"buluyor" - Translation from Turkish to Arabic

• تجد
• وجد
• يجدون
• يعثر
• عثر
• يجدونها
• يجده
• تجدين
• يجدونه
• تجدها
• بإيجاد
• تجدينه
• تراه في
• يمزح
• ترى في

Söylesene nasıl oluyor da bazı insanlar İncil'de sadece nefreti buluyor?
قل لي كيف بعض الناس تجد الكراهية فقط في الكتاب المقدس؟

Kendinizi biyolüminesansını iyi kullanmanın başka yollarını düşünürken buluyor musunuz?
هل تجد نفسك تفكر فى تطبيقات اخرى لجعل الضيائية الحيوية تستخدم فى امور أخرى مفيدة؟

Kutupların en üstün yırtıcısına ulaştıktan sonra ekip nihayet yıldızını da buluyor.
بهذا الوصول إلى أقوى مفترسي القطب الشماليّ وجد الطاقم في النهاية نجمه

Bilim adamı iş arkadaşlarımız bilgide yeni doku düzenleri buluyor.
زملاؤنا العلماء يجدون أنماط جديدة في المعلومات.

Seni buluyor, ve sanki tekrar beni aramaktan vaz geçmiş gibi.
يعثر عليك و ذلك يجعله لا يريد ان يعثر علي مجددا

Bu görüntü, 8:26'yı gösteriyor, cesedi buluyor eve giriyor ve polisi aramıyor.
هذه اللقطات توضح أنه عثر على الجثة الساعة8: 26 ثم عاد للمنزل

Ve ona birçok işlev yüklemenin birçok yolunu buluyor.
و هي تجد طرقا عديدة جدا لاستخدامها لعدة وظائف.

Durumu komik buluyor olabilirsiniz.
من المحتمل انك تجد الاخبار . .. بالمجلة المصورة ..

Ancak birileri, özür dilerim, bunu saldırgan buluyor.
والآن هذة, المعذرة تجد أن الأمر عدوانياً

Ben onu her yere götürüyorum, ama o dönüş yolunu hep buluyor.
أخذ زوجتي بكل مكان لكنها تجد طريق عودتها للبيت

Bu kızdaki öğrenme aşkı yüzünden alet emmeye ancak vakit buluyor.
عطش الفتاة للمعرفة بالكاد تجد الوقت للعهر

Bazıları tuğla ve terakota gibi eski malzemeleri kullanmanın yeni yollarını buluyor.
وجد البعض طرقاً مبتكرة لمواد قديمة مثل القرميد والصلصال.

İş bulamamanın ve yapacak bir şeyi kalmamasının neticesinde kendini büyük bir sıkıntının içerisinde buluyor ve buna daha fazla tahammül edemeyeceğine inanıyor.
بعد أن فشل فى إيجاد عمل لم يكن لديه شيئاً ليفعله وجد نفسه فى ضيق مروع وقرر ألا يحتمل أكثر من ذلك

Dinlenmek için ideal gibi görünen bir mekan buluyor, çiftleşme alanlarına varmadan önceki son durağı.
وجد ما يبدو كمكان مثالي للراحة قبل تقدمه النهائي لمنطقة التزاوج

Hayır, ama Athosyalıların lideri Teyla bile, daima zavallı Charin'i ziyaret etmek için zaman buluyor.
لا لكن أتعلمين حتى قاده الاثوثيان يجدون الوقت ليزورنى.

Genel evlerdeki kadınların birçoğu koca buluyor.
كثير من الفتيات يجدون الأزواج في بيوت الدعارة

Çölde bir çocuk birşey buluyor, ovuşturuyor ve bum.
طفل يعثر على شيء في الصحراء. يفركه ثم بوم.

Bir çocuk, kasabanın dışındaki küçük bir göle dalıyor ve arabasını buluyor.
طفل كان يغطس داخل بركة ماء خارج البلدة عثر على سيارته.

Gençlerimiz ruhları ile beyinlerini ayırmayı gereksiz buluyor, doğruları kökleşmiş, bütünlükleri sürdürülemez olmuş.
شبابنا يجدونها غير مجدية لفصل أرواحهم عن عقولهم، حقيقتهم متأصلة وسلامتهم مستدامة.

Nasıl oluyor da Chris Rock'ın yaptığı programı herkes eğlenceli, kural tanımaz buluyor da ben aynı programı, aynı komik zamanlamayı yapınca insanlar yönetime şikayette bulunuyor?
و يجده الكل طريفاً و مضحكاً و أتبع أنا نفس الروتين نفس التوقيت في الكوميديا فيقدم الناس شكوى للشركة؟

Utanç verici bir hayatın olduğunu düşünürken, birden... birileri senin hayatında cesaret verici bir yan buluyor.
عندما تعتقدين أن حياتك بلا قيمة تجدين من يشجعك

Diğer tacirlere, satıcılara ondan kim mal almak isterse onu orada buluyor, tamam mı?
التجار الآخرون الذين يرغبون بلقائه يجدونه هناك ، حسنا ؟

Peki, çekici buluyor musun?
حسنا هل تجدها أتعرفي ماذا تحتاجي لأن تفعلي تحتاجي إلى أن تذهبي إلى مسكنه و تبحثي بأغراضه

Kız, hedefi buluyor; adamımız da işi bitiriyor.
انها تقوم بإيجاد الهدف ويقوم رجالنا بإنهاء العمل

Söyle bana. Onu çekici buluyor musun?
قولي لي رأيك هل تجدينه جذاباً؟

O adamda ne buluyor ki?
مروحيّته ما الذي تراه في ذلك الرجل على أيّ حال؟

Bu davayı komik buluyor olabilirsiniz ama bir asker heykelinin kafasını koparmak bir şaka unsuru değildir.
ربما تجدون أن هذا الفعل مسلي ولكن قطع رأس تمثال الرامي ليست مسألة يمزح بها

Bu herifte ne buluyor ki?
اعني، ماذا بحق الجحيم ترى في ذلك الرجل على أي حال؟