| Birkaç gün birlikte yaşadılar ve düğünü iptal ettiler. - Tanrım. | Open Subtitles | و لكنهما عاشا مع بعضهما ليومين و قررا بعدها إلغاء الزفاف |
| Oğlan önce çıldırmış gibi davranıyor ve düğünü iptal ediyor. | Open Subtitles | في الأول الولد تصرف بجنون و قام بإلغاء حفل الزفاف. |
| Bu sabah düğünü iptal ettiğinde... hayatımın en mutlu gününün içine ettiğimi anladım. | Open Subtitles | عندما ألغيتَ زفاف هذا الصباحِ، عَرفتُ بأنّني شَددتُ اليوم الأكثر سعادة مِنْ حياتِي. |
| Bunun için minnettarım. Ama bu kuzenlerinden birinin düğünü değil. | Open Subtitles | وأنا اقدر هذا ولكن هذا ليس زفاف أحد اولاد عمك |
| düğünü organize ediyorsun ama gelinin kim olduğunu bilmiyor musun? | Open Subtitles | إنك تجهز الزواج و لا تعرف من هي العروس ؟ |
| Çünkü bir politikacıyla birlik halindeyseniz, valinin oğlunun vaftiz töreni veya düğünü olsun ya da başkanla arkadaş olmak isterseniz, onu nasıl eleştireceksiniz? | TED | ولكن إن كنت حليفاً مع السياسيين، إذا كنت تذهب إلى زواج ابن الحاكم أو كنت تريد أن تكون صديق الرئيس، كيف يمكنك انتقادهم؟ |
| Sizin için çok önemliyse düğünü ileri bir tarihe alabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا تأجيل موعد الزفاف إن كان الأمر يهمكِ بهذا القدر |
| Sizin için çok önemliyse düğünü ileri bir tarihe alabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا تأجيل موعد الزفاف إن كان الأمر يهمكِ بهذا القدر |
| Eğer düğünü durdurmak kaderim olsaydı, ortada bir işaret falan olurdu. | Open Subtitles | إذا كان يتعيّن عليّ إيقاف الزفاف فلربما هناكَ إشارة تفيدني بذلك |
| düğünü ertelememize izin vermesine imkan yok! Denedik en azından. | Open Subtitles | إستحالة أن يدعنا نؤجل هذا الزفاف حسناً ، لقد حاولنا |
| Bir düğünü filme çekiyor olsan pantolon giymen gerektiğini düşünmüyor musun? | Open Subtitles | الا تظن بما أنك ستصور الزفاف بأنه يجدر بك ارتداء بنطلون |
| Kızımın düğünü için camiyi ayırtma hakkında sizinle konuşmam lazım. | Open Subtitles | اريد ان اتحدث معك عن حجز المسجد لحفل زفاف ابنتي |
| Bir o kadar masraflı tatile çıkmazsak, asrın düğünü neye yarar? | Open Subtitles | لأنه ما معنى زفاف القرن بدون مايساوي الإسراف في شهر العسل؟ |
| Esther, Prens Rainier'in düğünü için yapılan takımı getiriver! | Open Subtitles | يا استير، احضري البدلة التي صنعناها لحضور حفل زفاف الأمير رينيه |
| Biyik bir kilise düğünü yapacağız. Konuklar, nedimeler, çiçekler her şey olacak. | Open Subtitles | نحن سيكون لدينا زفاف بالكنيسة مع الوصيفات والزهور |
| düğünü unut. Artık arkadaşlarınla istediğin kadar düşer kalkarsın. | Open Subtitles | انتهى امر الزواج , يمكنك الان ان تفعل ما بدا لك مع اصدقائك بقيه حياتك |
| O zaman yapmamız gereken tek şey, düğünü bozmak, prensesi çalmak, kaçmak. | Open Subtitles | و بالتالى فكل ما علينا فعله هو أن ندخل و نقطع الزواج نخطف الأميره.. و ندبر لفرارنا بعد أن أقتل الكونت روجن |
| Kız kardeşimin düğünü yaklaşıyor zaten, zaten bu...bambaşka bir kabus. | Open Subtitles | لديّ زواج أختي سيكون قريبا وهذا .. كلّه كابوس اخر |
| O kadın ölü düğünü yapıyor. Bir çöpçatan. | Open Subtitles | . هذه المرآة مدبرة زواج . أنها مدبرة زواج للميتين |
| düğünü bir kaç saat geciktirip, bir striptiz kulübüne gidebilir miyiz? | Open Subtitles | لذا، هل يمكن أن أؤجل العرس بضع ساعات لأذهب إلى نادي تعري |
| Bu giysileri al ve onları düğünü için, | Open Subtitles | خذ هذه العباءات و اعطيهم إلى جلاويتش من اجل زفافها |
| Catskills ya da Poconos gibi bir yerde yurtdışı düğünü mü yapacaksın, yoksa Florida'da mı olacak? | TED | غايل: الآن أنتِ تخططين للزفاف وأريد أن أعرف، هل للزفاف مكان محدد في كاتسكيلز أو بوكونوس أو ستقيميه في فلوردا؟ |
| Bill, oğlumuzun düğünü olduğu için eski kocamla bir dakikalığına dansetmemin sakıncası var mı? | Open Subtitles | بيل بما أن هذا عرس ابننا هل تمانع لو رقصت مع زوجي السابق لدقيقة |
| Hamile ve 15 yaşında bir kızın düğünü nasıl planlanır bilmiyorum. | Open Subtitles | ليس لدي فكرة عن كيفية التخطيط لزفاف حامل عمرها 15 سنة |
| düğünü kaçırmak için elinde olan en iyi bahane var. | Open Subtitles | لديك أفضل من أي وقت مضى عذر عن المفقودين زفافنا. |
| BT dersleri ve iki ay sonraki düğünü için para biriktirmesi bir süre minimarkette çalışmayı gerektiriyorsa, çalışacaktır. | TED | كان عليه العمل لفتره قصيرة في متجر ليوفر النقود لدورات تكنولوجيا المعلومات، ولإكمال مصاريف زواجه خلال شهرين. |
| Ve bu yüzden insan komedisi içinde oynadığımız rollerle alakalı kardeşimin düğünü için bir konuşma hazırladı. | TED | فكتب خطاباً لزواج أخي عن الأدوار التي نلعبها في الكوميديا البشرية. |
| Beatrice, Bu onun düğünü senin değil. | Open Subtitles | بيتريس، هذا يُفترض بأنه زفافها وليس زفافك إذن؟ |
| İtiraf etmeliyim ki ben küçük bir kızken peri masalı düğünü hayal ederdim. | Open Subtitles | عليّ أنّ أعترف ، عندما كنتُ صغيرة كنتُ أحلم بزفاف مثل القصص الخيالية |
| Çünkü Başka yardımcısını düğünü berbat olduğunda o da bunu yapacak. | Open Subtitles | لأن هذا ماسيفعله نائب رئيس مجلس الوزراء. عندما يتم تدمير زفافه. |