| Bana göre Bu kanıtlar hala yeterince ikna edici değil. Hatta Toxo araştırmacılarının arasında bile parazitin davranışlarımızı gerçekten etkileyip etkilemediği konusunda fikir ayrılığı var. | TED | الآن، أعتقد أن هذا الدليل يبقى غير حاسم، وحتى أنه في أوساط الباحثين في التوكسو، فالرأي منقسم فيما إذا كان الطفيلي مؤثر حقًا على سلوكنا. |
| Bu kanıtlar size her gösterildiğinde, pek çok farklı sorudan .genellikle bir tanesi aklınıza takılacaktır. | Open Subtitles | حينما يقدم هذا الدليل إلى الناس ستحصل على أحد العديد من الأسئلة المختلفة |
| Bu kanıtlar, maktülü tedarik ettiğin baş ağrısı ilacı ve Kodein ile uyuşturmak suretiyle, seni bu cinayetin bir iştirakçisi olarak belgelendiriyor. | Open Subtitles | هذا الدليل يضعك كجزء من جريمة القتل هذه بسبب توريدك عقار التايلينول مع عقار الكودايين الذي قامو بأستخدامه في تخديرها |
| Her neyse, Bu kanıtlar, açıkçası bunları getirmekle kuralları çiğnedik, ...bu nedenle işiniz bittiğinde bize haber verir misiniz? | Open Subtitles | على أية حال هذه الأدلة لقد خرقنا القانون لجلب هذه لكِ, لذا هل تستطيع أن تعيديها عندما تنتهي |
| Yoksa gıyabında mahkemeye itaatsizlik mi etmek istersiniz? Bu kanıtlar ışığında Bay Canning, davacı lehinde karar veriyorum. | Open Subtitles | أم أنك تريد أن تحكم عليك غيابيًا بسبب عصيانك لأمر المحكمة؟ بعد النظر في هذه الأدلة يا سيد كاننغ |
| Bu kanıtlar 18 aylık. | Open Subtitles | هذه الأدلة الحالة هو 18 شهرا من العمر. |
| Amy haklı. Bu kanıtlar idamı durdurmak için yeterli değil. | Open Subtitles | هذا الدليل غير كافِ لإيقاف الأعدام |
| Bu kanıtlar politik cephanedir. | Open Subtitles | هذا الدليل هو ذخيرة سياسية |
| Bu kanıtlar, bu boş şeyler mi? | Open Subtitles | هذا الدليل هذا... |
| Anlamadığım şey şu: Bu kanıtlar Yakuza tarafından çalınmıştı. | Open Subtitles | الأمر الذي لا أفهمه، بأنّ هذه الأدلة قد سرقت من قبل "يوكوزا" |
| Tüm Bu kanıtlar bir tek şeyi gösteriyor: | Open Subtitles | كل هذه الأدلة تقول شيء واحد: |