| -İyi pekala. Neyse. -Yine de derse girmelisiniz Joey çok iyidir. | Open Subtitles | هذا رائع على أية حال مازال بإمكانك دخول الصف, جوي عظيم |
| Yarın derse gideceğiz ve Amy'yi son anda kurtardığımızı rapor edeceğiz. | Open Subtitles | غدا سنذهب إلى الصف ونذكر بأننا أنقذنا إيمى فى الوقت المناسب |
| Ve bize derse katılımdan not veriliyordu. | TED | وقد كانت الدرجات توزّع حسب المشاركة في الفصل. |
| Çalmaya başlamazsanız migrenim yüzünden bu derse son nokta konacak. | Open Subtitles | سواء كنت تلعب أو الصداع بلدي سوف ينتهي هذا الدرس. |
| Hemen derse yetişmem gerekiyor ama bu akşam olur. | Open Subtitles | يجب أن أذهب للصف الآن لكن الليلة بالتأكيد |
| kim ne derse desin, bana göre hep bir prens olarak kalacaksın. | Open Subtitles | لا يهمني ما يقوله أي كان أنت دائماً ستكون أميراً بالنسبة لي |
| Küçük beynini derse sakla evlat. O ruh koleksiyoncusuydu. Zamanın başlangıcından beri ruhları alıyordu. | Open Subtitles | احتفظوا بهمهماتك للفصل الدراسي انه ياخذ الناس بعيداً حت ياتي الوقت |
| Fakat o derse gittiğimde gerçekten muazzam bir şey oldu. | TED | لكـن عنـدما ذهبت لتـلك الحصة حصل شيء مدهش. |
| derse geç kaldım. Gitmem gerek. Sen iyi olacak mısın? | Open Subtitles | .لقد تأخرتُ على الصف .إنني مُضطر للذهاب هل ستكونين بخيّر؟ |
| Bu 30 dakika boyunca, kadınlar derse katılma nedenlerinden, maruz kaldıkları şiddet olaylarından bahsediyorlar. | TED | وفي تلك الثلاثين دقيقة، كانت النساء تتشاركن السبب الذي دعاهن لحضور الصف كبداية وأيضًا تجارب أخرى متنوعة مع العنف. |
| Bir öğretmen derse asla geç kalmamalı. Yerlerinize oturun. | Open Subtitles | وينبغي على المعلم ان لا يتأخر على الصف اجلسوا على مقاعدكم |
| Sen kız için derse girdin. | Open Subtitles | لقد اتيت الى الفصل الخاص بى وربما نحن مثلك |
| Cronauer derse gelmedi. | Open Subtitles | ما الامر ؟ احاول ان اعثر على كروناور لأنه لم يظهر فى الفصل |
| Peki ikinci derse geçelim: Gülleri koklayın. Pisliği de. | TED | حسنًا، الدرس الثاني هو: شمُّ الأزهار والطين والسماد. |
| en arkada oturmuş, resim yapan bir kız. ve öğretmenine soracak olursanız bu küçük kız derse hemen hemen hiç ilgi göstermiyordu. O gün hariç. O gün nedense bütün ilgisi yaptığı resimdeydi. | TED | وكانت في الخلف ترسم، وقالت المعلمة أن هذه الطفلة قلما انتبهت، بينما كانت منتبهة في هذا الدرس. |
| Eğer derse gelmiş olsaydınız, bu konuşmayı yapmıyor olacaktık. | Open Subtitles | لو أتيتي للصف, لما كنّا نعمل هذه المحادثة. |
| Her yerde karşıma çıkıyor parkta, derse giderken. | Open Subtitles | انا فقط أستمر برؤيته في كل مكان في الطريق للصف |
| Kim ne derse desin sen her zaman benim prensim olacaksın. | Open Subtitles | لا يهم ما يقوله أى شخص ستكون دائما أميرا بالنسبه لى |
| - Benim derse girmem gerek. | Open Subtitles | و أنا سوف أذهب للفصل الذى يعتبر أيضا شيئا عقليا |
| Neredeyse 8:30. Acele et, yoksa derse gecikeceksin. | Open Subtitles | إنها الثامنة والنصف تقريباً . حرك قدميك و إلا سوف تضيع الحصة الأولى |
| Bu iki çömezin boks hakkında bir kaç derse ihtiyacı var. | Open Subtitles | أنظر، ما يحتاجه هذين المبتدئين هو درس صغير في الفنون الرجولية. |
| Notların düşüyor, öğretmenler derse katılmadığını söylüyor, her gün pijama giymeye başladın. | Open Subtitles | درجاتك تنخفض والمعلمين أخبروني بأنك لا تشارك في الدروس وانك تلبس ملابس النوم كل يوم |
| Güzel soru. Üç. Üç derse ihtiyacın var, onlarınsa çok fena bilgilenmeye. | TED | سؤال جيد. ثلاثة. تحتاج الى دروس ثلاثة. يريدونها ذات عمق. |
| o çok sıkıcı derse şükürler olsun. Öğretmenlerimi karikatürize etmeye başladım. | TED | والفضل يعود لدرس ممل للغاية، بدأت برسم أساتذتي في المدرسة بشكل كاريكاتوري. |
| Gitmem gerek. derse geç kalmak istemiyorum. | Open Subtitles | . لقد حصلت على سيارة . لا اريد ان أكون متأخراً على صف الأنشطة |
| İspanyol gribi salgınının tavan yaptığı bir akşam iki arkadaş bir derse giderler. | TED | إحدى الليالي، في ذروة وباء الإنفلونزا الإسبانية، كانتا في محاضرة معاً. |
| O yüzden daha etkileşimli bir hâlini yaptım ve 3B alana yıldızları yerleştirmek için, onların ders esnasında zamandaki yerlerini kullandım ve birkaç basit yazılım ve bir Kinect ile derse girebiliyorum. | TED | لذلك صنعت نسخة أكثر تفاعلا، وطريقة القيام بذلك هي استعمال موضعها الزّمني في المحاضرة لوضع هذه النجوم في فضاء ثلاثيّ الأبعاد، و بمساعدة برمجيّة خاصّة وكنيكت، أستطيع أن أخطو إلى داخل المحاضرة. |
| Bu da bizi ikinci derse götürüyor: İnsanların suyu korumalarını mümkün kılın. | TED | ما يأخذني للدرس الثاني: مكّن الناس من الاقتصاد في استخدام المياه. |