| Başkalarının etkisi altında kalıp yozlaşabileceğini gördüğümüz bu kurulun sonu getirilmeli. | Open Subtitles | يجب أن نباشر بحل هذا المجلس الذي يمكن التأثير عليه وإفساده |
| Güvenlik ihlaliyle ilgili suçlamalara gelince bence bu kurulun beni takdir etmesini hak ettim. | Open Subtitles | فيما يخص التهم المتعلقة باختراق الخصوصية أتصور أنني أستحق بعض التقدير من هذا المجلس |
| Halka açık ve işletme sermayesi için devlete tabi olan bir şirket olarak kamuoyunun güvenini tekrar kazanmak bu kurulun görevidir. | Open Subtitles | كشركة مملوكة للقطاع العام رأس مالها التشغيلي يعتمد على الحكومة. فإنه يتعين على هذا المجلس إستعادة ثقة الجمهور. |
| bu kurulun teknik heyetteki birisinin işine son verme yetkisi yok. | Open Subtitles | هذه الهيئة ليست لديها السلطة لفصل أحد الموظفين |
| bu kurulun teknik heyetteki birisinin işine son verme yetkisi yok. | Open Subtitles | هذه الهيئة ليست لديها السلطة لفصل أحد الموظفين |
| Halka açık ve işletme sermayesi için devlete tabi olan bir şirket olarak kamuoyunun güvenini tekrar kazanmak bu kurulun görevidir. | Open Subtitles | كشركة مملوكة للقطاع العام رأس مالها التشغيلي يعتمد على الحكومة. فإنه يتعين على هذا المجلس إستعادة ثقة الجمهور. |
| Yapma. bu kurulun nasıl çalıştığını biliyorsun. | Open Subtitles | هيا كالاهان,تعرف كيف يعمل هذا المجلس |
| bu kurulun hata yaptığı ve dürüst olmadığı, ben kimseye yalan söylemedim. | Open Subtitles | إذا ما كان هناك جو من عدم الأمانة بين هذا المجلس وأعضائه .... فهذا شىء كريه |
| Bayan Florrick, bu kurulun şirketim aleyhine yanlı davranacağını umduğunu kabul etti. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} السيدة (فلوريك) إعترفت أنها تأمل أن يتحيز هذا المجلس ضد شركتي |
| Yaptığımız şeyin hatalı olduğunu, bu kurulun önüne geçip açıklayabilecek birilerini bekliyorum. | Open Subtitles | أبحث عمّن يمكنه الوقوف أمام هذه الهيئة ليُدلي بشهادته قائلا "هاكم أسباب كون هذا خاطئا" |