| Kötülükle baş ettikleri aynı yolla, sanırım. Yok ederek. | Open Subtitles | بنفس الطريقة التي تعاملوا بها بكل شر كما أفترض ، سيقضون عليها |
| Allie, formüle bakıyorum da Kevin'in ilerleyişini durduracak bir yol bulabilirsem aynı yolla paslanmaya neden olan bakteriyi de durdurabilirim. | Open Subtitles | الي, انني انظر الى المعادلة. واذا استطعت ان اكتشف شيئاً لكي اوقف تقدم كيفين بنفس الطريقة التي اوقفت بها البكتريا, انا |
| Bilim insanları, insan genetiğinin aynı yolla nasıl değiştirileceğini buldular. | Open Subtitles | ..والعلماء قد إكتشفوا كيف يعدلوا جينات البشر بنفس الطريقة |
| Ve aynı yolla yönetmeyi planlıyorum. Bay Guidry,birkaç ay içinde, meclisin bir üyesi olarak şimdiye dek verdiğiniz en önemli oyu vermeniz istenecek. | Open Subtitles | وأنا أخطط لإدارتها بنفس الطريقة. سيد جودري,خلال بضعة أشهر,سُيطلب منك تمثيل |
| - Kapak mühürlenerek kapandı. - Mührü aynı yolla geri açabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا نزع اللحام بنفس الطريقة التي ألحمت بها. |
| Bu kilisenin altındaki toprağın sahibi oldu aynı yolla çevrenin kalanına sahip oldu, bütün mülklerini aynı yolla aldı. | Open Subtitles | لقد حصل على الأرض تحت هذه الكنيسة بنفس الطريقة التي حصل بها على بقية الحي بنفس الطريقة التي حصل بها على كل ما لديه من الممتلكات |
| Seni tanıdığımla aynı yolla | Open Subtitles | بنفس الطريقة التي أعرفكِ بها |
| Overland' da aynısı var, o da aynı yolla öldürülmüş. Enya Pertaski üzerine yoğunlaşmalısın. | Open Subtitles | أوفرلاند) لديه نفس العلامة) لقد مات بنفس الطريقة |
| Bir vatansever ceketi artı gaz maskesi ve Dodds'un Pemberton ile aynı yolla öldürüldüğü bilgisi mi var? | Open Subtitles | إذن، إن استثنينا القميص الوطني وأضفنا قناع الغاز، نجد أنّ (دودس) قتل بنفس الطريقة التي قتل بها (بمبرتون)؟ |
| aynı yolla Vietnam savaşını da kazanmıştım. | Open Subtitles | بنفس الطريقة التي فزت فيها بتلك المعركة في (الفيتنام). بالإغماء! |
| - Belki de aynı yolla. - Neymiş o yol? | Open Subtitles | ربما بنفس الطريقة |