| Ağzınızdaki bakteriler mukus, yemek kalıntıları ve ölü doku hücreleriyle besleniyor. | TED | تتغذى البكتيريا في فمك على المخاط، وبقايا الطعام، وخلايا الأنسجة الميتة. |
| Karidesler onlarla besleniyor ve bu balinalar da karidesle besleniyorlar. | Open Subtitles | الكريل يتغذى علي هذه الفيتوبلانكتون والحيتان بدورها تتغذى علي الكريل |
| Belki de parazit adrenalinle besleniyor, daha fazlasına ihtiyaç duyuyor. | Open Subtitles | ربما كان الطفيلي يتغذى على الأدرينالين مما يجعله يريد المزيد |
| İçimizde olan karanlık taraflardan besleniyor. | Open Subtitles | ''يقتات على ''الجانب المظلم الذي يوجد فينا بالفعل |
| Bakteriler sıvıdaki şekerle besleniyor. | TED | والبكتيريا تتغذى على مغذيات السكر في السائل. |
| Domuzları ve diğer hayvanları günlük olarak topladıkları organik atıklarla besleniyor. | TED | تتغذى خنازيرهم وحيوانات أخرى على البقايا العضوية التي يجمعونها يوميًا. |
| Onu otururken görüyorum, o tembel, miskin, aylak porselen toplumuna hiç katkıda bulunmadan başkalarının kakasıyla besleniyor! | Open Subtitles | رأيتها جالسة هناك بكسل ذلك الخزف الملعون تتغذى على فضلات البشر دون ان تساهم في المجتمع |
| Evet, kız çok güçlü bir hayalet pratikte Rich ile besleniyor. | Open Subtitles | نعم, انها شبح قوي جداً انها عمليا تتغذى عليه |
| Elbette yemiyor çünkü diğer troller gibi o da çürümüş meyve ile besleniyor. | Open Subtitles | بالطبع لا تفعل إنها تتغذى على الفاكهه المتعفنه كاي عملاق |
| Nehir Aslanları, nehrin kıyısına vurmuş ölü bir su aygırından besleniyor. | Open Subtitles | العائلة الملكية تتغذى على جثة فرس النهر جرفته مياه السيولة |
| Ama belki de sivrisineklerin kan ile, insan kanı ile besleniyor olduğu gerçeği, onların dünyanın en tehlikeli hayvanı olmalarının nedeni. | TED | ولكن ربما لأن البعوض يتغذى على الدم، الدم البشري، هذا هو السبب في كونهم أخطر حيوان على وجه الأرض. |
| Yatakta hasta yatıyor, süt muhallebisiyle besleniyor ateşinden dolayı sürekli rüya görüyor. | Open Subtitles | ألآن كان يسأل عنكِ انه طريح الفراش يتغذى على بودينغ الحليب حالم جدا وغامض بسبب حرارته |
| Virüs gibi, parazit gibi, enerjimden besleniyor... güçten düşürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | مثل الفيروس.. الطفيل يتغذى على طاقتى يحاول أن يستنزف منى القوه |
| Anladığım kadarıyla alen ve kolen gibi vücuttaki kimyasal uyarıcılarla besleniyor. | Open Subtitles | ومن منطلق ما استطيع قوله يبدو انه يتغذى على الالينز والكولينز ارسالات كيميائية في الجسم تعمل في الجهاز العصبي |
| Görünüşe göre diğer iblislerin kurbanlarının kalıntılarıyla besleniyor. | Open Subtitles | ويبدو أنه يتغذى على بقايا ضحايا الشياطين الأخرى. |
| Bu şey kanla besleniyor. | Open Subtitles | هذا الشئ يتغذى على دمائها نحتاج إلى مزيد من الدماء أو |
| İçimizde olan karanlık taraftan besleniyor. | Open Subtitles | يقتات على "الجانب المظلم" الذي يوجد فينا بالفعل |
| Çünkü bu şehri ayaklarında tutan insanlar güçsüzlerden besleniyor ve kanunlar da onları koruyor. | Open Subtitles | لأن من يدير هذه المدينة يتغذون على الضعيف والقانون يحميهم. |
| Yavrular üç aylık olduktan sonra kendileri besleniyor. | Open Subtitles | يتوقف الآباء عن إطعام صغارهم عندما يبلغون ثلاثة أشهر من العمر |
| Kar düşüncelerinden besleniyor, ...kardan adamları ne kadar çok düşünürsen, o kadar çok ortaya çıkarlar. | Open Subtitles | الثلج يتغذي مِن أفكارك كلما فكرت برجال الثلج أكثر، كلما كثر ظهورهم |
| Bizi istiyor. Yaşamlarımızla besleniyor. | Open Subtitles | يريدُنا نحن، إنّه يتغذّى على الحياة. |
| Büyüyor, besleniyor, nefes alıyor fakat canlı değil. | Open Subtitles | تنمو وتتغذى وتتنفس، وهي ليست كائن حي |