| saat sapması, güneş lekesi yüzünden Magnotosferde dalgalanmalar... | Open Subtitles | . إنحراف بالمؤشرات تقلبات في الغلاف المغناطيسي من البقع الشمسية | 
| Tehlikeli dalgalanmalar olursa, kapatacağız ve geminin enerji depolamasına izin vereceğiz. | Open Subtitles | حسناً, اذا كانت هناك اي تقلبات خطيرة سنغلقها في الحال وندع طاقة السفينة تستمر في مسارها العادي | 
| Atmosferdeki elektrostatik dalgalanmalar... Şaşırmadım. | Open Subtitles | تقلبات الكهرباء الساكنة في الجو لست متفاجئًا | 
| Beyaz Saray'a hiç girmedim. Aberasyon, genç halimin hareketlerini etkileyen küçük dalgalanmalar yaratmış. | Open Subtitles | حتمًا الانحراف صنع تموجات لا نهائيًة .أثرت على تحركات شخصيتي الشابة | 
| Yani, küresel ekonomideki dalgalanmalar falan. | Open Subtitles | مع تقلّبات الإقتصاد العالمي وما إلى ذلك | 
| Termodinamik dalgalanmalar seminerinin ortasında uykulu görünme riskini mi alacaksın? | Open Subtitles | حقاً ؟ ستخاطر بالنعاس بمنتصف محاضرتك عن التقلبات الحراريّة ؟ | 
| İnsanlar bazen seks dürtülerinde dalgalanmalar yaşarlar. | Open Subtitles | حسنا . ليس غريباً ان يحدث للناس تقلبات في الدافع الجنسي | 
| Aeryn! Crichton! Gemi boyunca anormal termal dalgalanmalar görüyorum. | Open Subtitles | أرون" "كرايتون" أرى تقلبات حراريه" غريبه فى أرجاء السفينه | 
| Ayrıca değerlerde büyük dalgalanmalar görüyorum. | Open Subtitles | تصل أيضاً تقلبات كبيرة في القراءات | 
| Ama piyasa koşullarında bazı dalgalanmalar, krize neden olabilir... | Open Subtitles | ولكن مع ظروف السوق التي ماهي عليه الآن, بعض تقلبات الاسعار يمكن ان تسبب تراجع... | 
| Şiddete dayalı ruhsal dalgalanmalar yaşıyormuş. | Open Subtitles | لديه تقلبات مزاجية عنيفة. | 
| Daha sonra sıcaklıkta dalgalanmalar oldu. | Open Subtitles | إذاً ستستمر تقلبات الطقس | 
| Cole, veri akışında, alt ağda dalgalanmalar görüyorum. | Open Subtitles | (كول)، أنا أرى تقلبات في الإشارة الحاملة بالشبكة الفرعية | 
| Hormonsal dalgalanmalar falan işte. | Open Subtitles | تقلبات هرمونية وما إلى ذلك | 
| Darhk'ı öldürürsem zamanda kontrol edemeyeceğim dalgalanmalar oluşur. | Open Subtitles | قتل (دارك) كان سيخلق تموجات في التاريخ لا يمكنني التحكم فيها. | 
| Uzayda ve zamanda küçük dalgalanmalar. | Open Subtitles | تموجات في الزمان والمكان. | 
| ...elektromanyetik dalgalanmalar... | Open Subtitles | " تقلّبات كهرومغناطيسيّة فريدة منبثقة ... | 
| Kararımda ki son dalgalanmalar nedeniyle, ve bir başka insana güvenerek yaptığım hayatımın hatasından ötürü, toplu işten çıkarmaları duyurmaktan üzüntü duyuyorum. | Open Subtitles | بسبب التقلبات الأخيرة في أحكامي وللمرة الواحدة في حياتي، خطأ في وضع الثقة في بشري آخر أنا أعلن بحزن تسريحات جماعية للموظفين | 
| Tabii Sanalpara'nın değerinde aşırı dalgalanmalar bile görüyorsunuz. | TED | تَمُرُّ العملة ببعض التقلبات في قيمتها |