| Onlara filmi izlerken tüylerimin diken diken olduğunu çünkü sesin çok tanıdık geldiğini fakat onun Bir arkadaşımın babası olduğu için bir şey söylemenin zor olduğunu anlattım. | Open Subtitles | بعدها قلتُ لهم أصابتني قشعريرة حينما شاهدت الفلم لأن الصوت كان مألوفاً ولكن لأنه كان والد أحد الأصدقاء كان من الصعب أن أقول شيئاً |
| Bir arkadaşımın cenazesi için geldim. | Open Subtitles | لقد كنت في جنازة أحد الأصدقاء |
| Bakanım, üzüntü duyarak bildiririm ki... bu benim Bir arkadaşımın sesi. | Open Subtitles | آسف لإعلامك بذلك، سيدي الوزير و ذلك كان صوت صديقة لي. |
| Benimde Bir arkadaşımın olabileceğini görmeli, | Open Subtitles | اريد ان ارية انه يمكننى ان يكون عندى صديق |
| Bir arkadaşımın çok hoş bir fırtına sığınağı var ilgilenen olursa yani. | Open Subtitles | لدى صديق لي ملجأ جميل جداً للعواصف، إن كان أحد مهتماً بذلك |
| Bir arkadaşımın, Japon yetkililerle başı dertte. | Open Subtitles | لي صديق لديه مشكلة مع السّلطات "اليابانية". |
| Bir arkadaşımın verdiği kötü tavsiye üzerine saflık yeminimi bozdum... | Open Subtitles | بعد بعض النصائح السيئة من صديق ..كسرت عهد الطهارة بيدي |
| - Cotswolds'a, Bir arkadaşımın evine. | Open Subtitles | - (إلى بيت أحد الأصدقاء في (كوتسوولدز |
| - Merhaba, şey Bir arkadaşımın çocuğuna bakıcılık yapıyorum. | Open Subtitles | -مرحباً . -أجالس طفل أحد الأصدقاء . |
| Eski iş arkadaşım ve yakın Bir arkadaşımın babası Kansas Temsilciler Meclisinde çalışıyor. | TED | كان لعاملة سابقة وهي صديقة لي أب يعمل في مجلس نواب كانساس. |
| Hayır, tam olarak değil. Bir arkadaşımın başı dertte. | Open Subtitles | لا ، ليس حقاً ، صديقة لي فيمشكلةنوعاًما. |
| Aslında Bir arkadaşımın hediyesi ama büyükannesi düştüğü için o gelemedi. | Open Subtitles | في الحقيقة هذه كان هدية من صديقة لي لكنها لم تستطع المجيئ لإن جدتها سقطت |
| - Yağsız. Benimde Bir arkadaşımın olabileceğini görmeli, | Open Subtitles | اريد ان ارية انه يمكننى ان يكون عندى صديق |
| Bir arkadaşımın ilginç bir teorisi var. | Open Subtitles | لدى صديق لي نظرية غريبة... |
| Çok eski Bir arkadaşımın açıklamak için çok uzun zaman uğraştığı gibi, ...hayat adil değildir. | Open Subtitles | وكما شرح لي صديق قديم جداً ... في وقت طويل جداً الحياة غير عادلة |
| Çok sevdiğim Bir arkadaşımın Noel hediyesi. | Open Subtitles | هذه هدية الكريسماس من صديق عزيز لي أنظر أبي |
| Bir arkadaşımın arkadaşının arkadaşı bana 10 sayfa özel dosyasını faksladı. | Open Subtitles | صديق لصديق لصديق لي أرسل لي 10 صفحات من ملفات سرية خلال يوم |
| İyi de alamazsınız ki. Bu, benim Bir arkadaşımın. | Open Subtitles | لا تستطيع أخذ هذه، إنها مُلك لصديقة لي |
| Memleketten Ahn Ki Nam adında Bir arkadaşımın bu gemide çalıştığına eminim. | Open Subtitles | (لدي صديق من القرية يدعى (آهن كي نام و أنا متأكد بأنه يعمل على هذا القارب |
| Bir arkadaşımın arkadaşından duyduğuma göre yeni moda, çıplaklığın esas olduğu bürleskmiş. | Open Subtitles | سمعت من صديق صديق أنّ الشيء الجديد في العروض الهـــــزلية هو العُري الفـــعلي. |
| Bir arkadaşımın veriyor olduğu inanılmaz bir hizmet. | Open Subtitles | انها تلك الخدمة المذهله التي يديرها صديقاً لي |
| Tamam, Bir arkadaşımın. Ama bana kimsenin yaralanmayacağını söyledi. | Open Subtitles | حسناً إنها لصديقي لكنه أخبرني أنه لم يتأذى أي شخص |
| Kızının ergenlik öncesi ve ergenlik sonrası en çok dikkatini çeken değişikliğin utangaçlık düzeyindeki değişim olduğunu söyleyen Bir arkadaşımın çok güzel bir anektodu var: | TED | لديّ حكاية لطيفة من أحد أصدقائي إذ يقول بأن أكثر ما لاحظه في ابنته المراهقة قبل وبعد البلوغ هو مستوى إحراجها أمامه. |