| Bir inancınız var: Yeni şeyler birbirine bağlı insanlardan dışarıya akacak. | TED | صحيح؟ لديك إيمان: ستتدفق الأشياء إلى البشر الموصولين. |
| Boyutlar birbiri içine akacak ve onları durduracak bir engel olmayacak. | Open Subtitles | ستتدفق الأبعاد في بعضها البعض دون وجود حاجز ليمنعهم |
| Gardiyanların kanları eski Babil'deki nehirler gibi akacak. | Open Subtitles | دماء الحراس ستتدفق مثل أنهار بابل القديمة |
| "Yeni ışığın üçüncü gününde Hasat vakti gelecek ve Efendi aralarında bir kere daha yürüdüğünde insanoğlunun kanı şarap gibi akacak." | Open Subtitles | ولكن في اليوم الثالث من النور الجديد سوف يأتي الحصاد .. عندما يتدفق دم الرجُل مثل النبيذ عندما يسير السيّد بينهم مرة أخري |
| Ona öyle bir vuracaksın ki eti ve kanı birlikte akacak yoksa gördüğüm her zenciyi öldürürüm! | Open Subtitles | وقال انه سوف يضربها، حتى spricker - بشرتها واللحم والدم يتدفق من، وإلا أنا سوف تقتل كل زنجي! |
| Yoksa federal vergi muafiyetinin yarısından fazlası nasıl en zengin Amerikalıların yüzde beşine akacak? | TED | و إلا كيف أن أكثر من نصف الإعفاءات الضريبية الاتحادية تتدفق إلى الخمسة بالمئة الأكثر ثراءً بين الأمريكين؟ |
| Pekâlâ Kirby, bu işin sırrı, hedefin biraz üzerine nişan almak. Böylece su aşağıya akacak. | Open Subtitles | حسنا يا (كيربي)، المفتاح هو أن تصوب بدقة فوق الهدف حتى يتقوس الماء إلى الأسفل |
| Kanım vaat edilmiş zamana kadar, yani sen dönene kadar, yani vaat edilmiş topraklar bizim olana dek akacak. | Open Subtitles | سأموت هنا ستروي دمائي هذه الأرض ستتدفق دمائي حتى اليوم الموعود |
| Kanım vaat edilmiş zamana kadar, yani sen dönene kadar, yani vaat edilmiş topraklar bizim olana dek akacak. | Open Subtitles | ستتدفق دمائي حتى اليوم الموعود حتى تعود وهذه الأرض الموعودة لنا |
| Bu geceden itibaren her gece, ta ki onlar teslim olana kadar kan akacak. | Open Subtitles | من هذه الليلة وكل ليلة حتى يصرخوا الدماء ستتدفق |
| O zaman, kesin kan akacak! | Open Subtitles | بالتأكيد الدماء ستتدفق ذلك اليوم |
| Bu geceden itibaren her gece, ta ki onlar teslim olana kadar kan akacak. | Open Subtitles | بدءاً من الليلة وكل ليلة الدماء ستتدفق |
| Kelimeler su gibi akacak | Open Subtitles | ستتدفق الكلمات كالنهر |
| "Kafirlerin kanı nehir olup akacak." | Open Subtitles | ستتدفق دماء الغزاة كالأنهار |
| "Yoksa şarap gözlerimden akacak" | Open Subtitles | "أو خذ النبيذ الذي يتدفق من عيناي" |
| "Yoksa şarap gözlerimden akacak" | Open Subtitles | "أو خذ النبيذ الذي يتدفق من عيناي" |
| Böylece kan rahat bir şekilde akacak. | Open Subtitles | حتى يتدفق الدم مثل تيار. |
| Bu sona gelene kadar Red Line metro tünelinde akacak: tam bu kesişim. | Open Subtitles | إنها تتدفق أسفل الخط الأحمر حتى تصل إلى النهاية، هذا التقاطع هنا |
| "Kan akacak, kapılar açılacak. Kan akışı durunca kapılar kapanacak. " | Open Subtitles | الدماء تتدفق , البوابات ستفتح البوابات ستغلق عندما لا تتدفق بعد ذلك |
| Tek yapması gereken kuantum kutusunu şelaleye yeterince yakınken açmak ve su direkt nüksırgaya akacak. | Open Subtitles | كل ما عليك القيام به هو تحويل مربع الكم على وثيقة بما فيه الكفاية من السقوط، والماء ينبغي أن تتدفق مباشرة الى |
| Böylece su aşağıya akacak. | Open Subtitles | حتى يتقوس الماء إلى الأسفل |
| Bunu çektiğimde patlamış borudan akarcasına kan akacak. | Open Subtitles | والآن، عندما أسحب هذا، سيتدفّق الدم مثل ماسورة مكسورة |