| Bu aynı zamanda soygucumuzun bir ortağı olduğunu doğruluyor. | Open Subtitles | الذي يُؤكد أيضًا بأنّ سارقنا كان يعمل مع شريك |
| Bu ceset parçalarını taşımak bir hayli güç istiyor muhtemelen ona yardım eden ve onun isteklerine uyan itaatkar bir ortağı var. | Open Subtitles | القوة المطلوبة لفعل ذلك و نقل أجزاء الجثث من المرجح أنها تعمل مع شريك خاضع و الذي تسيطر عليه بمخططاتها |
| Konuştuğun avukat benim şirketimin bir ortağı. | Open Subtitles | المحامي الذي كنتِ تتحدّثين معه شريك في مؤسّستي |
| Bu olayda bir ortağı var, ki artık bunu da öğrenemeyeceğiz. | Open Subtitles | وكات معهُ شريك في عملهِ هذا و أننا لم نتمكن من معرفتهِ حالياً |
| Roy O'Bannon'ın bir ortağı olamaz dostum. Roy O'Bannon öldü. | Open Subtitles | روى أوبانون ليس لديه شريك يا صديقى روى أوبانون مات |
| Sadece o değil, bir de cesedi çalan bir ortağı var demektir. | Open Subtitles | ليس ذلك فحسب، ولكن لابدّ أنّ لديه شريك سرق جثة المجهول من المشرحة. |
| Tabitha suçlu olsa bile, büyük olasılıkla onun bir ortağı var. | Open Subtitles | ,حتى ولو تابيثا مذنبة على الأرجح لديها شريك |
| "Dürüstlük abidesi" Phil Green'in... bir ortağı olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | لقد أتيت إلي أتذكر؟ أتضح أن فليب جرين كان له شريك,و لا أحد |
| Garcia, şüphelinin bir ortağı olabilir ve bu ortak ebeveyn ya da koruyucu olabilir. | Open Subtitles | غارسيا، نعتقد أن الجاني قد يكون يعمل مع شريك أحد الوالدين أو وصي |
| Neden Oosthuizen'in mailleri yazan bir ortağı olduğunu düşünmüyorsun? | Open Subtitles | لماذا ترفض الفرضية بأن "أوستهازن" تحالف مع شريك والذي كتب تلك الرسائل ؟ |
| Belki de bir ortağı olduğu için Emma'nın planını öğrenemedim. | Open Subtitles | ربّما لمْ استطع اكتشاف خُطة (إيما) لأنّها تعمل مع شريك. |
| Bazı nedenlerle Mandalay'in bir ortağı olduğunu düşünüyoruz.. Sizinle görüşen kimse oldu mu? | Open Subtitles | حسناً ، لدينا سبب للإعتقاد أنّ (ماندالاي) يعمل مع شريك ، هل إتّصل بكَ أيّ شخصٍ آخر؟ |
| Bu Kolombiyalı kiralık katilin bir ortağı var mı onu bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب عليّ أنا وأنت أن نكتشف لو كان لدى هذا القاتل المأجور شريك في الجريمة. |
| Bob Amerika'nın en büyük pazarlama şirketlerinden biri olan "Cooper and Mackey"in bir ortağı. | Open Subtitles | "بوب) شريك في شركة "كوبر وماكي) واحدة من أضخم شركات التسويق في أميركا |
| Stinger füzeleriyle bağlantısı olan bir ortağı olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّه كان لديه شريك لديه معرفة بتلك الصواريخ. |
| Arafat'ın bir ortağı yok. Barak'ın da bir ortağı yok. | Open Subtitles | عرفات" لم يكن لديه شريك، "باراك" لم يكن لديه شريك" |
| bir ortağı ya da devlet kurumundan beraber çalıştığı biri var mıydı? | Open Subtitles | هل كان لديه شريك أو عميل حكومي يعمل لصالحه؟ |
| Yüksek koloni çöküşü sendromu oranlarından kazanç sağlayan bir ortağı olabileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أن لديه شريك ربما يملك طريقة يسعى للربح من خلال انتهاز الأرقام العالية لفوضى انهيار المستعمرات |
| Katie'nin de Eric diye bir ortağı var ama doğu kıyısında bir davada şu an. | Open Subtitles | "كيتي" لديها شريك يدعى "ايريك" والذي عالق في العمل على قضية في الساحل الشرقي |
| Stokes'un bir ortağı daha vardı, karnaval'da çalışan biri. | Open Subtitles | ستوكس كان له شريك آخر، شخص يعمل في الكرنفال |