| Onlar Ruanda'daki, maddi olarak, en değerli şeyler bu yüzden sınırın bu tarafında, onları korumak büyük bir başarı. | TED | إنهم في الواقع من أكبر صناع المال في رواندا، وعلي هذا الجانب من الحدود، يُعد الحفاظ عليها نجاحًا كبيرًا. |
| İletişim siz atmosferin bu tarafında gittiğiniz sürece devam edecek. | Open Subtitles | ستعمل الإتصالات طالما بقيتم على هذا الجانب من الغلاف الجوي |
| Ama camın bu tarafında dururken, hiç de öyle gelmiyor. | Open Subtitles | فقط لا يشعر مثل أن على هذا الجانب من الزجاج. |
| Dünyanın bu tarafında, dolunay Ekim festivalinin sonlarına doğru denk gelir. | Open Subtitles | في هذا الجزء من العالم، الحصاد سوف يكون مهرجان أواخر أكتوبر. |
| Telin bu tarafında ne yapıyorsun? | Open Subtitles | ماذا تفعل هنا خلف السلك ؟ |
| Lütfen kapının bu tarafında kalmama izin ver. | Open Subtitles | أرجوكِ دعيني أبقى في هذا الجانب من الباب. |
| Odanın bu tarafında çok güçlü bir his duyuyorum. | Open Subtitles | انا اتلقى شعوراً قوياً من هذا الجانب من الغرفة |
| Atlantik'in bu tarafında kimseyi tanımadığınızı düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنت اظنك لا تعرف احدا فى هذا الجانب من الأطلنطى |
| Nehrin bu tarafında avlandıklarını söylüyor. | Open Subtitles | هل يقول، أنها مطاردة على هذا الجانب من النهر؟ |
| Hep perdenin bu tarafında olmanın neye benzediğini merak etmişimdir. | Open Subtitles | طوال حياتي ، تساءلت عما سيكون عليه هذا الجانب من الشاشة |
| - Evet. Ne olursa olsun yatağın bu tarafında uyumak zorundayım. | Open Subtitles | انا يجب ان انام على هذا الجانب من السرير |
| Dağın bu tarafında işiniz ne sizin? | Open Subtitles | مهلاً, مهلاً, مالذي تفعلونه في هذا الجانب من الجبل ؟ |
| Amacına göre çalışıyor Atlantik'in bu tarafında banka yatırımcılığı yapıyor. | Open Subtitles | لهذا يمكنه الإستمرار في هراء الإستثمار هذا في هذا الجانب من أطلنطا |
| Bilirsiniz, doğum yapmak, dünyanın bu tarafında, harika bir olay. | TED | تعلمون، ولادة طفل في هذا الجزء من العالم هو حدث مذهل. |
| Şansımıza, onla olan iki oğlan... ormanın bu tarafında düşerken görülmüş. | Open Subtitles | لحسن الحظ، ولدان من معارفه رأيا سقوط هإلى هذا الجزء من الغابة |
| - Telin bu tarafında ne yapıyordun? | Open Subtitles | ماذا تفعل هنا خلف السلك ؟ |
| Yüzümün bu tarafında doğum lekesi vardı. | Open Subtitles | أنا كان لديّ وحمةٌ بوجهي من هذا الجانب. |
| Şunu bir dinle. Gezegenin bu tarafında Tokyo modanın başkentidir, tamam mı? | Open Subtitles | انتبه، طوكيو هي العاصمه الاكبر من هذه الناحيه من الكوكب |
| Muhbirimiz, 20 metre aşağıdaki bloklarda caddenin doğu kısmında, caminin bu tarafında bir kaç çift kablonun bir enkaz yığınına doğru girdiğini görmüş. | Open Subtitles | عند ذلك المجمع 20 متراً من هذه الجهة من المسجد والجانب الشرقي من الشارع مخبرنا يقول بانه رأى زوج من الأسلاك |
| - Fakat ses çok yakından gelmişti, evin bu tarafında olmalı. | Open Subtitles | لكن الصوت كان قريبًا جدًا لا بد أنه كان من جانب المنزل ابق هنا! |
| Cyrus Lavinius Jeremiah Jones ve karısı Lucille'in vagonunun yolun bu tarafında bozulmasının üzerinden tam 250 yıl geçti. | Open Subtitles | لقد مرت تحديدا 250 سنة منذ سايروس ايفينس جيرميا جونز وزوجته لوسيل واجن عبرا لهذا الجانب من الطريق |
| CIA'in sınırın bu tarafında çalışmaması gerek. | Open Subtitles | الاستخبارات المركزية لم تكن بنيتها التعامل عند السياج. |