| Bir düşünün, Barış Gücü'nde bir Lytton. | Open Subtitles | تخيلي .. آل ليتون في كتائب السلام. كن حذراً .. |
| Barış Gücü'ne katılmak için sabırsızlanıyordum ve babam kadar mükemmel bir adamla asla karşılaşamayacağımı düşünüyordum. | Open Subtitles | عندما كنت لا أستطيع أن أنتظر للإنضمام إلى كتائب السلام وكنت أعتقد أنى لن اجد شخص فى عظمه أبي |
| Bunlar Barış Gücü'nden dostlarım. Ralph Owens ve Li'iBoy. Bu da Hal Larson. | Open Subtitles | هؤلاء رفاقي في قوات حفظ السلام رالف أوينز ولي بوي وهذا هال لارسين |
| - Barış Gücü ne katılcak herhangi bir oğlumum olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أن ابني انضم إلى قوات حفظ السلام. |
| Bu programın adı Amerika için Programla, ve bu biraz teknoloji dahileri Barış Gücü gibi bir şey. | TED | البرنامج يدعى البرمجة لأجل أمريكا، وهو أمر يشبه نوعا ما فيلق السلام لمهووسي التكنولوجيا. |
| Çatışmalar için çözüm önerisi Birleşmiş Milletler’in Barış Gücü olabilir vesaire... | TED | وبالنسبة للصراعات , سيكون الجواب هو قوات الامم المتحدة لحفظ السلام وهكذا .. |
| En iyi Barış Gücü askerlerini Mıntıka 2'ye gönderende böyle basit bir düşünceydi. | Open Subtitles | و هو السبب نفسه الذي دفعك إلى إرسال أفضل (المحافظين على السلام) لنا إلى القطاع 2 |
| Gezegenler arası Barış Gücü'nün gözbebeği. | Open Subtitles | صديق كتيبة السلام الكوكبية الأفضل |
| Biliyorsun Barış Gücü çok seçici davranır. | Open Subtitles | تعرف ما يعني لي هذا " بيس كورب " انتقائيون جداَ |
| Barış Gücü çocukları bir ay önce Amerika'ya geri getirdi. | Open Subtitles | كتائب السلام اعادتهم إلى الولايات المتّحدةَ قَبْلَ شهر. |
| Barış Gücü'nü bile düşünüyorum. | Open Subtitles | مازلت حتى أضع في الإعتبار كتائب السلام. |
| - Barış Gücü'ne katılabilirmiş. | Open Subtitles | إنه يفكر بالإنضمام إلى كتائب السلام. |
| Ayrıca, o Barış Gücü işini kabul etti. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنها قد قبلت بمهمة قوات حفظ السلام |
| Her yerde Birleşmiş Milletler Barış Gücü var. | Open Subtitles | لقد نال من كل قوات حفظ السلام التابعة للام المتحدة وأصابها |
| Tepesinde BM Barış Gücü belası var. | Open Subtitles | انه مشغول بقدوم قوات حفظ السلام الدولية |
| Bu kaset, Nijerya'daki bir Barış Gücü çalışanı tarafından çekildi. | Open Subtitles | تم تسجيل هذا الشريط من قبل شخص في فيلق السلام في نيجيريا. |
| Şimdi Barış Gücü, Mısır, egzotik yemekler yapmak bilim, seks. | Open Subtitles | اذا فيلق السلام , مصر , وطبخ الاطعمة الغريبة العلم , والجنس |
| Sonra Barış Gücü'yle birlikte Nikaragua'ya gittik. | Open Subtitles | ثم كنا في نيكاراغوا مع فيلق السلام. |
| Bu bir Barış Gücü ve İnsanî Donanma. | Open Subtitles | إنه مهم فهو أسطول لحفظ السلام والمنفعة العامة |
| BM, Hırvatistan'a Barış Gücü gönderdi bile. | Open Subtitles | وقد أرسلت الأمم المتحدة قوة لحفظ السلام في كرواتيا. |
| Eğer ordumuz, Barış Gücü ve diğer kuvvetleri aşarsa, onlarla şehrin merkezinde ki Snow'un malikanesin de birleşeceğiz. | Open Subtitles | إذا استطاعت قوّاتنا تجاوز (المحافظين على السلام) و الدفاعات الأخرى فسنتجمّع في مركز المدينة أمام قصر (سنو) |
| Barış Gücü nerede olduğumuzu şuana kadar bilmiyordu. | Open Subtitles | لم يكن (المحافظون على السلام) على علمٍ بمكاننا، الآن هم يعرفون |
| Barış Gücü çok seçicidir. | Open Subtitles | " هيئة " بيس كورب انتقائيون بعناية |