| Clark, Chelsea'ye söylerim Talon'da yerime bakar. | Open Subtitles | كلارك يمكنني أن أطلب من شيلسي الحلول مكاني في التالون |
| Chelsea'nin duygularını incitiyorsun. Ona karşı daha nazik olmak için çabalamanı istiyorum. | Open Subtitles | انت تأذي مشاعر شيلسي واريدك ان تبذل جهدا لتكون ألطف بتعاملها |
| Chelsea ya da başka bir kızı istemiyorum. Seni istiyorum. | Open Subtitles | انا لا اريد تشلسي او اي فتاة اخرى اريدك انتي |
| Yani Chelsea yle benim sahnelerimiz daha iyi aslında... | Open Subtitles | نعم، حصل على مشاهد أفضل تشلسي نائمة في سرير |
| O ve Bay Weyman birbirlerini Chelsea'dan tanıyorlardı. | Open Subtitles | انها كانت تعرف السيد وايمان منذ ان كانوا معا فى تشيلسى |
| Chelsea tatlım, burada ne yapıyorsun? | Open Subtitles | شيلسى حبيبتى ماذا تفعلين هنا بالأسفل؟ |
| Eminim Chelsea Clinton'ın da buraya uygun olmadığını düşünmüştünüz. | Open Subtitles | لقد راهنت على ان شيلسي كلينتون لن تنال إعجابك هنا |
| Kuşlarım da öyle. Hepsi bu kadar! Chelsea'nin selamı var. | Open Subtitles | ولا طيوري، لقد سيطرت على ذلك شيلسي تقول: |
| Babam ve Chelsea kamp gezisinden erken ayrılmaya karar verdiler. | Open Subtitles | ـ أبــــي و (شيلسي) قــررا الذهاب في رحلة التخييم باكرا |
| Oh, hey, Şerif. Afedersin, uh, Chelsea. | Open Subtitles | مرحبا أيها الشريف المعذرة , شيلسي |
| Chelsea kuşhanenin güvenli ve emin olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لا شيلسي أكدت أن برج الطيور آمن ومنيع |
| Eğer Chelsea'nın kalbi atıyor olsaydı, morfin kana karışıp onu öldürürdü. | Open Subtitles | إذا قلب تشلسي كان يضخ، قد تم وضع المورفين في تدفق الدم وقتلها. |
| Merhaba. Chelsea Bay Drive'da ki ilk 4 Temmuz'un. | Open Subtitles | أهلاً أول عطلة للرابع من تموز و أنت تقودين على طريق خليج تشلسي |
| Hey, ne yapayım eğer Chelsea beni esprili ve medeni buluyorsa. | Open Subtitles | ليست مشكلتي أن "تشلسي" تراني ظريف ولطيف. |
| Teşekkürler. Teşekkürler. Eğer Chelsea'i görürseniz, millet... | Open Subtitles | شكرا,شكراً لك اذا رأيتي أسرة "تشلسي"اذا خرجت |
| Chelsea'li bir Bohemian sanatçı mı olmak istiyorsun? | Open Subtitles | أكنت تتمنين ان تظلى الفنانة المجهولة فى تشيلسى ؟ |
| Şu lanet Chelsea Sanat Kulübüne gidip, Michael Weyman'ı yakalayacağım ve gülünç kravatıyla ümüğünü sıkacağım. | Open Subtitles | وسأذهب الى نادى تشيلسى اللعين و اُمسك بمايكل وليمان واخنق هذا القوّاد بكرافتته المضحكة حسن |
| Chelsea'deki V.I.P. kulübünün sahibi müşterilerinin yüzde 80'inin Wall Street'ten olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | قدر مالك أحد النوادى الراقية فى شيلسى أن 80% من زبائنه هم من طراز وول ستريت |
| "K Paine, 58 Pike Sokağı, Chelsea 32099." | Open Subtitles | ك.بيين, 38 شارع شيلسى 36899 |
| Chelsea ve Brooke gibi kızların tek düşündüğü şey ayakkabılar. | Open Subtitles | Gالفتيات مثل تشيلزا وبروكي كل اهتمامهن هو الاحذية |
| Chelsea derin denizlere dalan biri değildi, o zaman birisi boş bir şırıngayla ona enjekte etmiş olmalı. | Open Subtitles | اه، حسنا، كان تشيلسي لا تقوم بالكثير من الغوص في أعماق البحار، لذلك شخص ما يجب أن يكون حقنها بـ حقنة فارغة. |
| Bir ceset var. İntihar, Chelsea Nehrinin yukarısında bulunmuş. | Open Subtitles | لقد حصلت على جثة إنتحار, وجدتفوقنهر (تشيلس) |
| Cinsel taciz suçlaması nedeniyle ekim 1999'da Chelsea Music Akademisi'nden atılmış. | Open Subtitles | تم طرده بتشرين الأوّل من عام 1999 من معهد "تشيلسيا" للموسيقى بسبب اتهامه بالإعتداء الجنسي و الضرب |
| Evet, Chelsea Pier'de işe başlayana kadar orda hosteslik yaptı. | Open Subtitles | أجل، لقد كانت مُضيِّفة، حتى بدأت العمل في، تشيلسي بير |
| Dillon Chelsea' yi elleri kelepçeli gözleri bağlı arabasına attı. | Open Subtitles | ديلون وضعت تشيلسي في السيارة وهي مربوطة اليدين ومعصوبة الأعين |
| Chelsea Marsh'ın kan tahlilinde enteresan sonuçlar çıktı. | Open Subtitles | حصلت على نتائج مثيرة جداً لفحص السموم " الروتيني لـ " تشيلسي مارش |
| Solumda mavi köşede ise Peaches Chelsea ve Chloe | Open Subtitles | وعلى اليسار في الزاوية الزرقاء لدينا (بيتشتيز) و (تشسلي) و (كلوي) |
| Chelsea'ye yakın: New Jersey. | Open Subtitles | "بجوار "تيشلسي" : "نيوجيرسي |