| Burada seni beklememi söyledi Sen Maggie'sin, o Archie, ben hiç kimseyim. | Open Subtitles | تم إخباري أن أنتظرك هنا. أنت ماجي، هو آرتشي، أنا لا أحد. |
| Yazarsanız çok mutlu olurum fakat dönmenizi beklememi istiyorsanız, bunu önce babamdan istemelisiniz. | Open Subtitles | سأكون سعيدتاً إذا كتبت لي ولكن إن طلبت مني أن أنتظرك حتى تعود عندها يجب أولاً أن تسأل أبي |
| Seni beklememi isteyebilirdin. En azından bir şeye benzerdi. | Open Subtitles | كان يمكنك ان تطلب مني ان انتظرك |
| Hayır, hayır, avukatım kimseyle konuşmadan önce onu beklememi istedi. | Open Subtitles | لا لا. الأمر فقط أن المحامى الخاص بى ارادنى أن أنتظره قبل التحدث لأى شخص |
| Kaybolursam plastik kutuların olduğu yerde beklememi söylemişti. | Open Subtitles | لقد قالت بأن أنتظرها بجانب الصناديق البلاستيكية إذا تهت! |
| Barbara, bir şeye çok kızmış. Onu dışarıda beklememi söyledi. | Open Subtitles | أكل بعض من البابر كنت في إنتظارك بالخارج |
| beklememi istedi çünkü saavşa gidecekti | Open Subtitles | طلب مني أن انتظره عندما يذهب للحرب وقد فعلت |
| Sanki seni beklememi ister gibi konuşmuştun. | Open Subtitles | لقد جعلتِني أصدّق أنكِ تريديني أن أنتظركِ. |
| Geri dönmeyebilir. Hayır. Saat on birden önce dönecek, beklememi söyledi. | Open Subtitles | كلا قال إنه سيعود قبل ساعه 11مساءاً و أن عليَ إنتظارة |
| Ne yapmamı istiyordun ki? Oturup, ilk önce senin birini bulmanı beklememi mi? | Open Subtitles | ماالذي توقعتي أن أقوم به أنتظرك لحين مواعدة شخص آخر قبل أن أقوم أنا بذلك |
| - beklememi söyle bunu söyle ben de bekleyeyim. | Open Subtitles | أخبرتني ان أنتظرك وأقول هذه الكلمات، وسأفعل |
| Ona beklememi söylediğini söyledim. | Open Subtitles | أخبرته إنك طلبتَ منّي أن أنتظرك هنا. |
| İçerideyken beklememi ister misin? | Open Subtitles | تريديني أنتظرك حين تدخلين إلى الطبيب؟ |
| Burası riskli bir mahalle. Sizinle burada beklememi ister misin? | Open Subtitles | إنه حي مشبوه هل تريدين أن أنتظرك ؟ |
| Siz gelene kadar burada beklememi söyledi. | Open Subtitles | و قالت لي بأن أنتظرك... .هنا الى أن تصل |
| Verdiğin sözü oturup beklememi mi istiyorsun? | Open Subtitles | من المفترض ان انتظرك لكي تخبرني بذلك |
| beklememi de. | Open Subtitles | طلبت مني ان انتظرك ؟ |
| Bir adamla 20 yıl birlikte olmak ondan çok güzel kızlarının olması işte tüm bunlar beklememi sağlıyor. | Open Subtitles | بعدما عاشت مع الرجل 20 عاما ولديهم مثل تلك البنتان الرائعتان هذا كل ما كنت أنتظره |
| Beau dışarıda arabada beklememi söyledi. | Open Subtitles | لقد أمرني أن أنتظره في الخارج مع السيّارة. |
| Bana beklememi söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني أن أنتظرها |
| Annem, doktorla dönene kadar burada beklememi söyledi. | Open Subtitles | -قالت أمّي أن أنتظرها حتّى تعود مع الطبيب . |
| - Ofisinizde beklememi ister misiniz? | Open Subtitles | هل تفضل منّي إنتظارك في مكتبك؟ |
| Bütün gün burada oturup onu beklememi istiyor. | Open Subtitles | هو يريد مني البقاء هنا طوال اليوم و انتظره ؟ |
| Bana, seni beklememi söyledin. | Open Subtitles | أخبرتِني بأن أنتظركِ. |
| Saat on birden önce dönecek, beklememi söyledi. | Open Subtitles | كلا قال إنه سيعود قبل ساعه 11مساءاً و أن عليَ إنتظارة |