| Eğer dilerseniz, bir araba çağırırım ve yarım saat içinde Batı Berlin'de olursunuz. | Open Subtitles | لو اردت, يمكننى استدعاء سيارة وتكونى فى برلين الشرقية فى خلال نصف ساعة |
| Berlin'den acil bir telefon bekliyorum. Hemen dönerim. ..bu gece. | Open Subtitles | اٍننى منتظر مكالمة تليفونية عاجلة من برلين ، سأعود فورا |
| Zafere giden yolda, Berlin'de tek bir çürük yumurta kalana kadar. | Open Subtitles | هيا إلى المجد، آخر من يبقى في برلين هو البيضة العفنة. |
| 1990'dan beri tekrar Berlin'de. Doğu'da ve Batı'da çeşitli ev adresleri var. | Open Subtitles | عاد لبرلين منذ العام 1990 العديد من عناوين صناديق البريد شرقا وغربا |
| Ticari bir uçakla Pekin'e gitmiş, oradan da Berlin treniyle geri dönmüş. | Open Subtitles | لقد اخذ رحلة تجارية لبكين ثم انعطف عائدا على متن قطار لبرلين |
| Mort, Berlin bu zamanda uranyum bulabileceğimiz en yakın yer. | Open Subtitles | مورت , بيرلين أقرب مكان نستطيع أن نجد فيه اليورينيم |
| Bir yıl önce sanat projelerimizi sunmak için Berlin'deki İsviçre Büyükelçiliği'ne davet edildik. | TED | منذ عام، تمت دعوتنا من قبل السفارة السويسرية ببرلين لتقديم مشاريعنا الفنية. |
| Berlin'in İngiliz, Amerikan ve Fransız kısımlarına geçiş D. Almanya halkına açıktı. | Open Subtitles | فُتحت الأبواب أمام الألمانيين الشرقيين للرحيل إلى قطاعات برلين البريطانية والأمريكية والفرنسية |
| Berlin'in, Soğuk Savaş'ın harp meydanı olmasının nedenlerinden biri de budur. | Open Subtitles | كانت هذه إحدى أسباب أنّ برلين صارت ساحة معركة للحرب الباردة |
| Saatler 12'yi gösterdiğinde bariyer kalkınca Bir İngiliz Cipi, Berlin yarışına öncülük etti. | Open Subtitles | عند تمام الساعة الـ 12 سيرتفع الحاجز وتتسابق سيارات الجيب البريطانية نحو برلين |
| Stalin'in Polis Şefi Beria ve Dışişleri Bakanı Molotov, Berlin'i geziyor. | Open Subtitles | قائد شرطة ستالين، بيريا ،ووزير خارجيته مولوتوف، يقومون بجولة في برلين |
| Birleşik Devletler, Birleşik Krallık ve Fransa, NATO güvencesi ve Berlin halkı oradadır. | Open Subtitles | ،فالولايات المتحدة هناك ،والمملكة المتحدة وفرنسا هناك ،وحلف الناتو هناك وشعب برلين هناك |
| 13 Ağustos Pazar sabahı Berlin halkı uyandığında bölünmüş bir şehirle karşılaştı. | Open Subtitles | في صباح يوم الأحد 13 أغسطس، استيقظ سكان برلين ليجدوا المدينة مقسمة |
| İşte muhtemelen Berlin'de şimdiye dek görülmüş en dramatik sahnelerden biri. | Open Subtitles | هذه ربما أكثر المشاهد على الإطلاق إثارة لعملية الخروج من برلين |
| Khruschev kendi kendine Üçüncü Dünya Savaşını Berlin için başlatmayacağız. | Open Subtitles | خروشوف نفسه قال، لن نشعل حربًا عالمية ثالثة بسبب برلين |
| Berlin'in tamamına belediye başkanı seçilmesi, Ruslar tarafından veto edilmişti. | Open Subtitles | انتخابه كعمدة لبرلين جميعها لاقى رفضًا روسيًا بحق الفيتو |
| Sokolovsky "Hayır sokaklara değil ama Berlin yakınlarına getireceğim." dedi. | Open Subtitles | فرد سوكولوفسكي: كلا، ليس في الشوارع بل سأمركزها بمكان أقرب لبرلين |
| Fakat Doğu Berlin'e giden Batı Berlinliler, taciz ediliyordu. | Open Subtitles | لكن أهل برلين الغربيون الذين انتقلوا لبرلين الشرقية تعرضوا للأذى |
| Leo ile iletişim içinde olan Matt Berlin, Leo'ya yeni bir nesneyi tanıtıyor. | TED | هذا هو مات بيرلين يتفاعل مع ليو يقدم الى ليو شيء جديد |
| Isaiah Berlin soyle demis, "Hukuk insanlarin icerisinde dokulmaz olacagi suni olmayan sinirlar cizer." | TED | عيسى بيرلين وصف هذا بقوله ان القوانين تصنع الحدود .. والغرض منها ليس إغراق البشر بحر من المحرمات والممنوعات |
| 1936 Berlin Olimpiyatlarında yüzme şampiyonuydum. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ بطلَة سْباحُة في الألعاب الأولمبيّةِ ببرلين في ' 36 |
| Gezmeyi çok seviyorum, ve Berlin benim favori şehirlerimden birisi haline gelmiştir. | TED | أنا مولع بالتسفار, وبرلين أصبحت واحدة من مدني المفضلة. |