| Ufak bir köpekmiş. Gelecek sefer Bryan olmadığında, onu içeri alabilirsin. | Open Subtitles | انه كلب صغير، لو لم يكن برايان هنا بامكانه احضاره هنا |
| Bunu yapan Bryan Purcell mi yoksa başkası mı yoksa sen mi bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم إن كان القاتل برايان برسيل أو أي شخص آخر أو أنت |
| Ve bunun daha fazla uzamasına gerek yok, anlıyor musun? Bryan. | Open Subtitles | لا داعي لدفع الأمور لأبعد من ذلك هل تفهم برايان .. |
| Windsor'da kendisine iyi bakılsın ve sıcak tutulsun Leydi Bryan. | Open Subtitles | يجب أن يظل دافئا و جيدا في وندسور, ياسيدة بريان |
| Bryan seni görmek istiyormuş. | Open Subtitles | لقد اتصل مكتب المدعى العام, ان بريان يريد مقابلتك. |
| Bir sene önce, yorulmak bilmeyen ve gözüpek bir insan hakları savunucusu, Bryan Stevenson ile ilgili bir yazı okumuştum. | TED | فمنذ سنة، قرأت مقالة عن زعيم شجاع للحقوق المدنية لا يكل ولا يمل اسمه برايان ستيفينسون |
| Oraya vardığımda, Bryan ve ekibi beni aldı ve şehri gezdik. | TED | وعندما وصلت هناك، استقبلني برايان وفريقه وتنزهنا في المدينة. |
| Sekreterim Bay Bryan'ın beni görmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد اخبرتنى سكرتيرتى ان السيد برايان يريد مقابلتى, |
| Biliyor musun Bryan, gökkuşağının bütün renkleri bir tek renk yaratır. | Open Subtitles | "تعرف أن كل ألوان قوس قزح طلعت عدا لون واحد، "برايان |
| Çok canlıyım. Bryan, yarın geliyor. | Open Subtitles | واشعر بنشاط كبير برايان سيعود الى البيت غداً |
| Bryan diyor ki; buraya ne kadardır geldiği önemli değil şayet tekrar böyle davranırsa, ömür boyu yasaklanacak. | Open Subtitles | برايان يقول: اذا تصرفت كذلك مرة اخرى فأنت عالة على الحياة |
| Yani bana tavsiyen, Bryan Trenberth'ü bir paket kraker... yüzünden çocukların T-Ball maçında vurmam. | Open Subtitles | إذاً نصيحتك لي هي أن أقتل برايان ترينبيرث على علبة بسكويت في لعبة بيسبول الصغار |
| Asıl ben seninle paylaşmak istemiyorum , Bryan. | Open Subtitles | أنا لا أرغب في مشاركتك في اللعبة يا برايان |
| Bu Bryan Dicks ben de Alvin Hole. | Open Subtitles | هذا الضابط برايان دكس و انا الضابط الفين هول |
| Kendinizi birden, Bryan'ın bir prensese aşık olduğu bir gezende bulursunuz. | Open Subtitles | ينتهي بك الامر في كوكب حيث يقع برايان بحب الأميرة |
| Peki. Hayır. Biliyor musun Bryan? | Open Subtitles | حسنا، لا، أتعرف برايان سوف أغلق الخط الآن |
| Bryan aradı ve tam altıda burada olmamızı söyledi. | Open Subtitles | شخص يقول لي ما يجري أتصل بريان وقال يجب أن أكون هنا في الساعة 6: |
| Kendime rağmen, Bryan MacKenzie'ye bir sempati duymaya başlamıştım. | Open Subtitles | وعلى الرغم من أنى، كنت قد بدأت فعلا في الإعجاب إلى حد ما بريان |
| Müzeden canlı, Bryan Morris, KOUS. | Open Subtitles | معكم من المتحف مراسلتكم بريان موريس قناة كا. أو. يو. |
| Bryan Metro'ya gelmemizin sebebi de, o filmin grubun hayatını nasıl alenen gözler önüne serdiğini insanların hatırlamaları. | Open Subtitles | و السبب الذي جعلنا نلجأ إلى بريان ميترو لأن الناس تتذكر كم كان الفيلم عن حياة الفرقة قوياً |
| Sizden daha güvenilir başka birini düşünemiyorum Leydi Bryan. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أفكر في أي شخص يكون موضع ثقة أكثر منك ، ياسيدة بريان |