| Atlantik'in üstünden tek başına uçan ilk zenci adam Alan Lemon mı? | Open Subtitles | ألين ليمون ، وهو أول رجل أسود يحلق فوق المحيط الأطلسي وحده؟ |
| Burası Breakers, Newport, Rhode Island. Atlantik'e nazır dev muhteşem konak. | Open Subtitles | قصر كبير غاية في الروعة و الجمال يطل على المحيط الأطلسي |
| Genellikle, 16 yaşına gelene dek Atlantik'i tek başımıza geçmeyiz. | Open Subtitles | بالعادة، إننا لا نعبر المحيط الأطلسي لوحدنا حتى سن 16. |
| Hat gitti, efendim. Atlantik'te iki tane daha gemi var. | Open Subtitles | أنقطع الخط يا سيدي رصد جسمان آخران فوق المحيط الأطلنطي |
| Önündeki ufak bot ise, 80 yıl sonra Kristof Kolomb'un içinde Atlantik'i geçtiği gemi. | TED | والقارب الصغير أمامها هو الذي صنع بعد 80 عام والذي ابحر فيه كريستوفر كولومبوس عبر الاطلنطي |
| Selam. Şu an Atlantik'in yarısını kat etmiş olman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | ألا يفترض بك أن تكون قاطعاً وسط الأطلسي في هذه الأثناء؟ |
| Atlantik'ten gelen hava cephesi sağanak yağışı da sürüklemeye devam ediyor. | Open Subtitles | تستمر موجة التقلبات الجويّة هذه من المحيط الأطلسي بجلب أمطار غزيرة |
| Bu sayı Atlantik denizi üzerinden Afrika'dan getirilen kölelerin sayısının iki katı | TED | وهذا ضعف عدد الأشخاص الذين تم أخذهم من أفريقيا خلال فترة تجارة الرقيق عبر المحيط الأطلسي بأكملها. |
| Atlantik Benekli Yunusları, birkaç nedenden dolayı çalışılmaya çok uygun bir türdür. | TED | فدلافين المحيط الأطلسي المرقطة هي كائنات لطيفة فعلاً للعمل معها، وذلك لعدة أسباب |
| Atlantik Okyanusu'nu bir buçuk günde geçiyor. | TED | إنها تستغرق يوما ونصف فقط لتقطع المحيط الأطلسي. |
| Bu onun rotası olacaktı: Kuzey Atlantik Okyanusu'nun açıklarında 3.800 km'den fazla. | TED | هذا هو خط سيرها: أكثر من 3600 ميل عبر المحيط الأطلسي الشمالي المفتوح. |
| Biz zamanlar Brezilya donanması Atlantik'ten Pasifik'e yola çıkmış, | TED | فقد تمكن أسطول الصيد البرازيلي في فترة ما من الانتقال من المحيط الأطلسي حتى الهادئ. |
| Atlantik köle ticareti aynı zamanda ırkçı ideolojiye de katkıda bulundu. | TED | لقد ساهمت تجارة الرقيق عبر المحيط الأطلسي أيضا في تطوير أيديولوجية عنصرية |
| Sahel bölgesi Sahra Çölü'nün güneyinde kalan yarı kurak alan. Batıda Atlantik'ten, doğuda Kızıldeniz'e uzanıyor. | TED | منطقة الساحل هي منطقة شبه قاحلة جنوب الصحراء الكبرى تمتد من المحيط الأطلسي في الغرب إلى البحر الأحمر في الشرق |
| Şimdi Atlantik ve Pasifik arasında açılan yeni bir yol var. | TED | الآن يوجد طريق جديد فتح بين المحيط الأطلسي والهادئ. |
| - Ne demeliyim? Biraz önce Atlantik'i geçerek indiniz. | Open Subtitles | لقد حلقتَ لتوك منفردا فوق المحيط الأطلسي |
| Atlantik'in diğer tarafında bir zamanlar bizim bir kolonimiz vardı. | Open Subtitles | وعبر المحيط الأطلنطي تقبع مستعمرة كانت يوماً ما ملكاً لنا، |
| Ama Lindbergh Atlantik'i geçtiği zaman yükü de bir kişi ve biraz yakıt için anca yeterliydi. | TED | ولكن عندما قطع لندبيرغ الاطلنطي كان حمل طائرته مناسب فقط لشخص واحد وقليل من الوقود |
| Atlantik morinasına, New England'da ne olduğunu hepimiz biliyoruz. | TED | نحن جميعا نعرف ما حدث لسمك القد الأطلسي في نيو انغلاند. |
| Atlantik kıyı şeridinde bir yerde muhtemelen Cape Hatteras açıklarında... 12 saat içinde, öğleden sonra saat 4.35'te düşecek. | Open Subtitles | فى مكاناً ما فى المحيط الأطلنطى "تقريباً فى مياة شاطئ "كيب هاريتس فى أقل من 12 ساعة تقريباً 4: |
| Atlantik'te iki aylık bir yolculuğa çıkarsanız işinize yarar. | Open Subtitles | إذا سافرت عبر الأطلنطي في رحلة لشهرين فسوف ينفعك هذا |
| - Atlantik'in bu tarafındaki tabii ki. | Open Subtitles | فى مكان ما عبر المحيط الاطلسى , انا متأكدة |