| Muhtemelen, eğer ciğerlerinde su varsa. | Open Subtitles | محتمل, لو هناك ماء فى رئتيه لكن بعلم تحليل الأمراض |
| Şöyle, efendim; ciğerlerinde su var ama cigerlerindeki damarlar, yıkıma uğramış, trombositlerle dolu ve bu da susuzluğun belirtisidir. | Open Subtitles | حسناً، سيدي كان هناك ماء في رئتيه لكن الوريد الرئوي ممتلئ بصفائح دم محطمه |
| Hâlâ kan testi sonuçlarını bekliyorum ama ciğerlerinde önemli miktarda sıvı var. | Open Subtitles | أنا في انتظار للدم وتوإكس. كان هناك الكثير من السوائل في رئتيها. |
| Eğer öyle olsaydı, adli tabib ciğerlerinde su bulurdu. | Open Subtitles | إذا غرقت فأن الطبيب الشرعي سيجد ماء في رئتيها |
| ciğerlerinde sıvı olan 16 yaşında bir kız. | Open Subtitles | فتاة في السادسة عشرة تشكو من سوائل في الرئتين |
| FBI patolouna göre kurbanın ciğerlerinde duman yokmuş. | Open Subtitles | بناء على اختصاصي علم الأمراض الفيدرالي لم يكن هناك دخان في رئتي الضحية |
| Suratında KS olması, ciğerlerinde de olduğu anlamına gelir. Lezyonlarından kan geliyor. | Open Subtitles | السرقوم على وجهه قد يعني ورماً برئتيه مع النزيف من الكتل |
| Göğsüne aldığın darbe ciğerlerinde kanamaya neden oluyor. | Open Subtitles | الصدمة التى اخذتها على صدرك قد سببت النزيف على رئتيك |
| Şöyle, efendim; ciğerlerinde su var ama cigerlerindeki damarlar, yıkıma uğramış, trombositlerle dolu ve bu da susuzluğun belirtisidir. | Open Subtitles | حسنا، سيدي كان هناك ماء في رئتيه لكن الوريد الرئوي ممتلئ بصفائح دمّ محطمه. |
| Tansiyonu hızla düşüyor. ciğerlerinde ödem var. | Open Subtitles | ضغط دمه ينخفض سريعاً هناك سائل يملأ رئتيه |
| ciğerlerinde dışkısal madde bulunduğunu yazıyor. | Open Subtitles | انه يقول انه كان هناك شئ برازى وجد فى رئتيه |
| Litrelerce sıvı boşalttık fakat sorun ciğerlerinde değil. | Open Subtitles | أزلنا لتر من السائل لكن كانت المشكلة بقلبه لا رئتيه |
| ciğerlerinde kan olduğu için boğulmuş olamaz. | Open Subtitles | مع وجود الدم في رئتيها,هذا يستبعد الاختناق |
| ciğerlerinde su yok. Suya düştüğünde çoktan ölmüş. -Adam boğmak suçtur. | Open Subtitles | لايوجد ماء في رئتيها لكنها ماتت قبل ان تصل الماء الخنق من جرائم الرجال |
| ciğerlerinde cok fazla miktarda su buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت كمية كبيرة المياه في رئتيها. قالت غرق. |
| Maktulün ciğerlerinde fiberglas yalıtım malzemesi buldum. | Open Subtitles | حسنا، لقد وجدت آثار من الألياف الزجاجية العازلة في الرئتين الضحية. |
| Ducky'e göre vücudunda damardan ilaç aldığını gösteren bir iz ya da ciğerlerinde PCP kalıntısı yok. | Open Subtitles | لا يوجد إشارات على إستخدام مخدرات وريدية في الجسد -ولا يوجد آثار للـ "بي سي بي" في الرئتين -تعاطته فموياً |
| Ted Macy'in boğazında ve ciğerlerinde birikmiş çamur ve su. | Open Subtitles | تربة و ماء تم جمعها من حلق و رئتي تيد ميسي |
| Cesur ol aşkım. Ben ciğerlerinde oksijen depolayabilirim. | Open Subtitles | تحلي بالشجاعة، حبيبتي بإمكاني تخزين الأوكسجين في رئتي |
| Suratında KS olması, ciğerlerinde de olduğu anlamına gelir. Lezyonlarından kan geliyor. | Open Subtitles | السرقوم على وجهه قد يعني ورماً برئتيه مع النزيف من الكتل |
| Doktoruna rastladım ciğerlerinde hasarlar oluştuğunu ama çok şanslı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ولقد ذهبت الى الى طبيبك وقال بأن رئتيك متضرره قليلا ولكن من حسن حظك |
| Maktulün ciğerlerinde aşırı miktarda maddeler tespit ettim. | Open Subtitles | اكتشفت مواد زائدة في رئة الضحية |
| ciğerlerinde oluşan kocaman bir lekeden başka hiç bir şey. | Open Subtitles | مجرد بقعة سوداء على رئته |
| İyi görünüyor, ciğerlerinde su yok. | Open Subtitles | تبدو بخير لا توجد سوائل في الرئة |
| Afazi ve ciğerlerinde sıvı birikmesi. Nöbet, ikisine birden neden olamaz. | Open Subtitles | احتباس الكلام و السائل بالرئتين النوبة لا تسبب الاثنين |
| Ölen kişinin ciğerlerinde hiç duman yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك أثار دخان فى رئتى الشخص المتوفى |