"bir şey yapmıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يفعل شيئاً
        
    • يفعل أي شيء
        
    • يفعل شيء
        
    • انه لا يعمل شيء
        
    • تقومون بشيء سوى مشاهدة التلفاز
        
    • شيئاً ليستطيع الناس
        
    Ama aslında bu adam kesinlikle hiç bir şey yapmıyor. Open Subtitles ،لكن في الواقع ... هذا الرجل لا يفعل شيئاً البتة
    Ama aslında bu adam kesinlikle hiç bir şey yapmıyor. Open Subtitles ،لكن في الواقع ... هذا الرجل لا يفعل شيئاً البتة
    Orada yapayalnızlar ve kimse bir şey yapmıyor. Open Subtitles هم وحيدون هناك في الخارج وليس هناك من يفعل أي شيء حيال ذلك
    - Tatlım, kimse sana bir şey yapmıyor. Open Subtitles عزيزتي لا أحد يفعل أي شيء لك
    O şimdi televizyon reklamından başka bir şey yapmıyor. Open Subtitles انظر الى هامر ذلك الفتى لا يفعل شيء سوى تمرير بطاقات الائتمان
    Son birkaç haftadır benimle uğraşmaktan başka bir şey yapmıyor. Open Subtitles أعني ، انه لا يعمل شيء لكنه يضايقنى الأسابيع القليلة الماضية
    Akıllı olmam beni bir şey yapmıyor. Open Subtitles شيئاً ليستطيع الناس أن يروا كم أنا ذكياً
    Onları burada terk mi ettiler? Kimse bir şey yapmıyor mu? Open Subtitles -وقد تركوهم هنا فحسب، ولا أحد يفعل شيئاً ؟
    Onun beyni hiç bir şey yapmıyor. Open Subtitles مخه لا يفعل شيئاً
    Peki, neden bir şey yapmıyor? Open Subtitles لماذا لا يفعل شيئاً إذاً ؟
    - Kardeşim asla sensiz bir şey yapmıyor. Open Subtitles -أخي لا يفعل شيئاً بدونك
    - Gob da aile için bir şey yapmıyor. Open Subtitles (غوب) لا يفعل شيئاً لصالح العائلة
    - Hiç bir şey yapmıyor ki. Open Subtitles -إنّه لا يفعل شيئاً .
    Kimse yanlış bir şey yapmıyor. Open Subtitles لا أحد يفعل أي شيء خطأ.
    - Hiç bir zaman hiç bir şey yapmıyor. Open Subtitles -إنه لا يفعل أي شيء ! -كلا !
    - Hiç bir zaman hiç bir şey yapmıyor. Open Subtitles -إنه لا يفعل أي شيء ! -كلا !
    Geçen yıl, oraya, 6.7 tondan fazla zehirli kimyasal atıldı ve kimse bu konuda bir şey yapmıyor. Open Subtitles العام الماضي رموا أكثر من 6.7 مليون باوند من المواد الكيميائية السامة هناك و لا أحد يفعل شيء حيال ذلك
    bir şey yapmıyor ki, elindeki çakmağı yakıp duruyor. Open Subtitles أنه لا يفعل شيء يجلس هناك ويشعل الولاعه
    Ve kimse de bunun için bir şey yapmıyor. Biliyorsunuz, polis yapabileceği her şeyi yapıyor. Open Subtitles ولا احد يفعل شيء حيال ذلك - الشرطة تفعل كل ما بوسعها -
    Son birkaç haftadır benimle uğraşmaktan başka bir şey yapmıyor. Open Subtitles أعني ، انه لا يعمل شيء لكنه يضايقنى الأسابيع القليلة الماضية
    Akıllı olmam beni bir şey yapmıyor. Open Subtitles شيئاً ليستطيع الناس أن يروا كم أنا ذكياً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more