| Aranızdaki düşmanlıktan oluşan kırılgan ve garip arkadaşlığı paramparça ederdi. | Open Subtitles | غالبًا ستنهار حطامًا وستُمنيان بحالة مخيفة من انقلاب الصداقة لعداوة. |
| PM: Kadın arkadaşlığı hakkında okuduğum şeylerden biri de, Cervantes'in söyledikleri: | TED | بات: وأحد الأمورالتي قرأتها عن الصداقة بين الإناث هو شيْء قاله سيرفانتيس. |
| Ayrıca seks arkadaşlığı bozar. | Open Subtitles | إلي جانب أن الجنس دائما ما يفسد الصداقة بطريقة ما, إذا تركناه |
| Yılların arkadaşlığı ve sen bunu kaldırıp atıyor musun? | Open Subtitles | لقد كنا أصدقاء منذ زمن وأنت تنهى صداقتنا هكذا الآن ؟ |
| Peter'ın kıskançlığı yüzünden eski bir arkadaşlığı sadece bir erkek olduğu için sürdürmememden utanıyorum. | Open Subtitles | أنا أخجل من نفسي لترك غيرة بيتر تمنعني عن إحياء الصداقات القديمة فقط لأنه رجل |
| arkadaşlığı unut! Onu sevdiğini ona göster, ve sonra o karar versin. | Open Subtitles | و الأن أنسى كل الصداقه وأظهر لها بعض الحب |
| Derler ki; mesafeler arkadaşlığı daha da güçlendirirmiş. | Open Subtitles | يقولون بأن المسافات تنمي علاقة الصداقة بطريقة قوية |
| Çocukluk arkadaşlığı Rothstein'i... Tangiers'in patronluğundan edecek mi? | Open Subtitles | الليلة في الساعة 6 ,هل ستعزل الصداقة القديمة روذستين من رئاسة كازينو طنجة؟ |
| arkadaşlığı sekse tercih etmek, erkeğin duymayı en son isteyeceği şeydir, ama bu defa bana gerçekten mant gelmişti. | Open Subtitles | أعرف أن تفضيل الصداقة على الجنس آخر مايريد الرجل سماعه لكن أتعلمون؟ لقد رأيت الأمر منطقيا هذه المرة |
| Yılların arkadaşlığı bir çift orantısız göğse yenik düştü. Evet, bu doğru. | Open Subtitles | اعوام من الصداقة الملفقة من احدى اصحاب الثدي غير المتوازن |
| Film, savaş döneminde İngiltere'nin... kırsal kesimindeki iki kadın arasında oluşan arkadaşlığı anlatıyor. | Open Subtitles | حسنا, إنه عن تطور الصداقة بين إمرأتين في الريف الإنجليزي |
| Bilmiyorum, yani, bu arkadaşlığı güçlendirmek... için çok çaba harcıyoruz. | Open Subtitles | لا أعني أعني نعمل بجد لتزوير هذه الصداقة |
| Ayrıca bana asla ilişkinizi daha da ileri götürerek seninle arasındaki özel arkadaşlığı bozacak bir şey yapmayacağını söyledi. | Open Subtitles | و قد اخبرتنى انها لن تُفسد علاقة الصداقة التى بينكما بالوصول الى مستوى اعلى |
| Güçsüz olan sensin ve arkadaşlığı veya sevgiyi asla bilemeyeceksin | Open Subtitles | انت الوحيد الضعيف انت لا تفهم الحب او الصداقة |
| Sanırım cephedeki arkadaşlığı özlemişti. | Open Subtitles | لكن أعتقد بأنه إفتقد الصداقة الحميمة، تعلمون؟ |
| Hee Won ile arandaki arkadaşlığı kesme. | Open Subtitles | لا تقطع علاقة الصداقة التي بينك وبين هي وون. |
| Aramızdaki arkadaşlığı bu soruya doğru cevap verecek kadar yüksek bir yere koyuyor musun? | Open Subtitles | هل صداقتنا المزيّفة في المرتبة التي تجعلكِ تجيبين على هذا السؤال بصدق ؟ |
| Niye erkeklerin arkadaşlığı birbirlerine hakaret etmekten oluşur? | Open Subtitles | اخرسوا , لماذا كل الصداقات بين الرجال مبنية على اهانة بعضهم ؟ |
| Eller arkadaşlığı, kalp aşkı taç ise sadakati temsil ediyor. | Open Subtitles | الأيادى من أجل الصداقه, والقلب من أجل الحب والتاج من أجل الإخلاص. |
| Kutlu Hayat arkadaşlığı şeysi günü. - Teşekkürler. | Open Subtitles | ـ اتمنى لكِ يوم شراكة منزلية سعيد ـ شكراً لكِ |
| Yani ben insanlarla iş arkadaşlığı, kardeşlik ve akrabalık gibi değişik derecelerde ilişkiler kuruyorum; ve bu insanlar da diğer insanlarla benzer ilişkiler kuruyorlar. | TED | لذلك فقد شكلت صداقات و زمالة و أخوة و علاقات قرابة مع أشخاص آخرين هم بالتالي لديهم علاقات مشابهة مع أشخاص آخرين |