| Evet, bir mucize. Evet, sanırım öyleydi. Gemiler İskoçya'ya yol aldı. | Open Subtitles | أجل,معجزه أجل أعتقد بأنها كانت معجزه السفن مستعده للابحار الى أسكتلاندا |
| Onlara bir mucize gerekli. | Open Subtitles | انهم يحتاجون معجزه وأين ستجد هذه المعجزه ؟ |
| Düştüğünüzde her hangi bir zarar görmemiş olmanız bir mucize. | Open Subtitles | إنها معجزة أنه لم يحدث أي ضرر من سقطتك هذه |
| Tree Hill'deki öğretmenlerin kötülüğünü düşünürsek bu bir mucize olması lazım. | Open Subtitles | إنها معجزة مدى الإنحطاط الذى عليه المعلمون بمدرسة ترى هيل العليا |
| Buna gizem diyemem, efendim. Anca bir mucize diyebilirim. | Open Subtitles | أعتقد أنه أكثر من لغز، سيدي إنها أعجوبة حقيقية |
| O olmasaydı, çoktan ölmüştü. Hala hayatta olması bir mucize. | Open Subtitles | بدونه كانت ستكون ميتة انها معجزة بأنها ما زالت حية |
| Belki de bir mucize, bilirsin ya, Ekmek ve balık gibi? | Open Subtitles | ربّما كانت معجزة تعلم، مثل أرغفة الخبز والسمك؟ |
| Mucizeyse, çavuş, tüfek şeklinde bir mucize. | Open Subtitles | إذا كانت معجزه أيها الرقيب إنه مجلس قصير معجزة الملاكم هنرى عيار 45 |
| Fransa'nın geleceğini kurmak için bir mucize bekleyemeyiz. | Open Subtitles | ولكننا لانستطيع انتظار معجزه عندما نكون نبنى مستقبل لفرنسا |
| Kaç hocayla çalıştım bilmiyorum ama bu kız gerçekten bir mucize yarattı. | Open Subtitles | لا أعرف كم كان عدد المعلمين عندي , و لكن هذه الفتاه معجزه |
| Açık fikirli olmak bir mucize gerektirmez. | Open Subtitles | تفتيح عقلك لايحتاج معجزه بل يحتاج آلة ثقب الصخور |
| Ama şimdi, Bangladeş, 80’li yıllarda bir mucize oluyor: İmamlar aile planlamasını desteklemeye başlıyor. Bu noktaya çıkıyorlar. | TED | لكن الآن، بنجلاديش – إنها معجزة حدثت في الثمانينيات بدأ الأئمة في الترويج لتنظيم الأسرة وتتحرك نحو هذه الزاوية لأعلى. |
| - Senin hayatını kurtardım. - Hayatta olmamız bir mucize. | Open Subtitles | لقد أنقذت حياتك إنها معجزة أننا مازلنا أحياء |
| Bayanlar baylar, bu bir mucize. Ve şu insanların yüzlerine bir bakın. | Open Subtitles | أيتها السيدات والسادة، إنها معجزة انظروا إلى أوجهة هؤلاء القوم |
| Djali'nin ilmi inanılmaz. Bu bir mucize. | Open Subtitles | إن معرفة هذه العنزة لا حدود لها ، إنها معجزة |
| Annenizin uyanması bir mucize. Ama eskiden bildiğiniz kişi olmayabilir. | Open Subtitles | استيقاظ أمك أعجوبة ولكن قد تكون شخصاً مختلفاً |
| Kurşun hayati organlarımı ıskaladı. bir mucize eseri hayatta kaldım. | Open Subtitles | الرصاصة لم تصبني بالمناطق الحساسة انا حي , انها معجزة |
| Şey, eğer bu sanki bir mucize fikirmiş gibi söylemiş olmasaydın sağol derdim. | Open Subtitles | كنت لأقول شكراً, تعرف, إن لم تقل بأنها كانت معجزة نوعاً ما |
| Dijital teknolojiyle bağlantı kurabilmek modern bir mucize. | TED | إن الاتصال عبر التكنولوجيا الرقمية هو معجزة العصر الحديث. |
| Eğer bir mucize olur da ben dönmeden bitirirsen otur. | Open Subtitles | وإن حدثت معجزة ما وأنهيتِ هذا قبل عودتي. أجلسي .. |
| Doktorlar bir mucize olduğunu düşünüyorlar. Bir şey hakkında sizinle konuşabilir miyim? | Open Subtitles | الأطباء يعتقدون أنها معجزة هل أستطيع أن أتحدث معك عن أمر ؟ |
| Bu yüzden, bugün burada bulunmam bir mucize. | TED | وهكذا، إنها لمعجزة بأني موجودة اليوم هنا. |
| Her ne saçma sebeple olursa olsun 150 sene önce bu cennet topraklara sahip olmamız bir mucize. Gerçekten de öyle. | Open Subtitles | إنّها لمعجزة لأي سبب لعين على مر 150 عاماً، امتلاكنا لهذه الجنة، لكننا نمتلكها |
| Yüzüm o kadar açıkta ki, şimdiye kadar nakavat olmamam bir mucize. | Open Subtitles | لقد تعرض وجهي للضرب كثيراً إنّها معجزة أنّه بخير حتى الآن |
| - Haritalarda bu ada gözükmüyor. - Sizi bulmamız bir mucize. | Open Subtitles | هذه الجزيرة ليست موجودة في الخرائط من العجيب ان وجدناكم .. |
| Ama kendine göre bunun bir mucize olduğunu itiraf etmeliyim. | Open Subtitles | لكن عليّ أنْ أُقرّ بأنّها بطريقتها الخاصّة معجزةٌ |
| bir mucize gibi. Böyle şeyler oluyor. | Open Subtitles | انها كالمعجزة, ان يحدث الأمر بهذه الطريقة |
| Tabii bir mucize olup da 90 dakika içinde davayı kazanmazsanız. | Open Subtitles | إلا إذا ربحت القضية بمعجزة ما في الـ90 دقيقة القادمة |