| Belly dinozor kurabiyelerin daha iyi bir fikir olduğunu düşünürdü. | Open Subtitles | شكرا لك. البطن يعتقد دائما أن ملفات تعريف الارتباط ديناصور |
| Her şeyi olduğu gibi kabul ederdi kimsenin ne olursa olsun şikayet etme, karışma hakkının olmadığını düşünürdü. | Open Subtitles | لقد كان يتقبل كل شئ كما هو لقد كان يعتقد أنه ليس من حق أى فرد أن يشكو أو يتدخل فى شئ بأى حال |
| Adamım, kim düşünürdü Paskalya perhizinin ilk gününün bu kadar üzücü olacağını. | Open Subtitles | يا رجل من كان يظن أن أول أيام صوم النصارى ستبدو هكذا |
| Erkek arkadaşım evlenebileceğimizi düşünürdü. Böylece mahkemede onun aleyhinde tanıklık etmek zorunda kalmazdım. | Open Subtitles | كما ترى، يظن صديقي أنّ بإمكاننا الزواج حتى لا أشهد ضده في المحكمة |
| Birisini bulmasında yardımcı olacağını düşünürdü hep ama olmadı. | Open Subtitles | نعم ، و ظنت دائما أنه سيساعدها ذلك على المواعدة . و لكنه لم يفعل |
| Eğer gamsız derken, parasız ve yalnız kalmayı diyorsan, herkes düşünürdü. | Open Subtitles | اذا كنت تعني بالخالي من الهم.تعني مفلس ووحيد الجميع سيظن ذلك |
| Sürekli fıstık ezmesi yediği için herkes onun deli olduğunu düşünürdü. | Open Subtitles | الجميع يعتقد انه مجنون ، الطريقة التي كان يتناول بها زبدة الفول السوداني. |
| Sürekli fıstık ezmesi yediği için herkes onun deli olduğunu düşünürdü. | Open Subtitles | الجميع يعتقد انه مجنون الطريقة التي كان يتناول بها زبدة الفول السوداني |
| Yaşlı adamı öldürenin lanet olduğunu düşünürdü . | Open Subtitles | إنه يعتقد أن اللعنة هي من قتلت الرجل العجوز |
| - Lonny bir alet olduğunu düşünürdü - Lonny bir aptal olduğunu düşünürdü. | Open Subtitles | كان لونى يعتقد أنك أداه كان لونى يعتقد أنك غبى |
| Hep yapabileceği bir şey olduğunu düşünürdü. | Open Subtitles | كان دائماً يعتقد أن هناك ما كان يستطيع فعله |
| Kim etnik alkol biyo-yakıt mucizesinin Güney Amerika'daki gelişmekte olan bir ülkeden geleceğini düşünürdü? | TED | من كان يظن أن معجزة اللإيثانول الحيوي قد تاتي من دولة نامية في امريكا الجنوبية؟ |
| Ve kim sıtmayı tedavi etmeye çalışan bilim adamlarının biyo-yakıtta çığır açan bir teknolojiyi bulacağını düşünürdü? | TED | ومن كان يظن أن العلماء الذين يحاولون علاج الملاريا سيكتشفون اكتشافا جديدا في مجال الوقود الحيوي؟ |
| Diğer hiçbir yerimi beğenmezdi ama gözlerimin güzel olduğunu düşünürdü. | Open Subtitles | كره الباقي, لكنه كان يظن اني املك عيون جميلة |
| Sırların bizi daha yakınlaştırdığını düşünürdü. | Open Subtitles | لقد ظنت أن مشاركة الأسرار يقربنا من بعض |
| Vay be, ikimizin arasından benim gamsız bekâr olarak kalacağımı kim düşünürdü? | Open Subtitles | ياولد.من كان سيظن ان مننا الاثنين انا الذي سينتهي الأعزب الخالي من الهم؟ |
| Çocukluğundan beri herkes senin dünyayı avucunda tuttuğunu düşünürdü. | Open Subtitles | منذ أن كنتِ طفلة، ظنّ الجميع أنّ العالم أجمع بين يديكِ |
| Ama en büyük beysbol oyuncusuyla evlenebileceğini kim düşünürdü? | Open Subtitles | هناك من إعتقد إن إشاعة علاقة مارلين مع النائب العام بوبي كينيدي كانت السبب |
| Kim işlerin bu seviyeye geleceğini düşünürdü, değil mi Stoick? | Open Subtitles | من كان يتوقع أن هذا سيحدث؟ أليس كذلك يا ستويك؟ |
| Çünkü o zaman hastasının nerede olduğunu bilmezdi. Kaçırıldığını düşünürdü. | Open Subtitles | لأنه إذا لم يعرف مكان مريضه فإنه سيعتقد أنه اختطف |
| Aklından geçenleri bilse hasta olduğunu düşünürdü. | Open Subtitles | إذا عرفت ما يدور فى رأسك ستعتقد أنك مريض. |
| Sizi böyle küçük düşmüş olarak ölmeye terk etsem küçük kızım hakkımda ne düşünürdü? | Open Subtitles | الآن, ماذا ستفكر ابنتي عني إذا تركتكِ هكذا لتحظي بالخزي و الموت؟ |
| Buna ne dersin? Kim birbirimize karşı koçluk yapacağımızı düşünürdü? | Open Subtitles | من كان ليعتقد أننا سنلعب ضد بعضنا البعض؟ |
| Annem beni bununla cezalandırdığını düşünürdü ama.. | Open Subtitles | أمي كانت تعتقد دائماً أنها تعاقبني بذلك ولكن |
| Seni böyle görse ne düşünürdü? | Open Subtitles | ما الذي ستظنه جنيفر اذا رأتك على هذه الحالة ؟ |
| Annen tüm bunlar hakkında ne düşünürdü bir fikrin var mı? | Open Subtitles | ماذا تعتقدين كان سيكون رأي أمّك بخصوص كلّ هذا ؟ |
| Sadece ahmak bir adam bu yolculuğu güvenli bir şekilde yapabileceğini düşünürdü. | Open Subtitles | فقط الأحمق الذي سيفكر بأنه يمكنه أن يقوم بتلك الرحلة بأمان |