| Bütün gün insanları, Bunun bir çıkma olmadığına ikna etmeye çalıştım. | Open Subtitles | لقد قضيت معظم اليوم أحاول إقناع الناس أن هذا ليس موعداً |
| Bunun bir üçkağıt olmayacağını söylemiyorum... fakat seçim şansımız da yok. | Open Subtitles | لست أقول أن هذا لن يكون صعب لكننا لا نملك اختيارات |
| Gözlerimizi kapayıp Bunun bir rüya olduğunu söylersek... | Open Subtitles | لو أننا أغلقنا أعيننا و قلنا هذا مجرد حلم |
| Bunun bir diğer yönü de, çok farklı Kağıtfüj'ler yapmış olmamız. | TED | وأحد الجوانب هنا هو أننا نبني أنواعًا عديدة من الطارد الورقي. |
| Hava Trafik Kontrolü ile bağlantıya geçti ve Bunun bir gösteri bir uyarı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد اتصل بدائرة الملاحة الجوية وأخبرهم بأن هذه كانت برهان بأن هذه هي طلقةً تحذيرية على سبيل المثال |
| Senin de Bunun bir parçası olmak isteyeceğini umuyordum. | Open Subtitles | ظننت أنك قد تريدين أن تكونى جزءا من الأمر |
| Yetkililer Bunun bir soygun olarak başlayıp... artık bir rehine olayına dönüştüğünü söylüyor. | Open Subtitles | يقول المسؤولون هنا أن هذا بدأ بسرقة البنك و تحول ليصبح احتجاز رهائن |
| Buna inanıyorsan, muhtemelen Bunun bir bardak şarap olduğuna da inanırsın. | Open Subtitles | لو أنكم تصدقون هذا، فستصدقون أيضاً أن هذا كأس من النبيذ |
| Buna inanıyorsan, muhtemelen Bunun bir bardak şarap olduğuna da inanırsın. | Open Subtitles | لو أنكم تصدقون هذا، فستصدقون أيضاً أن هذا كأس من النبيذ |
| Bunun bir hata olduğunu biliyordum. Buraya kadar, her şey bitti. | Open Subtitles | لقد عرفت أن هذا خاطئ ، هذه هي لقد قُضي الأمر. |
| Umurumda değil. Bunun bir sabah programı olduğunu biliyor mu? | Open Subtitles | لا أهتم ، هل يعرف أن هذا يُسمى تلفزيون صباحى؟ |
| Bunun bir tuzak olduğunu biliyorum. Ama uyuşturucu, gece kulübü falan... | Open Subtitles | أعلم أن هذا شرك ونحوه، لكنّ ثمّة شيء حيال المخدّرات والملهى |
| Bu sadece bir yanlış anlaşılma. Üzgünüm. Bayana Bunun bir yanlış anlaşılma olduğunu söyle ve ardından... | Open Subtitles | هذا مجرد سوء تفاهم انا اسف، اخبرها انه سوء فهم |
| Haydi çocuklar, Bunun bir talim olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | هيا يارفاق , أنا أعلم أن هذا مجرد تدريب فقط |
| Bunun bir örneği, şurada gösterdiğim, "Galaksi Hayvanat Bahçesi" adlı şey. | TED | وأحد الأمثلة على ذلك أقدمه هنا ويدعى "حديقة المجرات". |
| Lütfen Bunun bir hata olduğunu kabul eder misin? | Open Subtitles | هل يمكنك الأعتراف أن هذه كانت غلطة، رجاءً؟ |
| İnsanlara zarar vermek Bunun bir parçası değil. | Open Subtitles | ايذاء الناس لم يكن جزءا من الأمر لا ينطبق |
| Üzgünüm sana dün uğrayıp yemek getiremedim, ve Bunun bir daha olmaması için elimden geleni yapacağım ama sen dışarı çıkamazsın. | Open Subtitles | أنا آسف لأنني لم آتي البارحة، ولم أحضر لك الطعام سأحاول ألا يتكرر ذلك مرة أخرى .. ولكن لا يمكنك الخروج |
| - Bunun bir anlamı olması gerekirdi. | Open Subtitles | كان من المفترض أن يعني ذلك شيئاً - أعلم - |
| Dinleyicilerimize Bunun bir terörist saldırısı olabileceğini söyleyelim. | Open Subtitles | أود أن أعلم مستمعينا إمكانية أن يكون هذا عمل إرهابي |
| Bunun bir yolu olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه يوجد طريقة |
| Bunun bir şeyleri değiştirmesini isterdim. | Open Subtitles | ولكننى كنت اتمني ان يغير هذا أي شئ مما مضي |
| Bunun bir nişan partisi olmasına rağmen neden düğün kıyafeti gibi görünüyor. | Open Subtitles | هذه مجرد حفلة خطوبة ومع ذلك، هذا الفستان يجعلني أبدو وكأني في حفل زفافٍ فعلي |
| Bunun bir komedi olduğunu mu düşünüyorsun? Dostlarının yanına mı dönmek istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريد لاصدقائك ان يضعوا الصخور بجيوبهم... |
| Artık Bunun bir parçası olmak istemiyorum. | Open Subtitles | أتعلم ماذا؟ لا أريد أن أكون جزءاً من هذا بعد الآن |
| Tamam, açıklığa kavuşturalım, kimin ne dediği belli olsun, sence bunun, bir uzay gemisi, olması mümkün müdür ? | Open Subtitles | حسناً ، للتوضيح حتّى نعرف لاحقاً من قال شيئاً هل تتنازلين أنّه يوجد إحتمال أنّ هذه سفينة كائنات فضائيّة؟ |
| Sadece Bunun bir daha olmayacağından emin olabilirim. | Open Subtitles | يمكنني فقط للتأكد من أن ذلك لا يحدث مرة أخرى |