| Hayır anne. Ayrıca, lütfen beni memnun etmek için bir şeyleri değiştirme. | Open Subtitles | لا، أمي، وأرجوك لا تبدئي في تغير الأشياء من حولي لإرضائي فحسب |
| Konuyu değiştirme. Şu Hintli kadınlardan biraz daha bahset. | Open Subtitles | .لا تغير الموضوع أخبرنى المزيد عن نساء الهند |
| Dünyayı değiştirme amacım yok, amacım onu olması gereken hâle getirmek. | TED | أنا لا أسعى لتغيير العالم، بل أسعى للمحافظة عليه كما يجب. |
| Ama yerini hiç değiştirme, ben de nerede olduğunu bileyim. | Open Subtitles | و لكن لا تغيري مكانها أبداً و سأعلم دوماً مكانها |
| İşim bittiğinde. Konuyu değiştirme. Biriyle mi görüşüyorsun? | Open Subtitles | ،عندما أنتهي، لا تغيّر الموضوع هل تواعد أحد ما؟ |
| Kusura bakma, bu beden değiştirme yüzünden işler bayağı karıştı. | Open Subtitles | أجل، آسف لأنّ الأمور أصبحت فظّة قليلاً بسبب تبادل الأجساد. |
| Geleceği değiştirme şansı olmaması için üstü kapalı olmak zorundaydı. | Open Subtitles | هو يجب عليه أن يكون غامض لكى لا يخاطر بتغيير تأريخه الخاص |
| Bir varmış, bir yokmuş. Üst değiştirme kabininde seninle birlikte olmuşum. | Open Subtitles | كان يا ما كان لقد حصلت عليكِ فى غرفة تبديل الملابس |
| "Derenin ortasında asla at değiştirme." | Open Subtitles | ويعيش مثله تماما لا تغير الخيل ابداً في وسط المضمار |
| Sen ne söylüyordun? Konuyu değiştirme. Bunu konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | لا تغير الموضوع أنا أريد التحدث عن هذا الشأن |
| Oluşturmak için son değiştirme alternatif bir gerçeklik beklenmedik sonuçları vardır, Cole. | Open Subtitles | أن تغير الماضي لتشكّل واقع بديل لها عواقب غير متوقعة كول |
| Konuyu değiştirme. Nasıl oluyor da şık bir spor araba alabiliyorsun? | Open Subtitles | لا تغير الموضوع كيف أمكنك شراء سيارة فاخرة. |
| Geleceği değiştirme gücümüzün olması, bunu kullanma hakkını verir mi? | Open Subtitles | بالنظر إلى القوة لتغيير المستقبل ونحن لنا الحق في استخدامها؟ |
| Avrupa bende şok etkisi yarattı, ve sanırım uyum sağlamak için derimi değiştirme ihtiyacı hissetmeye başladım. | TED | والآن جاءت أوروبا لتمثل صدمة بالنسبة لي، وأعتقد أنني بدأت أشعر بالحاجة لتغيير بشرتي لتكون مناسبة. |
| Fakat her biriniz bunu değiştirme potansiyeline sahipsiniz. | TED | ولكن لدى كل واحد منكم القدرة لتغيير ذلك. |
| Konuyu değiştirme. | Open Subtitles | لا تغيري الموضوع لا تتحركوا لا تغيري الموضوع لا تتحركوا |
| Erkek değiştirme sıklığında iş değiştirdiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت انكي تغيري الوظائف بقدر ما تغيرين الرجال |
| Soygun, günlük kaset değiştirme anımızda gerçekleşti. | Open Subtitles | السرقة وقعت خلال وقت تغيّر الأشرطة اليومي |
| Ulusal Ceket değiştirme Günü olduğu için arkadaşımın ceketini giyemez miyim? | Open Subtitles | ألا يمكن أن أرتدي معطف صديقي لأنه يوم تبادل المعاطف الوطني؟ |
| sen... konuyu değiştirme de neredeyse annen kadar kötüsün. | Open Subtitles | أنت بسوء أمك عندما يتعلق الأمر بتغيير الحديث |
| Sanırım testleri değiştirme planım düşündüğüm gibi gitmedi huh, Fred? | Open Subtitles | اعتقد ان تبديل الإختبارات لهم لم يؤدي كثيرا كما خططت اليه ، هاه ، فريد ؟ |
| Bu farkındalığın erkekler ve kadınların tıbbi tedavisini değiştirme gücü var. | TED | لدى هذا الوعي القدرة على تحويل الرعاية الطبية إلى الرجال والنساء. |
| Aslına bakarsanız çıkan havanın frekansını ve sıcaklığını değiştirme imkanınız var. | TED | في الواقع، يمكنك أيضا تغيير وتيرة خروج الهواء وربما درجة الحرارة. |
| Kadehimi diğerlerine kabul edemeyeceğin şeyleri değiştirme huzurunu vermene kaldırıyorum. | Open Subtitles | وان تمنحنى الصفاء لتغير الاشياء التى لا نستطيع تغيره |
| Bilgi değiştirme Bölümünden geliyorum. Beni buraya yolladılar. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى قسم تعديل المعلومات و أرسلوني إلى هنا |
| Konuyu değiştirme. Çıkınca beni düzer misin? | Open Subtitles | لا تغيرى الموضوع استضاجعيننى عندما تخرجين ؟ |
| Durum bu değilse kendini değiştirme, erkeğini değiştir. | Open Subtitles | وإذا لم يحبّكِ، فلا تغيّري نفسكِ، بل غيّري حبيبكِ |
| Hayır, Adrian, konuyu değiştirme. Bugün olmaz. | Open Subtitles | لا,أدريان لاتغير الموضوع اليوم |
| Demek haklıydım. Algurian beden değiştirme büyüsü. Bir gözünüz onda olsun. | Open Subtitles | انا كنت على حق , تعويذه جزائريه لتبديل الجسد راقبه |