما حدث. |
| Ne yani, Aidan sırf tarzı iyi değil diye mi ölmeli? | Open Subtitles | ماذا,انت تقول ان ايدين يجب ان يموت للححصول على نقاط مختلفة؟ |
| Sanırım eskisi gibi olmayı özlemişim ve Aidan da geçmişimin büyük bir parçası. | Open Subtitles | أظن بأنني أفتقد من كنت حقا و آيدن كان جزء كبير من هذا |
| Aidan küçük güzel kasabandaki herkesin ölmesini istiyordu sen de dâhil. | Open Subtitles | (إيدين) كان يريد لكل من في مدينتكِ ان يموتوا وأنت منهم |
| Aidan'la olmayı çok seviyorum. Yani, dünyada olmak istediğim tek yer--.. | Open Subtitles | أحب البقاء مع (إيدان) لا أحب مكان أكثر من كوني معه |
| Aidan, lütfen bana yaşlı bir İspanyol asıllı adam olmaya çalışmadığını söyle. | Open Subtitles | ايدان أرجوك قل لي أنك لا تحاول أن تكون رجل أمريكي لاتيني |
| Lola, bu akşam neye mankenlik yapacağını Aidan'a göstermelisin. | Open Subtitles | لولا , ربما حان الوقت لتري ايدن ماذا ستعرضي لنا الليلة |
| Benim 80 yıl önce tanıdığım Aidan nasıl böyle tanrıtanımaz biri oldu? | Open Subtitles | كيف ان يصبح ايدن الذي اعرفه منذ 80 عام ان يصبح هكذا ينشق عن جماعتنا? |
| Aidan, kadın akıllı, hırslı ve beğendiği herhangi bir şeyin kalıbına sokabilirsin. | Open Subtitles | ايدن, انها تتسم بالذكاء و طموحه و اي شيء تحبه يمكنك ان تقنعها به |
| İkimizde 22 yaşında değiliz, Aidan. | Open Subtitles | لا أحد منا في في الثانية والعشرين من عمره , أيدن |
| Size "değerli misafirimize refakât edin" dediğim zaman "Aidan'ı ofisime getirin" demek istiyorumdur. | Open Subtitles | عندما أقول لكم اصطحبوا ضيفنا العزيز أعني حرفيا أحضر أيدن إلى المكتب |
| Bir metelik yere sırt üstü düşmez, öyle değil mi Aidan? | Open Subtitles | العملة المعدنية لا تستطيع الاستقرار على جانب واحد , أليس كذلك , أيدن ؟ |
| Aidan eskiden ailem için çalışırdı. | Open Subtitles | إيدن كان يعمل لدي عائلتي، كان يتولي رعايتي بشكل رئيسي. |
| Ben de burada Aidan sana söyledi mi söylemedi mi diye merak ederek oturuyordum. | Open Subtitles | كُنتُ أجلس هنا أتسائل طوال الوقت، إذا كان إيدن أخبرك أم لـاـ، |
| Aidan ile ben, geçen gece ilk kez birlikte olduk. | Open Subtitles | انا و ايدين كنا معا فى الليلة الفائتة لأول مرة. |
| Evet, doğru. Aidan bunları geçen hafta çizdi. | Open Subtitles | نعم, هذا صحيح آيدن رسم تلك الرسومات الأسبوع الماضي |
| Aidan'ın haline bakarsak şu an evde olmaması en hayırlısıdır belki de. | Open Subtitles | ربما من الأفضل أنها لم تعد في البيت الآن, مع( إيدين)و الطريقةالتيهوعليها. |
| Daha sonra Aidan yandaki dairede çalışırken, tavrımı tekrar programlamaya karar verdim. | Open Subtitles | بينما كان (إيدان) يعمل بالشقة كنت أعمل أنا على إعادة برمجة سلوكي |
| Yani artık okul harcını ödeyemem Aidan. | Open Subtitles | لذا لا أستطيع تحمل تكاليف المدرسة بعد الان ايدان |
| Uyandığında Aidan ile konuşmayı umuyordum. | Open Subtitles | حَسناً، أنا كُنْتُ أَتمنّى الكَلام مَع أيدان عندما يَستيقظُ. |
| Aidan'la öpüştüm. Çıldırmak üzereyim. Konuşmaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | لقد قبلت أيدين, أنا مرتعبة نحتاج أن نتحدث |
| En azından hayaleti. Aidan için yaşamasına izin verdim. | Open Subtitles | على الأقل، لَيسَ شبحَها أنا أبقيتُه على قيد الحياة لأيدان |