| Onun gibi görünmediğini biliyorum, ama o sesi asla unutamam. | Open Subtitles | أعرف أنه لا يشبهه، لكن لن أنسى أبداً ذلك الصوت |
| Bana öğrettiklerinizi asla unutamam. | Open Subtitles | أيها المعلم كاكاشي لن أنسى أبداً ما علمتني |
| - Kampüste şampanya, çilek reçeli ve Brioche eşliğinde Schopenhauer okuyup tartıştığımız o uzun öğleden sonralarını asla unutamam. | Open Subtitles | لقد إشتقت إليك لن أنسى أبداً تلك الأمسيات الطّويلة بساحة الجامعة الّتي قضيناها ونحن نشرب الشّمبانيا نأكل الخبز المُحلّى مع معلّبات الفراولة |
| O ölümcül kelime, beynimin içinde dönmeye başladığı zaman lenf bezlerimi donduran o tarif edilemez korkuyu asla unutamam. | Open Subtitles | لن أنسى أبدا الرعب الكبير الذي جمّد الليمفاوية في غددي عندما قامت الكلمة السامة بإخافة عقلي المترنح |
| O bakışını asla unutamam. | Open Subtitles | لن أنسى أبدا ً الطريقة التي نظرت بها |
| Onlar bunun mümkün olmadığını söylemişlerdi, o günü asla unutamam. | Open Subtitles | قالوا أن ذلك كان مستحيلا هذا يوم لن أنساه أبدا |
| 14 sene önce, bankadaki o günü asla unutamam. | Open Subtitles | لن أنسى ذلك اليوم أبداً في المصرف قبل 14 عام |
| asla unutamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أنسى |
| Terlemiş ve çamur içinde bekleyişimiz, orada olanları asla unutamam. | Open Subtitles | أنا لَنْ أَنْسي الوَضْع هناك، التغطي بالطين الُتَعرِّق، إلانتظار. |
| O gözleri asla unutamam. | Open Subtitles | أنا أبدا لن أنسى هذه الأعين |
| Tanrım patisi elimin içine yumuşacık düşerken köpeğin bakışlarındaki o dehşeti asla unutamam. | Open Subtitles | أوه، يا إلهي لن أنسى أبداً الرعب في عيني فراغل الصغير... حين تراخت قدمه في يدي... |
| Sonraki beş geceyi asla unutamam. | Open Subtitles | لن أنسى أبداً تلك الليالي الخمس |
| O suratı asla unutamam. | Open Subtitles | لن أنسى أبداً ذلك الوجه، يا رجل |
| O gün bana dediğini asla unutamam. | Open Subtitles | فأنا لن أنسى أبداً ما قلته لى |
| O anı asla unutamam. | Open Subtitles | لن أنسى أبداً تلك اللحظة |
| Bunu asla unutamam. | Open Subtitles | لن أنسى أبداً |
| Ama gördüğüm dehşeti asla unutamam. | Open Subtitles | لكني لن أنسى أبدا الرعب الذي رأيته |
| Evet, bende asla unutamam. | Open Subtitles | نعم، حسنا، لن أنسى أبدا ذلك، إما. |
| Çığlığını asla unutamam.. | Open Subtitles | لن أنسى أبدا البكاء |
| Onu asla unutamam. Eşcinseller olarak sekse çok öncelik veriyorsunuz. | Open Subtitles | لن أنساه أبدا أنتم أيها الشاذون تعتبرون الجنس من أولوياتكم |
| O günü asla unutamam. | Open Subtitles | و قال بأنه يريدني خارج المنزل في الحال لن أنسى ذلك التاريخ |
| asla unutamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أنسى |
| Babamın bizi çocukluğunun geçtiği yere götürmesini asla unutamam. | Open Subtitles | أنا لَنْ أَنْسي عندما اخذنا ابي إلى المكانِ حيث كَبرَ. |
| O gözleri asla unutamam. | Open Subtitles | أنا أبدا لن أنسى هذه الأعين |