| Polis ailesine asla bulaşma, unutmazlar. | Open Subtitles | لا تعبث مع عائلات الشرطيين إتهم لا ينسون. |
| Sevgilim CIA'ye bulaşma diyor. CIA, IRS ve motorcular. | Open Subtitles | صديقتي تقول لا تعبث مع السي آي إيه أو مع راكبي الدراجات البخارية. |
| Patty, seni uyarıyorum. Bu gece bana bulaşma. | Open Subtitles | باتي ، وانا تحذير لكم ، لا تعبث معي هذا المساء. |
| Kendine bir iyilik yap ve bana bir daha bulaşma. Tamam mı? | Open Subtitles | افعلي بي معروفاً ولا تعبثي معي مرة أخرى , حسناً |
| Hadi ama, büyükanne, bence rahibe hiç bulaşma. Amcam zaten kendine bir kız buldu. | Open Subtitles | .جدتي، لا تتورطي مع هؤلاء الكهنة .لقد وجد عمي فتاة لنفسه |
| Sen sulandırıImış içkini satmaya devam et... ve benim meseleme bulaşma Shanssey. | Open Subtitles | استمر فقط فى تقديم مشروباتك المخففة بالماء و لا تتدخل فى شئونى يا شانسى |
| Sakın kimseye bulaşma. Herkes uyuyor, kimseyi rahatsız etme. | Open Subtitles | حسنٌ، لا تعبث مع أحد، إنّهم نائمين وهذا ليس لطيفاً. |
| Sally'e bu konuda bulaşma çünkü Sally evrenin dengesi konusunda çok ciddidir. | Open Subtitles | حقا, لا تعبث مع سالي, لانها جاده جدا . حول توازن عالم الاكوان |
| Biraz salak gibi görünebilir ama seni uyarıyorum sakın ona bulaşma | Open Subtitles | أنا أعلم كيف يبدو, لكنني متأكد من أنك لا تعلم، لا تعبث معه |
| - Bana bulaşma seni göt herif. - Sakin ol adamım. | Open Subtitles | لا تعبث معي أيها السافل على مهلك , يا رجل |
| Damardan uyuşturucu almış. Periferal loba bulaşma. | Open Subtitles | انه يستعمل المخدرات عبر الحقن , لا تعبث مع السطحيه |
| Kaybedecek hiçbirşeyi olmayan birine asla bulaşma. 10 YIL SONRA What's with the gossiping thing? | Open Subtitles | لا تعبث مع رجل ليس لديه ما يخسر كان هذا رجلي فرشكي سنحافظ على تدفق الطاقة |
| bulaşma bana. Ayrılıyorum. Anahtarların orada. | Open Subtitles | لا تعبث معي سأنفصل عنكم، هاك مفاتيحك |
| Bir daha asla, hassas dişli birine bulaşma. | Open Subtitles | لا تعبث أبدا مع رجل بأسنان حساسة |
| Ne istersen yap ama Amerikalılara bulaşma. | Open Subtitles | افعل ما شئت لكن لا تعبث مع الأمريكان |
| asla aslanlara bulaşma. | Open Subtitles | لا تعبث مطلقا مع الأسود يا ولدي |
| Çok serttir ona bulaşma. | Open Subtitles | صعب، عنيفٌ جداً. لا تعبثي معه. |
| Eğer ortada bir 3. şahıs varsa asla o ilişkiye bulaşma. | Open Subtitles | لا تتورطي مع أحد إذا كان هناك طرف ثالث بينكم |
| Gözünü açık tut ama bulaşma. | Open Subtitles | أنت تعيش فى الشقة المجاورة لها أبق عينك مفتوحة و لكن لا تتورط |
| Ancak hastalığı atlatan bazı erkekler, Ebola bulaşma korkusu yüzünden eşlerini kaybettiler. | TED | ولكن بعض الذكور الناجين فقدوا أزواجهم بدافع الخوف من عدوى بإيبولا. |
| Bana bulaşma dostum! | Open Subtitles | ! لا تتحاذق معي يا صاح |
| İşte bu, hemen çıkıyorsun. Sakın bulaşma. Evine karının yanına git. | Open Subtitles | يكفي هذا ، عليك بالرحيل ، لا تتورّط في الأمر عد لمنزلك إلى زوجتك |
| "Yaralı Yüz Highway'e bulaşma, denizcilerin en pisi | Open Subtitles | لا تتحامق مع هايواى المخيف اسوء مارينز موجود هنا |
| Bana Rusların meselesine bulaşma demiştin. | Open Subtitles | حذرتني من التورط في عمل مع الروس |
| Neyse, gitmem gerek. Belaya bulaşma. | Open Subtitles | حسناً, يجب أن أذهب ابق بعيداً عن المشاكل |
| Bana bulaşma, Green. | Open Subtitles | لا تعبَث معي يا غرين |