| Tabii ya! Hükümet de hemen "Hatalıymışız, mülteciler de insanmış!" diyecek. | Open Subtitles | صحيح، و وقتها ستقول الحكومة كنا مخطئين، النازحون هم بشر أيضا |
| Şimdi şirketler diyecek ki, "Ah, veri bilimcilerimizi bizden almayın. | TED | الآن، ستقول الشركات، " أوه! لا تأخذوا علماء القرار منّا |
| Şartlı tahliye memurunun ne diyecek diye mi endişe ediyorsun? | Open Subtitles | أنت قلقة بشأن ما سيقوله الضابط المسؤول عنك؟ |
| - Kalıp kalmaması önemli değil çünkü sana diyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | لا يهم إن بقي أو ذهب لأنه ما من شيء لأقوله لك |
| Hem eşin bu ahlaksızlığa ne diyecek? | Open Subtitles | وما الذي ستقوله زوجتك لو أنها رأت هذا المشهد الإنحرافي؟ |
| Bakalım Bayan Seiderman ne diyecek. Ah! ııı... | Open Subtitles | سنرى مالدى السيدة سايدرمان لتقوله سأخذ ساندويتش لاري ديفيد طلب للخارج , من فضلك |
| Bakalım Şerif Dave bu işe ne diyecek. | Open Subtitles | سنرى ماذا لدى الشريف ديف ليقوله بهذا الشأن |
| Bazıları diyecek ki bu biometrik güvenlik için. | TED | بعض الناس ستقول ربما من اجل الحفاظ على الصحة |
| -Annem eve gittiğimde ne diyecek? | Open Subtitles | أو يقومون ببيعها ماذا ستقول أمى عندما أعود للبيت |
| - Bir kız evet mi diyecek yoksa suratına gülüp, kalbini yerinden sökerek topuğuyla parçalayacak mı hiç bilemezsin. | Open Subtitles | ...حسناً، لأنك لا تعرف إذا كانت الفتاة ستقول نعم ...أو تضحك في وجهك وتسحب قلبك.. وتسحقه على الأرض بكعبها.. |
| Karımı arayın ve söyleyin. Bakın ne diyecek. | Open Subtitles | اتصلي بزوجتي واخبريها واستمعي لما ستقول لك |
| Victor uyandığına göre, bakalım o bu konuda ne diyecek? | Open Subtitles | بعد نهوض "فيكتور" لنري ما الذي سيقوله في هذا الشأن |
| Bakalım deli doktorumuz ne diyecek. | Open Subtitles | لكنه لم يتقدم بشكوى لنرَ ما سيقوله الطبيب النفسي |
| - Peki ya babam? Bütün bunlara ne diyecek? | Open Subtitles | ماذا عن أبي , ما الذي سيقوله عن هذا كله ؟ |
| Biliyor musun, sana diyecek çok daha fazla şeyim olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | تعلم, ظننت أن لدي الكثير من الكلام لأقوله لك |
| - Kalıp kalmaması önemli değil çünkü sana diyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | لا يهم ان بقى او غادر ليس لدي شيء لأقوله لك |
| Ağabeylerini arkamızda bıraktığını söyleyince kızlar ne diyecek sence? | Open Subtitles | ما الذي تظنيه بأن الفتيات ستقوله عندما أخبرهم بأنّكِ تركتِ شقيقهم خلفكِ ؟ |
| Siz de annesi odada yokken hasta uyuşturucu hakkında ne diyecek bakın. | Open Subtitles | انتما اسمعا ما لدى المريضة لتقوله بشأن تعاطي المخدرات عندما تكون امها خارج الغرفة |
| Adamla konuş, biraz vakit geçir bakalım ne diyecek. | Open Subtitles | تكلم مع الرجل، إقضي بضعة دقائق ترى ما لديه ليقوله |
| Ha! "Hayır" diyecek enerjim kalmadı. | Open Subtitles | ممكن ان نضيف الحزام ليس لدي الطاقة لأقول لا مرة اخرى |
| Ya 'evet' diyecek ve araştırmanızdaki karışıklığı açıklayacak ya da 'hayır' diyecek. | Open Subtitles | , لأنه إما أن يقول نعم ويوضح صلاتها بتحقيقك أو سيقول لا |
| Lisa şu kapıdan süzülerek girip "hata yaptım" mı diyecek? | Open Subtitles | أن ليسا ستدخل من الباب لتقول انها ارتكبت خطأ؟ |
| En azından hoşçakal diyecek vakti oldu. | Open Subtitles | على الأقل كان لديه الفرصة ليقول مع السلامة |
| Anderson, evlenme teklif ettiğinde... beni muhtemelen dünyada evet diyecek tek kız olarak düşündün. | Open Subtitles | اندرسون, عندما طلبت مني الزواج من المحتمل انك اخترت الفتاة الوحيدة في العالم التي ستوافق |
| Nörologlara, "neden durum böyle", diyecek olursanız -- -- Onlar da buna hak verirler. | TED | إذا سألتم علماء الأعصاب لماذا هذا هو الحال؟ في البداية سيعترفون بذلك. ولكن إن سألتهم, سيقولون. |
| Ama şimdi bu kadar uzun sürmesinin nedeni, hayır diyecek olması diye düşünüyorum. | Open Subtitles | لكن الآن أعتقد هو فقط أَخْذ لذا ' طويل يَجْعلُ هو سَيَقُولُ لا. |
| Bunu yapın! Birçokları "Hadi ama, bunu yapmam şart mı?" diyecek. | Open Subtitles | سيقول الكثير من الناس تعلم، هيا، هل يجب أن أفعل ذلك؟ |
| Onun bu konuda diyecek neyi var? | Open Subtitles | ماذا لديك كي تقوله بخصوص ذلك ؟ |