"anaokulunda" - Translation from Turkish to Arabic

    • الروضة
        
    • روضة الأطفال
        
    • في الحضانة
        
    • بالحضانة
        
    • في روضة
        
    • الروضه
        
    • من روضة
        
    • روضة الاطفال
        
    Keşke bütün vaktimi Sarah Wallis'i korkutmak için kağıttan pipiler yapmakla harcamak yerine anaokulunda sanat eğitimi almış olsaydım. Open Subtitles لو اهتممت قليلاً بحصص الروضة الفنية عوضاً عن أن أصرف وقتي كله في صناعات أشكالٍ ورقية لإخافة سارا ويليز.
    Fakat bu anaokulunda, gerginleşmek için hiçbir sebep yok. TED ولكن في هذه الروضة لا يوجد أسباب للعصبيه والتوتر.
    Bir de üvey annesiyle ona anaokulunda âşık olan kız gelecek. Open Subtitles وزوجة والده، وتلك الفتاة التي كان معجباً بها في روضة الأطفال
    Şunun farkına vardım, gerçek macera anaokulunda. Open Subtitles لقد أدركت أن الحركة الحقيقية في روضة الأطفال
    Hani anaokulunda biriyle tanışırsın... onun hakkında hiçbir şey bilmezsin... ama on saniye sonra eski arkadaşlar gibi oynamaya başlarsınız. Open Subtitles أتتذكر عندما كنت في الحضانة كيف كنت تقابل طفل و لا تعرف عنه أي شيء بعد فترة وجيزة تلعب معه و كأنك أفضل أصدقائه
    Bir dakika, anaokulunda aynı sınıfta mıydık? Open Subtitles مهلاً، أكنّا بالحضانة معاً؟
    ve anaokulunda kapısında onun gibileri temsil eden bir işaret olan tuvaletler olmadığı dersini öğrendi. TED علّمت الدرس القاسي والذي مفاده أنه لا يوجد باب حمام في الروضة عليه علامة ترحب بالأشخاص مثلها.
    anaokulunda ilk gününüze hoş geldiniz çocuklar. Open Subtitles أهلا بكم يا أولاد و يا بنات في يومكم الأول في الروضة
    Görüyorum ki bu hafta da kendi meselelerinle ilgileniyorsun ancak anaokulunda yeni bir öğretmen var ve kamerayı kapatıp bizi dövüyor. Open Subtitles أرى أنه لديك أشياؤك الخاصة تجري هذه الأسبوع ولكن هناك معلمة جديدة في الروضة الذي تعطل الكاميرا ومن ثم تضربنا
    Görüyorum ki bu hafta da kendi meselelerinle ilgileniyorsun ancak anaokulunda yeni bir öğretmen var ve kamerayı kapatıp bizi dövüyor. Open Subtitles أرى أنه لديك أشياؤك الخاصة تجري هذه الأسبوع ولكن هناك معلمة جديدة في الروضة الذي تعطل الكاميرا ومن ثم تضربنا
    Masabaşı görevine verilmeden önce ben de anaokulunda çalışıyordum. Open Subtitles إعتدت أن أعمل مع أطفال الروضة قبل . أن يضعوني وراء المكتب
    Çocuklar beni rahatsız ediyor. anaokulunda işimi yapamam. Open Subtitles الأطفال يزعجونني لا أستطيع القيام بأشياء في روضة الأطفال
    anaokulunda skandal, akşam haberlerinde. Open Subtitles فضيحة في روضة الأطفال عنوان نشرة أخبار السادسة
    anaokulunda âşık olduğum kızı hatırlatıyor. Open Subtitles إنها تذكرني بالفتاة التي وقعت بحبها عندما كنت في روضة الأطفال
    anaokulunda işler çabucak çığırından çıkabiliyor. Open Subtitles الأشياء يمكن أن تخرج عن السيطرة سريعاً في روضة الأطفال
    Şimdi ben çıktığımda bebeğim anaokulunda olacak. Open Subtitles الآن ستكون طفلتي في روضة الأطفال. حين أخرج من هنا.
    anaokulunda iki şey öğrendim... bir, ellerime hakim olmayı, iki, kim koklarsa buna katlanır.. Open Subtitles أمران تعلمتهما . . في الحضانة الأول , ابقي يدكِ لنفسكِ
    Dickie, sen ve Lenny'nin mi bu? Evet. Ben ve Hollywood anaokulunda arkadaştık. Open Subtitles ديكي هذا انت و ليني لقد كنا أصدقاء مقربين في الحضانة
    Bu tıpkı anaokulunda içinde tanıştığımız top havuzuna benziyor. Open Subtitles إنها تماما مثل حفرة الكريات أين إلتقينا في الحضانة.
    Marshall bu çocuklar anaokulunda, onlara böyle basketbol öğretilmez. Tabii ki öğretilir. Ben böyle öğrendim. Open Subtitles ـ (مارشال) انهم بالحضانة ، ليس هكذا تعلمت كرة السلة ـ بالتأكيد هكذا ، هكذا تعلمتها
    Düşünsene, Meg bile riskteyse o zaman Chris de olur belki Stewie ye bile anaokulunda bizden habersiz neler olur. Open Subtitles اقصد ان ميج بخطر, وكذلك كريس, وستيوي سيكون في الروضه قريبا..
    Sadece altı yaşımda olduğum ve henüz anaokulunda mezun olmadığım için fikrimi gerçeğe dönüştürmek için yeterli kaynağa ve malzemeye sahip olamadım ama yine de, araştırma deneyimim, algılayıcıları yaşlı insanlara yardım amacıyla kullanma konusunda sıkı bir istek aklıma soktu. TED منذ أن كنت في السادسة فقط في وقت لم أكن قد تخرجت من بعد من روضة الأطفال، لم أكن أملك المصادر الضرورية والأدوات لترجمة أفكاري لحقيقة، لكن مع ذلك، خبرة بحثي غرست بي حقًا رغبة راسخة لاستخدم المستشعرات لمساعدة المسنين.
    Tıpkı benim her salı sabahı anaokulunda yaptığım içini dökme saati gibi. Open Subtitles كما نفعل في صف روضة الاطفال ساعة احاسيس" في كل صباح ثلاثاء"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more