| Kız kardeşlik dernekleri okuldayken eğlenmek içindir. bu iyi bir şey ama benim buna ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | نوادي النساء كلّ شيء عن قضاء الوقت الممتع بينما تكوني في المدرسة وهذا جيد وليس لدي وقت لهذا |
| Eğer hileli bir maç varsa bu iyi bir sebep olabilir. | Open Subtitles | ... ربما كان له سبب وجيه لو كان هناك تدبير لنتيجة مباراة قادمة |
| Hayır, bu iyi bir şey, bu tam ihtiyacımız olan şey. | Open Subtitles | لا , لا , هذا جيد هذا ما نحتاج إليه فحسب |
| Sessiz görünüyor. Şu ana kadar hiç kurt gelmedi. bu iyi bir şey olabilir. | Open Subtitles | يبدو الوضع هادئاً، لا ذئاب حتى الآن يمكن أن يكون هذا جيداً |
| bu iyi bir şey sanırım. | Open Subtitles | هذا أمر جيد على ما أعتقد. |
| bu iyi bir karar Yüzbaşı. | Open Subtitles | هذا قرار جيد أيها القائد |
| Telefonda dediklerini düşündüm, belki de bu iyi bir fikirdir. | Open Subtitles | لقد فكرت بما قلته في الهاتف وربما هذه فكره جيده |
| - bu iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | جنرال , هل استطيع الكلام بحريّة ؟ هذه ليست فكرة سديدة |
| bu iyi bir şeydi, iyi bir anlaşma. | Open Subtitles | لقد كانت هذة طريقة حكيمة و صفقة جيدة |
| Ve bu iyi bir şey. Birçok seçeneğe ihtiyacımız var. | TED | وهذا شيء جيد. نحتاج للعديد من الخيارات. |
| bu iyi bir atıştı asker. | Open Subtitles | تصويب جيد أيها الجندى |
| Paylaştıkları bir organ yok gibi görünüyor, ki bu iyi bir şey. | Open Subtitles | حسناً. لا يبدو إنهما مشتركان في أجهزه, وهذا جيد. |
| Ben kötü adamım ve bu iyi bir şey. Asla iyi adam olmayacağım ve kötü bir şey değil. | Open Subtitles | أنا شرير، وهذا جيد ولن أكون صالحًا أبدًا |
| Ameliyat sandıkları kadar zor geçmemiş ki bu iyi bir şey. | Open Subtitles | و الـ, أوه العملية ليست صعبة كما اعتقدوا من قبل وهذا جيد |
| bu iyi bir nokta. Gerçekten garip bir seçim. | Open Subtitles | حسناً، هذا سؤال وجيه إنه خيار غريب |
| bu iyi bir soru. | Open Subtitles | -هذا سؤال وجيه . -أوَتكترث حقّاً بشأن إيجاده؟ |
| bu iyi bir neden Bart. | Open Subtitles | ولسبب وجيه يا بارت |
| Kesinlikle, bu iyi bir şey. | TED | هذا جيد. تمامًا، هذا شيء جيد. الجريمة في انخفاض. |
| bu iyi bir şey değil mi? Tekrar lanetleyebiliriz. | Open Subtitles | هذا جيد , حقاً أعني , يمكننا القيام باللعنة مرة أخرى |
| Evet, bu iyi bir şey olamaz. | Open Subtitles | أجل، لا يمكن أن يكون هذا جيداً |
| Umarım bu, iyi bir işarettir. | Open Subtitles | آمل أن يكون هذا جيداً |
| bu iyi bir şey sanırım. | Open Subtitles | هذا أمر جيد على ما أظن. |
| Varım. Kesinlikle varım. bu iyi bir karar. | Open Subtitles | معكم بالتاكيد هذا قرار جيد |
| Biliyor musun Charlie? Belki de bu iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | هل تعرف شارلى ربما لا تكون هذه فكره جيده جدا |
| Teklifini gerçekten beğendim Fakat bu iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | انا حقاً اقدر العرض، لكنها ليست فكرة سديدة |
| bu iyi bir şeydi, iyi bir anlaşma. | Open Subtitles | لقد كانت هذة طريقة حكيمة و صفقة جيدة |
| Damarları testosteronla dolu, bu iyi bir şey. | Open Subtitles | اعني ان عروقهم تمتلي بهرمون الذكوره وهذا شيء جيد |
| bu iyi bir atıştı asker. | Open Subtitles | تصويب جيد أيها الجندى |