| Tilki Wilfrid! Biz hastanede öyle derdik. Gerçekten de öyle. | Open Subtitles | ويلفريد الثعلب ، هذا ما نطلقه عليه و هو كذلك |
| Biz de öyle yaptık. Onlar bize ne dedi biliyor musun? | Open Subtitles | حسناً هذا ما قمنا بفعله و هل تعلمين ماذا قالو ؟ |
| Biliyorum bu seni suçlu hissettiriyor ama beni de öyle. | Open Subtitles | و أعلم بأن هذا يشعرك بالذنب أنا أيضاً أشعر بالذنب |
| Sanırım. Ben de öyle düşünüyorum. Hoşuma gitti mi, onu bilmiyorum. | Open Subtitles | اعتقد ذلك وكذلك زوجى, رغم اننى لست واثقة اننى احب هذا |
| Ben de öyle ama galiba sorun ettim, değil mi? | Open Subtitles | ولا أنا, ولكني اعتقد بأن لدي مشكلة فعلاً أليس كذلك؟ |
| Ben de öyle düşündüm ama o zaman neden salon boşken çeksin ki? | Open Subtitles | أجل، لقد ظننت هذا أنا أيضا. ولكن لماذا قد يصور غرفة معيشتنا الخاوية؟ |
| Ben de öyle düşünüyordum ama bu kez ciddi olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | هذا ما أظنه دائماً لكن هذه المره أعتقد أن الأمر جاد |
| Ben de öyle düşunmüştüm. Ama ofisi de ondan haber alamıyormuş. | Open Subtitles | هذا ما ظننته، عندها أتصلت بمكتبها وقالو أنهم لم يروها أيضا |
| Mesele sadece, oyunu sonuna kadar oynamaksa, ben de öyle yapacağım. | Open Subtitles | صحيح ، بما أن الأمر أصبح محسوما إذن هذا ما سأفعله |
| - Kazanmak için her şeyi yaparsın. - Sen de öyle. | Open Subtitles | ـ أنكَ تعمل أي شيء لتفوز بالقضية ـ وكذلك أنت أيضاً |
| Ben de öyle. O yüzden yemeğe gelmem çok zor. | Open Subtitles | وأنا أيضاً أتذكر لذلك يصعب علي أن آتي على العشاء |
| Bakın,mmm... Polisler kardeşinizi benim öldürdüğümü düşünüyor, eminim siz de öyle düşünüyorsunuzdur. | Open Subtitles | اسمعي، الشرطة تظنني قتلت أختك و أنا واثق أن هذا ظنك أيضاً |
| Ben de öyle. Yapabileceğim en iyi şey Jamaikalı olmak. | Open Subtitles | وكذلك أنا, وأحسن ما أكون عليه هو أن أكون جامايكي |
| Dinle, zaten 9 üzerindeyim ama... burası koca otoyol, Kissel Bölgesi de öyle. | Open Subtitles | استمع لى انا فى طريق 9 لكنّه طريق سريع كبير وكذلك مقاطعة كيسسيل. |
| Ben de öyle, ama beni 21 yaşındakilerle dövüşürken görmüyorsun değil mi? | Open Subtitles | ولا أنا أيضاً، ولكنك لا ترينني ألاكم ملاكماً ذا واجدٍ وعشرين عاماً |
| Gemiye dönseniz iyi olur Albay. Çünkü onlar burada kalıyor. Ben de öyle. | Open Subtitles | من الأفضل أن تعود للسفينة يا كابتن لأنهم سيظلون هنا و كذلك أنا |
| Comic-Con adına konuşmam gerekirse, biz de öyle bir şey istemeyiz. | Open Subtitles | إذا سُمِحَ لي التحدث بالنيابة عن المهرجان فلا أود ذلك أيضًا |
| Ben de öyle düşündüm, ama her akşam evi dolaştığımda... başka ışığın yandığını görmem. | Open Subtitles | لا,لا,لقد ظننت انا هذا ايضا, ولكنى كل ليلة اتجول فى المنزل ولم أجد ابدا مصباح آخر يشتعل هكذا |
| - Bubi tuzağı yani. - Ben de öyle dedim. Bubi tuzağı! | Open Subtitles | ـ تقصد مصائد المغفلين ـ ذلك ما كنت أود قوله مصائد المغفلين |
| Herkes, akşam yemeği için hazırlanıyor, sen de öyle yapmalısın. | Open Subtitles | كل شيء جاهز لوجبتنا العائلية الرائعة ويجب أن تجهزي ايضاً |
| Ben de öyle! Bu hapishaneyi kahrolası bir şekilde işletiyorlar! | Open Subtitles | و لا أنا انهم يديرون المكان كما لو كان سجنا |
| Bu da demektir ki, hala ölecekler ve kardeşin de öyle. | Open Subtitles | و الذي يعني أنهم سيظلون يريدون قتلكم وهذا ما سيحدث لأختكِ |
| Tarihin, olması gereken gibi olmasını istiyorsun, ben de öyle. | Open Subtitles | وأنت تريد للتاريخ أن يصير إلى أحداثه الصحيحة، وأنا كذلك |
| Ben de öyle düşünüyorum. | Open Subtitles | هذه نفس العبارة التى نطقتها في نومك! ذلك الذي أعتقد. |
| - Ben de öyle. Söz veriyorum. Ve haklısınız, bence de gaz değil bu. | Open Subtitles | أعدكِ أيضاً, بهذا أسمح ولن غازات ليست بأنها الرأي وأوافقكِ |