| Gelecekte Dışişleri Bakanı olacak Zimmermann, Almanya'nın Yıkıcı Operasyonlarından sorumluydu. | Open Subtitles | وزير الخارجية الألماني المستقبلي والرجل المسئول عن عمليات التخريب الألمانية |
| Başlamadan önce Dışişleri Bakanı Bjorn Marrot birkaç şey söylemek istiyor. | Open Subtitles | وقبل ان نبدأ وزير الخارجية بيورن ماروت يود ان يلقي كلمة |
| Dışişleri, uçaktaki 6. kişinin kimliğinin tespiti konusunda son derece sabırsızlanıyor. | Open Subtitles | إن دائرة حكومة الولاية قلقة للغاية حول معرفة هوية الاشخاص الستة |
| Benim köşeye atılmam önemli bir şey değil ama sen Dışişleri Bakanısın. | Open Subtitles | بجميع من سيحضر ليست بالقضية الكبيرة إن تم تهميشي لكنكِ أمين الولاية |
| Bunun öncesinde, Rus devleti için Dışişleri bakanı olarak çalışmış. | Open Subtitles | وقبل ذلك عمل فى وزارة الشؤون الخارجية للحكومة الفيدرالية الروسية |
| Dışişleri bakanıyken, benden başka sadece 13 kadın Dışişleri bakanı vardı. | TED | عندما كنت وزيرة الخارجية كان هناك فحسب 13 انثى كوزيرات خارجية |
| İlerleme, istediğimden daha yavaş. Dışişleri Bakanlığı bana zorla bir stajyer verdi. | Open Subtitles | التقدم أبطأ مما أريد، وأُجبر عليّ متدرب جديد من طرف وزير الخارجية. |
| ya da 2007'de, Norveçli Dışişleri Bakan Yardımcısı Espen Eide'nin "belirleyici yılı" getireceklerini söylemesini, | TED | وذات الامر في السنة 2007 عندما قال نائب وزير الخارجية النرويجي إيسبن إيدي ان السنة تلك ستكون سنة الحسم |
| Ve bugün 2011 yılında Alman Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle'in "belirleyici yıl"da olduğumuzu temin ettiğini duymaktan memnun olacaksınız. | TED | وهانحن اليوم وفي عام 2011 لم نطاله بعد .. ولكن وزير الخارجية الالماني جويدو ويسترويلي أكد ان هذه السنة هي سنة الحسم |
| Altı hafta sonra boşanıyorsun ve muhtemelen geleceğin yeni Dışişleri Bakanı olacaksın. | Open Subtitles | ستة اسابيع تكونوا مطلق. وربما وزير الخارجية المقبل |
| Bildirgeyi Dışişleri Bakanı'nın dikkatine sunup önemini anlattım. | Open Subtitles | لقد ذهبت بنص الأعلان إلى السيد وزير الخارجية وشرحت له جوهر مواده |
| Dışişleri'ni aradım bile. | Open Subtitles | لقد بعثت بالنداءات في جميع أنحاء الولاية |
| Soruşturmada Dışişleri Bakanlığını temsil edecek. | Open Subtitles | سوف تأتي المركز سوف تصبح رئيسة قسم الولاية في التحقيق |
| - Biliyorsunuz, Willy'nin babası, kocam Başkan Franklin Roosevelt'in Dışişleri Bakanıydı. | Open Subtitles | أبوه, زوجي, كان سكرتير الولاية في فترة رئاسة ـ فرانكلين روزفلت ـ |
| Dışişleri Bakanlığı haftalardır hiçbir mektubuma cevap vermedi. | Open Subtitles | لم تجبني الشؤون الخارجية عن رسائلي منذ اسابيع |
| Dışişleri Bakanlığı, ayrılmadan önce pasaportları yok etmeni istiyor. | Open Subtitles | وزارة الشؤون الخارجية طلبت مني حرق جوازات سفرهم قبل المغادرة |
| Derecemiz yüksek ama Dışişleri polisi olmaktan farkı yok. | Open Subtitles | لكنه ليس مختلفا كثيراً عن العمل في الشؤون الخارجية للشرطة |
| "Birazdan Dışişleri bakanı John Foster Dulles'ı Milletle yüzleşme programında ulus basınını temsil eden tecrübeli muhabirlerden gelen sorularla izleyeceksiniz. | Open Subtitles | أنت على وشك مشاهدة وزيرة الخارجية جون فوستر دالاس يقابل الأمة بأسئلة موجهة من مراسلين مخضرمين يمثلون صحافة البلاد |
| Hikayesini öğrenmek için Dışişleri'nden birkaç kişiyi aradım ama zaman geçiyordu. | Open Subtitles | لقد إتصلتُ بوزارة الخارجية للتحقق من روايته، ولكن الوقت كان يمضي |
| Bunu resmi yollarla Dışişleri Bakanlığı'na şikayet edeceğim. | Open Subtitles | أقدّم شكوى رسمية حول هذا بواسطة الوزارة الخارجية. |
| Kötü bir isminiz var, Dışişleri Bakanlığı. Bu, Dışişleri Bakanlığı değil. | TED | لذلك اسم قسمكم ليس مناسبا, وزارة الخارجية الأمريكية, هذه ليست وزارة الخارجية, |
| Bir kaç dakika sonra Dışişleri Bakanı ve Yönetici Shay ile toplantım var. | Open Subtitles | سأقابل وزير الداخلية ومدير المخابرات شاي خلال دقائق |
| O Dışişleri bakanı ajanı biz iner inmez buluşmak istiyor. | Open Subtitles | عميل "وكالة الأمن الوطني" يود منّا أن نلاقيه فور هبوطنا بالطائرة |
| Çünkü postaların Londra'da Dışişleri Bakanlığı'nda düzenlenmesi gerekiyor. | Open Subtitles | المراسلات التي ينبغي فرزها في وزارة الخارجية في لندن. |
| Dışişleri potansiyel utancı kaldırmaz. | Open Subtitles | وزارة الخارجية لن تخاطر بالاحراج المحتمل |
| Dışişleri Bakanlığı'ndaki ineklere indirdiğim yumruk hoşuna gitti mi? | Open Subtitles | هل تعجبك اللكمة الخفيفه على وزارة الخارجيه و مكتب الكامنولث؟ |
| Aniden, Dışişleri Bakanlığı telgraflarının ilk bölümünün yayımlanmasından sadece iki gün sonra | Open Subtitles | فجأة، بعد يومان فقط من نَشّر، الدُفعة الأولي من برقيات وزارة الخارجيّة |
| Sana Dışişleri'nde kolay gelsin. Rusya ile fazla uğraşma. -Görüşürüz. | Open Subtitles | حظاً موفقاً في وزراة الخارجية حاولي أن لا تزعجي "روسيا" |
| Zim, Dışişleri Bakanı Pierre Croyez ile Devlet Bakanı Jacques Cassente tarafından karşılandı. | Open Subtitles | صلاح زيم قوبل بواسطه وزير الخارجيه بيير كرويه ووزيرالدولهجاككاسينت |