"dolaştığını" - Translation from Turkish to Arabic

    • تتجول
        
    • تجوب
        
    • يتجول
        
    • طليق
        
    • تتجولين
        
    • تَتجوّلُ
        
    O evdeki tüm saatlerin durduğunu ve ortalıkta gecelikle dolaştığını duydum. Open Subtitles سمعت كل الساعات توقفت في ذلك المنزل وهي تتجول فقط في لباس قصير
    Eğer bu arabanın buralarda dolaştığını bir kez daha görürsem, haczedeceğim. Open Subtitles إن رأيتُ هذه السيارة، تتجول مجدداً، سأتحفظ عليها
    Bir doğru daha ayakkabısını giymeden bir yalanın dünyanın yarısını dolaştığını biliyorum. Open Subtitles أَعْرف أن الكذبه تستطيع أن تجوب نصف العالم بينما تكون الحقيقة تنتعل حذائها
    Daima silahlı dolaştığını ve gece odasına giren olursa... duyabilmek için yatağının etrafına gazete kağıdı sermeden... uyumadığını biliyorum. Open Subtitles كل ما اعرفه, انه كان يتجول مدججا بالسلاح دائما, ولم يكن ينام ابدا.. , قبل ان يُغطى الأرض حول فراشه بالجرائد..
    Radyoyu açmış deli bir adamın başıboş ortada dolaştığını söylemişler. Open Subtitles وكانوا يقولون أن هناك رجل مجنون طليق
    Matteo senin Venedik'te külotsuz dolaştığını biliyor mu? Open Subtitles في فينيسيا أيضاً تتجولين دون كيلوت
    İçinde başka bir adamın bebeğiyle nasıl dolaştığını mı söylecekti bana? Open Subtitles هي تُخبرُني كيف هي تَتجوّلُ حولها مَع طفل الرجلِ الرضيعِ الآخرِ داخلها؟
    Uyumadığını biliyoruz çünkü bütün gece evin içinde dolaştığını duyuyoruz. Open Subtitles ...نحن نعلم أنك لا تنام لأننا نسمعك تتجول في البيت طوال الليل
    O zaman neden zombi gibi ortalıkta dolaştığını söyle bana. Open Subtitles أخبرني اذاً لماذا تتجول مثل الزومبي
    Eğer bu arabanın buralarda dolaştığını bir kez daha görürsem, haczedeceğim. Open Subtitles -ابقى بعيداً عن هذا الحي إن رأيتُ هذه السيارة، تتجول مجدداً، سأتحفظ عليها
    Yeni gücün içimde dolaştığını hissetmeye başlamıştım. Open Subtitles لقد كنت أشعر بتلك القوة تجوب خلالي
    Ayakucunda etrafta dolaştığını işittim. Open Subtitles سمعتنا تجوب بالأنحاء
    Önce sen bana neden Gotham'da başkasının kostümüyle dolaştığını söyle. Open Subtitles بداية، أخبرني لماذا تجوب (غوثام) وأنت ترتدي هذا
    Öyle bile olsa, onun neden o civarlarda dolaştığını hala bilmiyoruz. Open Subtitles حتى لو لم يكن نحن ما زلنا لا نعلم لماذا كان يتجول حول الغابة
    Doğru, biz de onun bütün gece kampüste dolaştığını sanıyorduk. Aynı bizim gibi. Open Subtitles و ظننا أنه يتجول حول الجامعه ليلاً مثلنا
    Sonra da bana onun bir UFO'ya binip ortalıkta dolaştığını mı söyleyeceksin? Open Subtitles ماذا بعد؟ هل ستٌخبريني أنه يتجول بسفينة فضاء
    - Belki de, bu ahmağa bir yaratığın ARC'ta neden serbestçe dolaştığını açıklamak istersin. Open Subtitles -رائع لربما يجب أن تبرر لهذا الغبي عن سبب وجود كائن طليق في المركز
    Dathomir'li bir erkeğin başıboş şekilde dolaştığını öğrendik. Open Subtitles لدينا تقارير عن رجل داثموري طليق
    Nashville'deki her kadın bir seri katilin etrafta dolaştığını bilmeli. Open Subtitles جميع نساء (ناشفيل) عليهن معرفة وجود قاتل متسلسل طليق
    Geceleri sık sık evin içinde dolaştığını biliyorum. Open Subtitles أعرف أنكِ تتجولين في أرجاء المنزل ليلاً
    Geceleri sık sık evin içinde dolaştığını biliyorum. Open Subtitles أعرف أنكِ تتجولين في أرجاء المنزل ليلاً
    O zaman neden zombi gibi ortalıkta dolaştığını söyle bana. Open Subtitles أجل ؟ إذاً إخبرُني لِماذا تَتجوّلُ بالجوار مثل * الـ* زومبي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more