| Öyle mi, bence sana bunları öğreten adam son derece bilge biriymiş. | Open Subtitles | فريدة, انه رجل حكيم جدآ هل أنتى متأكدة انه لا يسخر منك؟ | 
| Bir zamanlar bilge bir adam bir yol ayrımına gelirsen yürü demiş. | Open Subtitles | قال رجل حكيم ذات مرة إذا كانت هناك شوكة على الطريق التقطها | 
| bilge insan, Luke'un yeniden odayı temizlemesi gibi kendiliğinden hareket etmesini bilir. | TED | والشخص الحكيم يعرف كيف يرتجل، كما فعل لووك عندما أعاد مسح الأرضية. | 
| Sana bu hikâyeyi anlatan o bilge adamla konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | انا اريد التكلم مع هذا الرجل الحكيم الذي اخبرك بالقصة | 
| Bunu yapmak istememen için gerekçelerin olabilir ama annen çok bilge bir kadındı. | Open Subtitles | قد تكون لديك أسبابك لعدم رغبتك بفعل ذلك لكن أمك كانت إمرأة حكيمة | 
| bilge doktorlar ve gelişmiş tıptı ve cerrahlardı, elleriyle ne yapması gerektiğini bilen. | TED | كان حكمة الأطباء والطب المتقدم والجراحين الذين يعرفون ما يجب القيام به بأيديهم. | 
| Çabuk olmalısınız bilge kadın herkesin hemen köye geri dönmesini istiyor. | Open Subtitles | يجب ان تسرعوا المرأه الحكيمة تريد الجميع ان يكونوا بالقريه حالا | 
| bilge insanlar kuralları ne zaman ve nasıl eğeceklerini bilir. | TED | ان الحكماء يعرفون متى وكيف يمكن حني القوانين | 
| Bir zamanlar bilge bir adam bir yol ayrımına gelirsen yürü demiş. | Open Subtitles | قال رجل حكيم ذات مرة إذا كانت هناك شوكة على الطريق التقطها | 
| Onunla Kutsal Topraklar'da tanıştım. Şüphesiz tanıdığım en bilge insandır. | Open Subtitles | قابلتة في أرض القداسة إنه بلا شك أكثر حكيم قابلته | 
| Tavsiyemi, bilge bir yaşlı gibi durduğum için mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تسأليني النصيحة لأني أبدو كـ عجوز أسود حكيم ؟ | 
| Incil yer yer nasil bu denli barbar, ve yer yer nasil bu kadar bilge olabilir? | TED | كيف يمكن ان يكون الكتاب المقدس همجيا جدا في بعض المواطن و لكن جد حكيم في مواطن اخرى | 
| bilge bir kişi kuralları ne zaman esneteceğini bilir. | TED | الحكيم يعي تماما الوقت الذي يجب حني القواعد فيه | 
| bilge insan, kağıttaki notaları kullansa da aynen tekrarlamayıp kendi yorumunu yapan caz müzisyeni gibi karşısındaki duruma ve insana uygun şekiller icat eder. | TED | والشخص الحكيم مثل عازف الجاز.. يقرأ من النوتة لكنه يحوم حولها، مبتكرًا مزيجًا من الألحان تتماشى مع الموقف والحضور. | 
| bilge insan, bu ahlaki becerileri doğru amaçlar için nasıl kullanacağını bilir: | TED | يمكن للشخص الحكيم أن يوظف هذه المهارات الأخلاقية لخدمة الأهداف القويمة؛ | 
| Nine, o çok bilge biri ama kimse onun bilgilerinden faydalanamayacak. | Open Subtitles | الجدة حكيمة جداً ولكن لن يستفيد أحد من حكمتها | 
| Bu bilge doktorların, senden daha üstün olduklarını anlamıyor musun? | Open Subtitles | ألا تشعرين أن هؤلاء القضاة المثقفين أكثر حكمة منكِ ؟ | 
| Kendinizi ne zaman kötü bir durumda bulursanız, bilge tavsiyelerim ve tecrübelerim ile... sizi doğru şekilde yönlendiririm. | Open Subtitles | كلما وجدت نفسك في حالة ارتباك انا سأحثك على الإستفادة من نفسك من خلال تجربتي والنصيحة الحكيمة | 
| bilge insanlar nasıl doğaçlayacaklarını bilir. | TED | ان الحكماء يعرفون كيفية الارتجال في هكذا مواقف | 
| Eğer Kuzey Kutbu'ndan bilge bir adam gelip bana ayıların beyaz olduğunu söylerse ona inanabilirim, ama benim gördüğüm tüm ayılar boz renkliydi." | TED | لو أن حكيماً أتى من القطب الشمالي وقال لي أن الدببة بيضاء، فإني قد أصدقه، لكن كل الدببة التي رأيتها كانت بنية اللون". | 
| Kadim büyücüler çok bilge insanlardı. Bir sebebi olmadan çok güçlü büyüler yapmazlardı. | Open Subtitles | السحرة القدماء كانو رجال الحكمة العظيمة هم لم يشعوذو اقوى العزائم دون سبب | 
| Bizi bilge yapan deneyimler değil, | TED | كما عدم وجود تجارب ان هذا يجعلنا حكماء اكثر | 
| bilge bir adam zamanında demiş ki din olmadan bilim, eksiktir. | Open Subtitles | أنت تعرف رجل حكيما ذات مرة قال العلم دون الدين أعرج. | 
| Geoffrey Arthur'un öyküsüne Kelt ozan Myrrdin'den yola çıkarak Merlin adında bir yol gösterici bilge bile ekledi. | TED | حتى إن جيفري أضاف مستشارًا حكيمًا يدعى مرلين، نسبةً إلى الشاعر السلتي مردين، إلى قصة آرثر. | 
| Herkes bilir... yıldızlar arasındaki en bilge ve kibar adamdır. | Open Subtitles | حسنا , الكل يعلم أنه أحكم وألطف رجل بين النجوم | 
| Sert Adamların, eski bilge Adam elemanıma saldıracağını duydum. | Open Subtitles | تلقيت خبراً بأن (الرجل القوي) يتحرك .نحو نموذج (وايزمان) القديم الخاص بيّ | 
| Bir gün bilge ama ölü bir adam gerçek bir erkek kadınlara asla vurmaz demişti. | Open Subtitles | رجلٌ حكيمٌ جداً ، ميت الآن، أخبرني مرّة أن الرجل الحقيقي، لا يضرب إمرأة أبداً. | 
| Sizin gibi bilge bir kişiyle iki taraf için de karlı olan tatsız tartışmalara sebep olmayan bir anlaşma yapabiliriz. | Open Subtitles | وأنا متأكد بأنك بحكمتك نستطيع وضع تزتيبات... والذي سيكون مفيدآ لنا بشكل مشترك... وسيمكننا من تفادي أي مواجهة غير سارة. |