| "Kutu"nun anlamı Davey Frateli'yi öldürdükleri manasına da geliyor olabilir. | Open Subtitles | ؟ هل يمكن أن يكون قتل دايفي العلبة فرايتيلي. |
| Bakın, telâfi edeceğim. Okul dans partisine Davey Jones'u getiririm. | Open Subtitles | إسمعن، سأعوض عليكن، سأحضر لكنّ (دايفي جونز) في حفلتكن الراقصة |
| Davey hastayken aradığım doktorun numarası neydi? | Open Subtitles | ما هو رقم الدكتور الذى جئتى به عندما كان ديفى مريضاً ؟ |
| Davey, o fotoğrafların bir kısmı internete düşmüş. | Open Subtitles | أنت ترى ، ديفى أن بعض الصور ألغيت من الانترنت |
| Davey Hopewell nerede? | Open Subtitles | اين دافي هوبويل؟ ؟ اين روبرت بيلز مدير البلده؟ |
| Marky, Ricky, Danny, Terry, Mikey, Davey, Timmy, Tommy, Joey, Robby, Johnny and Brian. | Open Subtitles | ماركى, ريكى, دانى, تيرى, مايكى, دايفى تيمى, تومى, جوى, روبى, جونى و براين |
| Bu son kart, Davey. şimdi bizim buna odaklanmamız lazım, tamam mı? | Open Subtitles | هذه اخر رخصة , دايف علينا ان ركز الان , موافقة ؟ |
| Onunla hiç bir yere gidemezsin, Davey. | Open Subtitles | (ولن تستطيع الذهاب معها الى اي مكان (دايفي |
| - Davey, toplantıdayım. | Open Subtitles | - دايفي , أنا فى وسط إجتماع ما الأمر؟ |
| - Davey, toplantıdayım. | Open Subtitles | - دايفي , أنا فى وسط إجتماع ما الأمر؟ |
| Hayır, hayır, hayır. Bana şaka yapma Davey. | Open Subtitles | لا، لا تحاول أن تكون مضحكاً معي يا (دايفي) |
| Biraz sarsıcı oluyor, Davey ama her türlü hava koşulunda uçmalısın. | Open Subtitles | , "هذا الصباح صعب إلى حد ما ، "ديفى لكننا يجب أن نتعلم الطيران . فى كل أنواع الطقس |
| Davey seni soruyordu. Kır yürüyüşü yapmak istiyor. | Open Subtitles | ديفى كان يبحث عنكى إنهيُريدأن يتمشى. |
| Marian, Davey'i buradan çıkar lütfen. Hemen çıkar onu, lütfen! | Open Subtitles | ماريان , إبعدى ديفى عن هُنا إخرجيهمنهُنا,من فضلك . |
| Sen git de Davey'e bir bak, tamam? | Open Subtitles | لا إذهبى لتُرين ديفى , حسناً ؟ |
| Ama bir tek şeyi biliyoruz... Davey, basketbol oynamak için çok kısasın. | Open Subtitles | دافي انت قصير جداً لتلعب كره السله |
| Eminim ki Bitsy bu konuda en iyisini bilir, Davey. | Open Subtitles | واثقة أن (بيتسي) تعرف الصالح في هذه الحالة يا (دافي). |
| - Bay Davey yedirir. Daha sabırlıdır. | Open Subtitles | السيد دافي يفعل فهو صبور للغاية |
| Marky, Ricky, Danny, Terry, Mikey, Davey, Timmy, Tommy, Joey, Robby, Johnny and Brian. | Open Subtitles | ماركى, ريكى, دانى, تيرى, مايكى, دايفى تيمى, تومى, جوى, روبى, جونى و براين |
| Tanrı aşkına, Davey, bu dönemi bitirmem gerekiyor. | Open Subtitles | يالهى , دايف على ان انهى هذا الفصل الدراسى |
| Özür dilerim. Davey Bradford'u çabuk diyalize almalarını sağla. | Open Subtitles | آسف، اذهبي لتفقد الميز الغشائي لدى (ديف برادفورد) وستنسين |
| Peki aşağıda Davey'e sergilediğin davranış neyin nesi! | Open Subtitles | إذا , مالذى الذى جعلك بحق الجحيم تتصرفين مع ديفيد هكذا ؟ |
| Epey kilo aldın, Davey. | Open Subtitles | لقد اكتسبت بعض الوزن يا (دؤاد) |
| O Davey Crockett ve ben rakundan şapka giyiyor olurdum. | Open Subtitles | أمم، هذا هو ديفي كروكيت أعتاد أن يرتدي قبعة الراكون |
| Davey'i öldüren adam hakkında, değilmi? | Open Subtitles | إنه عن الرجل الذى قتل دافى, أليس كذلك؟ |