| Çocun cinayetler işlenirken orada olduğuna dair bir parça bile kanıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد جزء دليل يشير أن الولد كان حاضراً حتى في الجرائم |
| Eğer bu adamı yakalayamazsak, maalesef cinayetler devam edecek. | Open Subtitles | إذا لم نعثر على هذا الرجل ستستمر هذه الجرائم |
| cinayetler yüzyıllardır azalıyor. | TED | إن معدل تفشي جرائم القتل في انخفاض منذ قرون. |
| Öyle görünüyor ki, cinayetler bu akşam erken saatlerde işlenmiş. | Open Subtitles | يبدو أنّ جرائم القتل حصلت في وقت مبكر من هذا المساء |
| Dün geceki cinayetler konusunda tuhaf olan şey katilin kullandığı silah. | Open Subtitles | أتعرف أغرب شيء حيال جرائم قتل الأمس؟ السلاح الذي تم استخدامه.. |
| Dinle dostum. Suçlar, cinayetler... Bütün günümü dolduruyor. | Open Subtitles | إسمع يا صاحبي الجرائم والقتل يملء يومي أنا الآن أأكل ولست في العمل |
| cinayetler hakkında basında açıklanmayan bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء عن هذه الجرائم لم يتم ذكره في الصحافة. |
| Ve şu Powhattan Mill'deki cinayetler olduğunda şeriftim ve cinayetlerden kendi payıma düşeni gördüm. | Open Subtitles | وتلك الجرائم في باو هايتن ميل لقد كنت الشريف حينها ولقد شاهدت عدد من الجرائم المشتركة |
| Bu cinayetler bağlantılı olsa bile, basına açıklanmadı. | Open Subtitles | لو توجد أدلة تربط بين تلك الجرائم فلن تظهر على الملأ |
| Bu cinayetler onun bize vaazları. | Open Subtitles | وهذه الجرائم هى عِظاته لنا أُنظر, نحن نعرفه. |
| Bu cinayetler biraz garip, törensel şeylere benziyor. | Open Subtitles | هذه الجرائم تبدو كطقوس غريبة أو شيئاً من هذا القبيل |
| Aradan birkaç yıl geçti, herkes olanları unuttu ve cinayetler başladı. | Open Subtitles | بعد سنوات عدة نسي أمره الجميع عندها بدأت جرائم القتل |
| Halka cinayetler arasındaki alfabetik ilişkiden henüz söz etmedik. | Open Subtitles | الصحافة لا تعرف شيئاً عن الرابط بين جرائم القتل الأبجدية |
| Eğer cinayetler aynı kişi tarafından işlendiyse, ...ve planın bir parçası, kızların kaçırılmasıyla ilgiliyse -- | Open Subtitles | لو أن جرائم القتل إرتكبت بواسطة نفس الشخص و جزء من النمط يتضمن إختطاف البنت |
| Ya yakın zamanda işlenen bu cinayetler, unuttuğu şeyi ona tekrar hatırlattıysa ? | Open Subtitles | الذي إذا سبّبت جرائم القتل الأخيرة ماذا قد دفن في رأيها؟ |
| Katiller ve cinayetler, tıpkı bir korku filmi gibi. | Open Subtitles | مع جرائم القتل التى خرجت من الأفلام أو شئ. |
| Adamın kanının nasıl çekildiğine ya da bunun birkaç haftadır devam eden cinayetler zinciriyle bir ilgisi olup olmadığına dair bir açıklama yapılmadı. | Open Subtitles | وجد في مدينة الصناعة ليلة البارحة. لا معلومة عن كيف تم استزاف دم الضحية, أو اذا كان هذا مرتبط بسلسلة جرائم قتل شبيهة |
| Hepsi, 89 yıl boyunca işlemedikleri cinayetler için hapisle cezalandırıldı; çocuk yaşta hata yaparak işlediklerini söyledikleri cinayetler için. | TED | معاً، قضوا 89 عامًا في السجن لجرائم قتل لم يرتكبوها، جرائم قتل اعترفوا بارتكابها كذبًا عندما كانوا مراهقين. |
| Seri cinayetler arasında bağ kurmak, için hangi 3 şeye baktığımızı biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين ما هي الأشياء الثلاثة التي ينظر المحللون إليها لربط القتلة المتسلسلين؟ |
| Bu cinayetler hakkında kendine sakladığın herhangi bir şey var mı? | Open Subtitles | نعم. هل هناك شيء ما حول عمليات القتل هذه تبقيها لنفسك؟ |
| Görünüşe bakılırsa, seri cinayetler işlemeye başlamadan önce dişlerini törpülemiş. | Open Subtitles | من الواضح, أنه سن أسنانه بالأمواس بعدما بدأ حملته بالقتل |
| Bu cinayetler başladığından beri birileri beni izliyor. | Open Subtitles | شخص ما يتتبعنى منذ ان بدات جرائمِ القتل. |
| cinayetler haberlere çıkınca onu yok etmeye geleceğimi anladı. | Open Subtitles | أعتقد أنه عرف هذا عندما رأى فى الأخبار حالات القتل القادمة له |
| Sizler cinayetleri engellemek için yeni cinayetler işlemek istiyorsunuz. | Open Subtitles | انت تستخدم الفوضى والقتل لمنع الفوضى والقتل. |
| Ve bu onun cinayetler zincirinin son halkasıydı. | Open Subtitles | وقد كان هذا نهاية خط طويل من القتلى |
| Bilmeni isterim ki... cinayetler ve beni öldürmeye çalışman dışında... gerçekten sahip olduğum en iyi doktordunuz. | Open Subtitles | أريد فقط أن أعلمك.. بغض النظر عن جريمة القتل.. وأنك حاولت قتلي.. |
| Şüphesiz cinayetler esnasında kasetleri değiştirmek için vaktini harcadı. | Open Subtitles | ـ هو بالتأكيد لديه نقاط توقف خلال جرائمه لتبديل الأشرطة |
| Kızlar sanki özel ve aralarındaki tek bağlantı kopya cinayetler. | Open Subtitles | الفتاتان هما الصلة الوحيدة الفريدة بين الجريمتين |
| Biri cinayetler işliyor ve sanırım devam edecek. | Open Subtitles | أحدهم يقوم بجرائم القتل و لدي حدس بأنه سيستمر بذلك |
| David Kessler ile dün geceki cinayetler arasında bir bağlantı olduğunu kabul edemem. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ قُبُول اي صلة بين ديفيد كيسلر وجرائم القتل لليلة أمسِ |