| Süvarileri beklemenin bir faydası yok çünkü şu anda süvariler bizleriz. | Open Subtitles | لا فائدة من انتظار الفرسان فمنذ الآن، نحن الفرسان |
| Yani artık saklanmanın bir anlamı yok, belki birierine bir faydası dokunur. | Open Subtitles | لا فائدة من أخفاء الأمر الأن لذا ربما قد تكون ذا فائدة لشخص ما |
| Gittiğin yere sırlarını götürmenin bir faydası olmaz. | Open Subtitles | لا فائدة من أن تأخذ أسرارك معك وأنت راحل ثق بي |
| Arkasından ağlamanın bir faydası yok Yapabileceğin hiç bir şey yok. | Open Subtitles | لا جدوى من البكاء أكثر من ذلك, لا شيء يُمكنكَ فعله. |
| Kaçmanın bir faydası yok, salak! | Open Subtitles | لا جدوى من الركض أيها الغبي |
| Ayağa kalkmanın Kingo'ya bir faydası yok. | Open Subtitles | لن يفيد نهوضك فى شئ مازالت الحُمى مستمرة |
| - Ben yanılmadım! - Bunun bir faydası yok. | Open Subtitles | لكنني لم أكن مخطئاً - هذا لا يجدي نفعاً - |
| Numara yapmanın bir faydası yok. | Open Subtitles | أه، لا فائدة من الأدعاء بعكس هذا |
| Bu zor zamanlarda, çaresizliğe kapılmanın bir faydası yok. | Open Subtitles | فى تلك الأيام الصعبة لا فائدة من اليأس |
| Sofia. Ağlamanın bir faydası yok sevgilim. | Open Subtitles | لا فائدة من البكاء يا عزيزتي صوفيا |
| Anlatmanın da bir faydası yok. | Open Subtitles | و ليس هناك فائدة من توضيح الأمور أيضاً |
| Ardından ağlamanın bir faydası yok, değil mi? | Open Subtitles | لا فائدة من البكاء، أليس كذلك؟ |
| Sanırım buradan gitmeni söylemenin bir faydası yok. | Open Subtitles | أعتقد أنه لا فائدة من إخبارك أن تذهب |
| Onları aramanın bir faydası olmaz sana. | Open Subtitles | لا جدوى من البحث عنهم |
| Neden ben diye sormanın bir faydası yok. | Open Subtitles | لا جدوى من السؤال" لماذا أنا ؟" |
| Dua etmenin bir faydası olmaz şimdi. | Open Subtitles | لا جدوى من الصلاة الآن |
| Bu davada, matematiksel uygulamaların bir faydası olmaz. | Open Subtitles | نعم. وهذه الحالات لا يفيد من التطبيقات الرياضية. |
| Geldiğin için teşekkürler ama bunun bir faydası yok. | Open Subtitles | شكرا لك لقدومك ولكن هذا من الواضح انه لا يفيد |
| Bu yüzden eğer gerçekten bitti diyorsan ve umudun yoksa bitir o halde. Çünkü bu yaptığının bir faydası yok. | Open Subtitles | لذا لو انتهيت فعلًا وانعدم أملك، فلتنتهِ، لأن سلوكك لا يفيد. |
| Etrafı tekmeleyip çığlık atmanın bir faydası yok. | Open Subtitles | لكن الرفس و الصراخ لن يجدي نفعاً |
| Evet, eğer bir planımız olmazsa bunun da kimseye bir faydası olmaz. | Open Subtitles | إذا لم يكن لدينا خطة فهذا لن يساعد أي شخص آخر |
| Ağlamanın bir faydası olmaz. | Open Subtitles | البكاء حقاً لا يليق لبشرتك |
| Size bir faydası olmayacak ki. | Open Subtitles | لن يُسديكم أيّ خير. |