| Kadın, altının nehre bir kilometre mesafede olduğunu söylemedi demedim. | Open Subtitles | أنا لم أقل أنها لم تقل أن الذهب على بعد نصف ميل من معبر النهر | 
| Arabam bir kilometre uzakta bulunmuş. | Open Subtitles | شرطة المدينة وجدوا سيارتنا على بعد نصف ميل من هنا. | 
| Elektronik olan her şey bu cihazın bir kilometre yakınına geldiğinde çalışmıyor. | Open Subtitles | اى شىء الكتروني فى مسافة قطرها ميل واحد يتوقف فى الحال | 
| Neyse kızlar, yarın Elle'in Hollywood Hills malikanesinden bir kilometre ötedeki üniversitede derse başlayacağım. | Open Subtitles | على أى حال , سأبدا غدا التدريس فى الجامعة على بعد ميل واحد من قصر إيل بهوليود | 
| - Buradan bir kilometre kadar uzakta. | Open Subtitles | نعم، رأيت طائرتك إنها على بعد كيلومتر من هنا | 
| Santa Monica Havaalanına bir kilometre mesafede uçağı radarda kayboldu. 35 yaşındaydı. | Open Subtitles | الذي طائرتة إختفت من الرادار علي بعد أقل من ميل من مطار سانتا مونيكا لاعب فريق الملائكه رود ميليندز، توفي في الـ 35 | 
| bir kilometre yerde sürünmüş bir asker görmüştüm bir kere. | Open Subtitles | رأيت مرّة فتى من الجيش الشمالي يزحف لمسافة نصف ميل | 
| Karargâhım, ön cepheden sadece bir kilometre geride. | Open Subtitles | موقع قيادتي على بعد كيلومتر واحد من الخطّ الأمامي | 
| Yarın saat 3'te, buradan bir kilometre uzakta parkedilmiş olmalı. | Open Subtitles | أياً تجد ، فيجب ان تكون واقفة على بعد نصف ميل من هنا بحلول الثالثة بعد الظهر غداً | 
| bir kilometre ileride arabam hendeğe yuvarlandı. | Open Subtitles | نزلت سيارتي في خندق على بعد نصف ميل من هنا | 
| Evet, arabasını bir kilometre ötede terk edilmiş şekilde bulduk. | Open Subtitles | رغم ذلك عثرنا على سيارته متروكة على بعد نصف ميل من هنا | 
| Arabasının buradan bir kilometre ötede bulunduğunu söylediler. | Open Subtitles | قالوا إن سيارته عُثر عليها على بعد نصف ميل من هنا | 
| Ve karaya ayak bastığı yer buradan bir kilometre bile uzak değil. | Open Subtitles | وهبط على بعد واحد و نصف ميل من حيث نقف الآن | 
| Bu taraftan bir kilometre bile uzakta değil. | Open Subtitles | ليس أكثر من ميل واحد من هذا الإتجاه. | 
| Bu taraftan bir kilometre bile uzakta değil. | Open Subtitles | ليس أكثر من ميل واحد من هذا الإتجاه. | 
| Buradan hemen hemen bir kilometre ötede beni kimyasallarla çalıştırıyor. | Open Subtitles | على بعد أقلّ من كيلومتر من هنا، طلب إليّ أن أعمل مع مواد كيميائيّة | 
| bir kilometre ileride arabamın benzini bitti. | Open Subtitles | نفذ الوقود من سيارتي على بعد كيلومتر من هنا | 
| Memurlarımız körfezde kıyıdan bir kilometre açıkta bir ceset buldu. | Open Subtitles | ضباطنا وجدوا جثة منتفخة في الخليج على بعد نحو كيلومتر من الشاطئ | 
| Finiş çizgisi önümüzde uzanıyor bir kilometre bile kalmadı. | Open Subtitles | هنالك خط راحة في حط الانتهاء يبعد أقل من ميل | 
| Her biri, kampın bir kilometre civarında dünyalı görüldüğünü bildirdi. | Open Subtitles | جميعهم أبلغ عن هججوم أرضيين عِند أقل من ميل خارج المعسكر | 
| Ancak bir kilometre gidebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نقود مسافة أقل من ميل | 
| bir kilometre kadar git. | Open Subtitles | ستقود لمسافة نصف ميل | 
| Karargâhım ön hattan bir kilometre ötede. | Open Subtitles | موقع قيادتي على بعد كيلومتر واحد من الخطّ الأمامي |