| Benimle aşçıbaşı, müdür ve işyeri sahipleri arasında bir yanlış anlaşılma çıktı. | Open Subtitles | كان هناك سوء تفاهم بيني وبين الطاهي الرئيسي و المدير و المالكين |
| Patronunla konuştum ve bunun bir yanlış anlaşılma olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد ناقشت رئيستك للتو وقالت بأن هناك سوء تفاهمٍ بسيط. |
| Teslim olursan eminim bunun büyük bir yanlış anlama olduğunun farkına varacaklardır. | Open Subtitles | أنا متأكدة لو انك سلمت نفسك, فسيكتشفون إنه كان سوء فهم كبير |
| Aslında küçük bir yanlış anlaşılma salatayı satınalan kişiye teşekkür edeceğine ki alana edilmeli Ona teşekkür ettin. | Open Subtitles | وإنما مجرد سوء تفاهم بسيط إذ أنك شكرتها، بدلاً من أن تشكري الشخص المسؤول، عن شراء السلطة الكبيرة. |
| Striptizcilerin erkeklerden nefret ettiği konusunda yaygın bir yanlış anlama vardır. | Open Subtitles | الآن، هنالك سوء فهم شائع من أن راقصات التعري يكرهون الرجال |
| Muhtemelen bir yanlış anlama olmuştur, ama önemli değil. | Open Subtitles | ربما يكون هناك سوء تفاهم ولكنهذاليسمهماً. |
| Efendim, ortada bir yanlış anlaşılma var. Kimlikler karışmış olmalı. | Open Subtitles | نقيب، كان هناك سوء فهم، حالة الصرف الهوية. |
| Demek hiç bir yanlış anlama yok... Bunu sana vermek istiyorum. | Open Subtitles | لئلا يكون هناك سوء تفاهم أريد أن أعطيك هذه |
| Bunu durdurmamıza yardım edebilirsin. Hepsi sadece büyük bir yanlış anlaşılma. | Open Subtitles | يمكنك المساعدة في إنهاء هذا الأمر كله كان سوء فهم كبير |
| Her şey korkunç bir yanlış anlama. | Open Subtitles | كنت أفكر أن الأمر برمته كان سوء فهم فظيع |
| Sizi Xe-Is'e götürebilirim siz de ona bunun bir yanlış anlama olduğunu anlatırsınız. | Open Subtitles | يمكن أن أقدمك إلى زايوس ويمكن أن نخبره انه كان سوء تفاهم |
| Bu doğru. Annene bunun tamamen büyük bir yanlış anlama olduğunu anlatır mısın. | Open Subtitles | أجل، أخبري والدتك أن الموضوع مجرد سوء تفاهم. |
| Bu sadece bir yanlış anlaşılma. Üzgünüm. Bayana bunun bir yanlış anlaşılma olduğunu söyle ve ardından... | Open Subtitles | هذا مجرد سوء تفاهم انا اسف، اخبرها انه سوء فهم |
| Büyük bir yanlış anlaşılma olduğunu düşündüğümü söyleyerek sözlerime başlamak istiyorum. | Open Subtitles | أريد البدء بالقول أعتقد بأن كان هنالك سوء تفاهم كبير هنا |
| Bak, Seni kim gönderdi bilmiyorum, ama olay bir yanlış anlaşılmaydı. | Open Subtitles | أنصت، أنا متأكد أن أي من أرسلك لابد أنه سوء تفاهم |
| Hiçbir problemi yok Bu bir yanlış anlaşılma. | Open Subtitles | كانت لديها أية مشكلة معي ليست لديها أية مشكلة, إنه سوء تفاهم. |
| bir yanlış anlaşma olmalı. Uçağı boşaltıyorlar. | Open Subtitles | سيد هومولكا يبدو أن هناك خطأ ما إنهم يفرغون الطائرة |
| bir yanlış adımda mavi kuş, sen almasan bile arkadaşların puan alacak. | Open Subtitles | خطوة واحدة خاطئة أيّتها الطائر الأزرق وحتى إن لم تفهميني فسيفهمني أصدقائك |
| Buradan çıkardığım sonuç... ortada büyük bir yanlış anlaşılma var. | Open Subtitles | وقد استنتجت أن ما لدينا هنا، هو سوء فهم كبير. |
| Güllük gülistanlık değildir. bir yanlış adım ve "Pat!" Bitersin. | Open Subtitles | إنه ليس فراش ملىء بالورود . خطأ واحد بالخطوات والضرب , أنت منتهى |
| Sanırım bir yanlış anlaşılma oldu. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك خطأً كبيراً قد حدث |
| Bunların hepsi bir yanlış anlamaydı. Bir daha asla olmayacak. | Open Subtitles | هو كله مثل هذا سوء الفهم هو لَن يحدث ثانية |
| Büyük bir yanlış anlaşılma oldu. Sadece nerede olduğumuzu bilmek istiyoruz. | Open Subtitles | هذا مجرّد سوء فهم كبير نريد أنْ نعرف أين نحن وحسب |
| Sadece bir yanlış anlama var burada. | Open Subtitles | لا يوجد سبب للمشاكسه هناك فقط سوء تفاهم هنا |
| Sizce bir yanlış yoksa bence de yok. | Open Subtitles | لا عيب في ذلك، إذا كنت ترى أنّه لا عيب في ذلك |