| Sana biraz garip gelecek ama mahsuru yoksa girip eve bir bakabilir miyim? | Open Subtitles | قد يكون هذا غريباً بعض الشيء، لكن أتساءل إن استطعتُ الدخول لإلقاء نظرة. |
| Hem duruşma hem de temyiz avukatları gelip "Steven Avery'nin davasına bakabilir misiniz? | Open Subtitles | محامي الدفاع ومحامي الاستئنا لـ ستيفن قالا إيمكنكم إلقاء نظرة على ملف ستيفن؟ |
| Bir saniye içerisindeki 65,000 etkinleştirme noktasına bakabilir. | TED | يمكنه رؤية 65000 نقطة للتفعيل في كل ثانية |
| Hoca, cep telefonumu sırada unutmuş muyum diye bakabilir miyim? | Open Subtitles | استاذ، هل يمكنني رؤية ما اذا كنت نسيت هاتفي المحمول في درج طاولتي ؟ |
| Görüyorsun ya, Papi, hayatıma bakabilir ve hiçbir şeye ...sahip olmadığımı düşünebilirsin. | Open Subtitles | أترى يا أبى ربما يمكنك النظر لحياتى كأننى لا أملك أى شيئ |
| - Elindeki ne? Kamyon mu? bakabilir miyim? | Open Subtitles | شاحنه ، هل يمكننى رؤيتها هيا دعنى ارى شاحنتك |
| Gezegen uçup giderken teleskoptan bakabilir miyim? | Open Subtitles | حين تتسنى لنا رؤية الكوكب وهو يمرّ وأتمكن من رؤيته عبر التلسكوب. |
| Hedge herhangi bir robotu rastgele seçip fırınına bakabilir ve seri numarasını değişken olarak depolayabilir. | TED | يمكن لهيدج أن يختار أي آلي بشكل عشوائي، يلقي نظرة بداخل فرنه، ويخزن الرقم التسلسلي كمتغير. |
| Ama dünyaya bakabilir ve onun neresinde durduğumuzu anlamaya çalışabilir, ve onunla nasıl bir etkileşim içinde olabileceğimizi seçebiliriz. | TED | ولكن يمكننا إلقاء نظرة على العالم ، ونحاول أن نفهم أين نحن في هذا السياق ، ونختار كيفية التفاعل معه. |
| - Lütfen yukarı çıkıp bakabilir misiniz? | Open Subtitles | هل من الممكن رجاءً أن تذهبى وتلقى نظرة ؟ |
| Hâlâ sorun yaşıyorum. Gelip bir bakabilir misin? | Open Subtitles | نعم ، لا زلت أواجه مشكلة معه هلا دخلت و ألقيت نظرة عليه ؟ |
| - Yüzeye yakından bakabilir miyiz? Saldırının büyüklüğü çıplak gözle de görülebiliyor. | Open Subtitles | يمكنكم بالفعل رؤية الاتساع بالعين المجردة |
| Olay yerindeki kılların arasında telefon kulübesindeki kıllarla aynı kıllar var mı diye bakabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك رؤية هل أي من بصيلات مسرح الجريمة تطابق الشعر من كشك الهاتف ؟ |
| Bunu da almayacağım, şu yukarıdaki siyah olana bakabilir miyim? | Open Subtitles | لن آخذ هذه ، أيمكنني رؤية السوداء التي بالأعلى؟ |
| Bu çocuğun yüzüne bakabilir, ve diyebilirdiniz ki, "Peşinden git, çocuğum, | TED | كان بإمكانكم النظر إلى وجه\ها والقول عليك به يا بني |
| Detaylı bakabilir ve bu nehirlerin nasıl aktığına ve tabiatların neye benzediğine dair bazı özgünlüklerle bunu tanımlayabiliriz. | TED | يمكننا النظر في التفاصيل وإعادة البناء مع بعض الخصوصية النوعية كيف تدفقت هذه الأنهار، وما بدت عليه المناطر الطبيعية. |
| İçeri girip orada mı diye bakabilir misin? | Open Subtitles | هلّا رجاءً ذهبت للداخل و لترى إن كان بوسعكِ رؤيتها هناك؟ |
| Gezegen uçup giderken teleskoptan bakabilir miyim? | Open Subtitles | حين تتسنى لنا رؤية الكوكب وهو يمرّ وأتمكن من رؤيته عبر التلسكوب. |
| Bir baba yüz çocuğa bakabilir ama yüz çocuk bir babaya bakamaz. | Open Subtitles | الأب يمكنه أن يعتنى بـ 100 طفل، لكن 100 طفل . لا يستطيعوا الإعتناء بأب واحد . تلك حقيقة مطلقة |
| - Adı her neyse. Bak, demek istediğim şu. O başının çaresine bakabilir. | Open Subtitles | مهما يكن اسمه، اسمعي، بيت القصيد هو أنّ بوسعها الاعتناء بنفسها فكفاكِ قلقاً |
| Chor Thorc'ta bu kadar uzun süre kaldıysa başının çaresine bakabilir. | Open Subtitles | لقد نجا من مخاطر هذا البُعد يستطيع أن يعتني بنفسه |
| Çocuğum, kusuruma bakma ama, acaba şu oğlanın ateşine bir bakabilir misin? | Open Subtitles | آنستي ، أنا أعتذر ، ولكن هل يمكنك أن تعتني بالصبي ؟ |
| Affedersiniz bayım. Çakınıza bir bakabilir miyim? | Open Subtitles | المعذرة يا سيدي، أتسمح ليّ برؤية سكينك للحظة؟ |
| Garson, içtiğimiz şarabın şişesinin etiketine bakabilir miyiz? | Open Subtitles | ايها النادل.. دعنى ألقى نظره على الملصق الذى على زجاجة النبيذ التى نشربها.. هل هذا ممكن ؟ |
| - bakabilir miyim? | Open Subtitles | ـ هل تسمحين ليّ ؟ |
| Tatlım, telefona bakabilir misin? | Open Subtitles | عزيزي، هلا أجبت الهاتف؟ |
| bakabilir miyim lütfen? | Open Subtitles | هل يمكنني ان اراها ؟ |
| bakabilir miyim. Bakmak istiyorum. | Open Subtitles | دعيني أرى، أرغب برؤيته. |