| Bir baban olmadığı için burada olduğunu düşünüyorsun değil mi? | Open Subtitles | أتعتقد ربما أنك هنا لأنه لم يكن لديك أب, صحيح؟ |
| Devlet çulsuz biraz ama kimse senin burada olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | الحكومة مفلسة ولكن لا أحد يعرف أنك هنا أنت آمن |
| Umurumda değil, çok az, çok geç. Hem neden burada olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا أبالى, صغبر جداً ,متأخر جداً بجانب, أننى أعلم لما أنت هنا |
| Eğer onu dün görmemiş olsaydım günlerce burada olduğunu söylerdim. | Open Subtitles | لو لم أره منذ الأمس، سأقول أنه هنا منذ أيام |
| Ailen bu kadar geç saatte burada olduğunu biliyor mu Hunter? | Open Subtitles | أيعرف والديكِ أنكِ هنا لهذا الوقت المتأخر ؟ |
| Şu an burada olduğunu ve ne yaşandığını bilen biri yok. | Open Subtitles | لا احد يعلم انك هنا الآن ولا احد يعلم ماذا حدث |
| Ofisine gittim Bayan yönetici ve asistanın burada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ذهبت لمكتبك يا آنستي المديرة التنفيذيّة، فأخبرني مساعدك أنّك هنا. |
| Ama senin burada olduğunu duyunca, Perdeden sonra aceleyle yola koyuldum. | Open Subtitles | لكن عندما سمعت بأنك هنا أتيت سرعة بعد إسدال ستار المسرح |
| - Domuzlar da uçarsa! Ayrıca niçin burada olduğunu da unutma hayatım. | Open Subtitles | سيحدث عندما تطير الأشجار, تذكرى ياعزيزتى سبب وجودك هنا |
| Gene de burada olduğunu öğrenmeden, eve dön. | Open Subtitles | كما ترى .. أرجعى إلى البيت الآن قبل أن يعرف أنك هنا |
| burada olduğunu biliyor, bu yüzden seni aramak mantıksız. | Open Subtitles | أظن أنها تعرف أنك هنا لذا من غير المنطقي أن تتصل بك |
| Vince burada olduğunu biliyor. | Open Subtitles | انظري,فينس يعلم أنك هنا يجب علينا الخروج من هنا |
| burada olduğunu biliyorum, ve benden korkmadığını da... ama yüzünü göremiyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك هنا وأعلم أنك لست خائفا مني ولكني لا أستطيع أن أرى وجهك |
| Neden burada olduğunu merak ettim. Ne diyeceğini bilmediğin için mi? | Open Subtitles | أنا أتعجب لماذا أنت هنا مع إنك لا تعرف مالذى تقولة حتى |
| Bu dünyadaki yerini bilmemek niye burada olduğunu bilmemek. | Open Subtitles | ألا تعرف مكانك في هذا العالم ألا تعرف لماذا أنت هنا هذا |
| Kimse burada olduğunu bilmemeli. Babana söyleme. | Open Subtitles | يجب ألا يعرف أحد أنه هنا لا تخبري أباكي. |
| burada olduğunu biliyorum. Daha az önce gördüm seni. Ne güzel. | Open Subtitles | أعمل أنكِ هنا ، لقد رأيتكِ قبل دقائق هذا جميل |
| Tek esmer de sensin. - burada olduğunu bilen var mı? Fred dayım bilir ama bu saatte aramaz. | Open Subtitles | وانت السمراء الوحيدة ايضا . هل هناك من يعلم انك هنا ؟ |
| Eğer amirlerin burada olduğunu duyarsa işini kaybedersin. | Open Subtitles | إذا البراس إكتشف أنّك هنا ستحصل على ضربة |
| Ne tür bir canavar olduğunu bilmiyorum ama burada olduğunu biliyorum. Ben canavarların canını yakarım. | Open Subtitles | أيّا كان نوعك يا شبح أعرف بأنك هنا , وأنا آؤذي الوحوش |
| Neden burada olduğunu biliyorum, dostum, ama zahmet etme. | Open Subtitles | أعرف سبب وجودك هنا يا صديقي لكن يمكنك أن توفر على نفسك العناء |
| Ama mesele şu ki bu evde hala 3 milyon dolar var... ve seninle benden başka paranın burada olduğunu bilen yok. | Open Subtitles | لكن واقع الأمر أنة لا تزال هناك 3 ملايين دولار في المنزل ولا أحد غيري وغيرك يعرف أنها هنا |
| Bu dünyadaki yerini bilmemek niye burada olduğunu bilmemek. | Open Subtitles | الا تعرف مكانك فى هذا العالم الا تعرف لماذا انت هنا |
| Sence, karın senin burada olduğunu bilse, ne düşünürdü? | Open Subtitles | ماذا تتوقع أن تقول زوجتك أذا عرفة بوجودك هنا ؟ |
| Tamam, peki, o zaman... neden burada olduğunu cevaplamadın. | Open Subtitles | لكنك لم تجيبينني بعد ، لماذا لماذا أنتِ هنا ؟ |
| Ama gazeteler çocuğun burada olduğunu duyarsa yanarız. | Open Subtitles | أنا لست مثيراً للذعر ولكن إذا علمت الصحف بأن الصبى كان هنا |
| Böldüğüm için üzgünüm ama onun burada olduğunu duydum. | Open Subtitles | أنا آسف لمقاطعتك بالحديث، لكني سمعت بأنه هنا |
| Babam, burada olduğunu söyledi. Yardım edebilir miyim? | Open Subtitles | لقد أخبرني ابي بأنكِ هنا هل أستطيع المساعده .. |