| Bu odadaki bulunma amacım, Krallığı bu uygunsuz eğlencenin sonuçlarından korumak. | Open Subtitles | الغرض من وجودي بهذه الغرفة هو إنقاذ المملكة من عاقبة هذه التسلية غير اللائقة |
| Ekselanslarına, burada bulunma nedenimin, kralın büyük oğlunu eğitmek olduğunu iletir misiniz? | Open Subtitles | هل تستطيع أن تبلغ معاليه أن الغاية من وجودي هنا |
| Burada bulunma nedenim bu değil. O adamın ruhu hasta. | Open Subtitles | ليس هذا سبب وجودي هنا هذا الرجل مريض فعلا |
| Belki de senin burada bulunma nedenin benimkinden pek farklı değildir. | Open Subtitles | إذن ربما سبب وجودك هنا ليس مختلفاً عن سبب وجودى هنا |
| Port Royal'de bulunma nedeniniz ne, 'Bay Smith'? | Open Subtitles | ما سبب وجودك بالميناء الملكي يا سيد سميث |
| Durumun zor olduğunun farkındayım, ...ama bütün bunlar burada bulunma nedenimizi değiştirir mi? | Open Subtitles | أفهم أنّ هذا كثير لتقبّله ولكن هذا لا يغيّر سبب وجودنا هنا؟ |
| Bruges'de bulunma, sana ölmeden önce son ve neşeli bir hatıra yaşatmak içindi. | Open Subtitles | وجودنا في بروجز كان فقط ليمنحك ذكرى سعيدة واحدة قبل موتك |
| Aslında bakarsanız, orada bulunma sebebim sizi görmek istememdi. | Open Subtitles | في الواقع وجودي هناك هو سبب رغبتي برؤيتك |
| Sizi temin ederim ki, burada bulunma sebebim, sizin refahınızı sağlamak. | Open Subtitles | أستطيع التأكيد لكم وجودي يتعلق بحمايتكم فقط. |
| Burada bulunma nedenim benden sizin düşünemeyeceğiniz bir... ..strateji geliştirmemi istemeniz. | Open Subtitles | - - سبب وجودي هنا لكي اقترح الإستراتجية --لا تفكر في ذلك أبدا |
| Burada bulunma sebebimi açıklamak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أرغب بالافصاح عن سبب وجودي هنا. |
| Teğmen Cavanaugh burada bulunma sebebimi sorarsa ne diyeceğim? | Open Subtitles | كيف أفسر وجودي عند وصول الملازم ؟ |
| Aslında burada bulunma sebebim bu. | Open Subtitles | في الواقع هذا هو سبب وجودي هنا |
| Neden bize o dairede bulunma sebebini anlatmakla başlamıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تبدأ بإخبارنا عن سبب وجودك فى الشقة من الأساس؟ |
| bulunma sebebinizi sorabilir miyim? | Open Subtitles | أنت تعلمين ذلك جيداً هل بإمكاني سؤالك عن سبب وجودك هنا؟ |
| Ama işin tuhafı, senin burada bulunma sebebin bu değil. | Open Subtitles | لكن لغرابة الامور هذا ليس سبب وجودك هنا |
| Burada bulunma amacın ne senin? | Open Subtitles | ما سبب وجودك هنا؟ |
| ...orada bulunma sebebimiz Amerikan halkı tarafından belki de tam olarak anlaşılamadı. | Open Subtitles | كما لو أنّ السببَ وراء وجودنا هناك.. كان ربمّا، ليس مفهومًا على نحوٍ كافٍ من طرف الشعب الأمريكي |
| O yüzden hepimiz burada bulunma gerekçemizle ilgili dürüst olalım. | Open Subtitles | لذلك دعونا نكون صادقين بخصوص سبب وجودنا هنا |
| Hepimizin burada bulunma sebebine gelebilir misiniz? | Open Subtitles | هلا تتطرق الى سبب وجودنا هنا؟ |
| - Alman toprağında bulunma izni. - Oden'e bir bilet. | Open Subtitles | تصريح للملكية الألمانية "تذكرة إلى "اودن |
| Tek bulunma şansımızı yok edip içine ettin. | Open Subtitles | -ماذا؟ ضيعت فرصتنا الجيدة الوحيدة لإكتشافنا وإخراجنا من هنا |