| Çocukken de yanlış kadını seçerdim. Sanırım Benim sorunum bu. | Open Subtitles | حتى عندما كنت صبياً كنت أقبل على المرأة الخطأ أعتقد هذه هي مشكلتي |
| Ne tuhaf; yanlışlıkla çıkmanın Benim sorunum olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | يالَ السخرية ، لقد إعتقدت أنَ تلك هي مشكلتي لقد خرجت بالخطأ |
| Benim sorunum bu lanet olası ofiste kimsenin işini yapmaması. | Open Subtitles | خطبي هو أنه لا أحد لديه ما يُفترض أنه يكون معه في هذا المكتب اللعين |
| Prens, Benim sorunum şu ki, yumruğum aklımdan daha hızlı çalışıyor. | Open Subtitles | أيها الأمير، مشكلتي هي أن قبضتي تتحرك أسرع من عقلي. |
| Aferin sana. Benim sorunum şu, domuzları ve beyaz kadınları çok seviyorum. | Open Subtitles | هذه مشكلتي , أحب الخنازير و النساء البيض جدا ً |
| Benim sorunum bize ne yaptığını ve neden yaptığını bilmek istemem. | Open Subtitles | مشكلتي أنني ، أريد أن أعلم ماذا فعلتِ لنا و لماذا |
| Benim sorunum, iki kızım olması. | Open Subtitles | هذا هو ما دهاني: لدي ابنتان |
| Her türlü her türlü tatminsizliğin Benim sorunum olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا واثقة ... أن أي عدم رضى لدي هو مشكلتي أنا |
| Bu Benim sorunum dedim, kendim çözerim dedim ve çözdüm de. | Open Subtitles | لقد ظننت أن هذه هي مشكلتي وأنني سوف أقوم بحلّها بنفسي ولقد فعلت |
| Annemi dert etme, o Benim sorunum. | Open Subtitles | "لا تقلق بشأن والدتي، وقالت أنها هي مشكلتي. |
| Mutlu olmayı ve pozitif enerji yaymak Benim sorunum. | Open Subtitles | يجري سعيدة ونشر السعادة هي مشكلتي. |
| Ben çok kolay idare edilirim, Benim sorunum bu. | Open Subtitles | أنا سهل المَنال، هذه هي مشكلتي |
| Senin gibi bir şey. Tanrım. Benim sorunum ne? | Open Subtitles | تشبهك تماما يا إلهي , ما خطبي ؟ |
| Sadece - Benim sorunum ne bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أدري مـا خطبي |
| - Ee Benim sorunum ne peki? | Open Subtitles | إذاً ما خطبي بحقّ الجحيم؟ |
| Benim sorunum, başkalarıyla çıkan biriyle yatıyor olmam. | Open Subtitles | , مشكلتي هي أني أنام مع رجل يواعد أخريات |
| Benim sorunum, onun birini kurtarırken öldürmesi. | Open Subtitles | مشكلتي هي أنّه سيحاول إنقاذ شخص حتى الموت |
| - Bu Benim sorunum. - Bilmen gereken bir şey daha var. | Open Subtitles | هذه مشكلتي أعتقد أن هناك أمر عليك أن تدركه |
| Benim sorunum, erkeklik organını hem çekici, hem de itici bulmak. | Open Subtitles | مشكلتي أنني منجذبة وحانقة على جنس الذكور |
| Benim sorunum ne? | Open Subtitles | ما الذي دهاني ؟ |
| Babama kanıt bulmak... Benim sorunum bu. | Open Subtitles | العثور على دليل لأبي هو مشكلتي أنا |
| - Maddi güçleri yetmeyen insanlar Benim sorunum değil. | Open Subtitles | ليس ذنبي أن السعر ليس في متناول بعض الناس. سيكون في متناولهم الآن. |
| Bu da Benim sorunum. Hiçbir zaman başka insanların acıları konusunda iyi olamadım. | Open Subtitles | انها مشكلتي انا فقط لم اكن حقا جيد |
| Benim sorunum Bay Kreutzfeld ileydi. | Open Subtitles | ( نزاعى كان مع السيد ( كرتزوفيلد |
| Sana söyledim, yardımını istemiyorum. Benim işim, Benim sorunum. | Open Subtitles | أخبرتكِ أنني لست بحاجة لمساعدتكِ هذا عملي ، وهذه مشكلتي |
| Çok şeyi unutuyorum. Benim sorunum da bu. | Open Subtitles | إننى أنسى الأشياء يا عزيزتى هذه هى مشكلتى |
| Zamanı geldiğinde, çocuk senin değil Benim sorunum olacak. | Open Subtitles | وعندما يحين الوقت، فالطفل مشكلتي أنا لوحدي، متفقين؟ |