| Dudakların evet diyor ama tırnak etlerin başka şey söylüyor. Niles... | Open Subtitles | شفتيك تقول نعم و لكن بشرتك تتحدث بصوت أعلى |
| Lazer manyak birşey. Ama senin Dudakların kadar manyak değil bebeğim. | Open Subtitles | الليزر رائع , لكن ليس بروعة شفتيك , عزيزتي |
| Şov suflen çok özensiz. Elmsley sayımı yaparken Dudakların oynuyor. | Open Subtitles | طريقة خلطك لورق اللعب ضعيفة شفتاك تتحركان عندما تقوم بالعد |
| Gözlerin kuğular gibi, Dudakların nara benziyor. | Open Subtitles | عيناك مثل الحمامتان شفتاك مثل حبات الرمان |
| Dudakların yerine gözlerin konuştuğu aşka. | Open Subtitles | نوع الحبِّ الذي في الشفاه لا يتكلّمُ، العيون تَفعل ذلك. |
| Dudakların kıpırdıyor ama ne dediğini duyamıyorum. | Open Subtitles | شفاهك تتحرك لكني لا أستطيع أن أسمع ما تقول |
| İç ve dış Dudakların düzeltilmesi anlamına gelen labioplasti, ergen kızlar arasında en hızlı büyüyen estetik ameliyatı. | TED | شفاه الفرج هو تهذيب شكل الشفرين الداخلين والخارجين، وهو الأسرع نموًا للعمليات التجميلية بين الفتيات المراهقات. |
| Hayat kontrolden çıkınca, Dudakların yuvarlana, | Open Subtitles | عندما تخرج الحياة عن السيطرة أطبق على شفتيك |
| Hayat kontrolden çıkınca, Dudakların yuvarlana, | Open Subtitles | عندما تخرج الحياة عن السيطرة أطبق على شفتيك |
| Hayat kontrolden çıkınca, Dudakların yuvarlana, | Open Subtitles | عندما تخرج الحياة عن السيطرة أطبق على شفتيك |
| Belkide biraz soğuması iyi olur. Dudakların yansın istemezsin,değil mi? | Open Subtitles | عليك تركها لتبرد ، فأنت لا تريد حرق شفتيك ، أليس كذلك ؟ |
| Ağzını sil. Dudakların hep ıslak. Beni iğrendiriyor. | Open Subtitles | امسحي فمك، شفتاك بها لعاب دائما، شئ مثير للاشمزاز |
| Dudakların ayrıkmış ve bunun arkadaşça bir öpüşme olduğunu sanmıyorum! | Open Subtitles | وهذا يعني أن شفتاك كانتا منفصلتان ولا أعتقد أنها مجرد قبلة صديق |
| Dudakların hareket ediyordu, ama tüm konuşmayı eggnog yapıyordu. | Open Subtitles | حسناً، شفتاك كانتا تتحرك، ولكن شراب البيض كان يقوم بكل الكلام. |
| Güzel Dudakların, güzel göğüslerin var ve halen gençsin. | Open Subtitles | ولديك الشفاه الجميله , والاثداء الجميله و مازلتِ صغيره |
| Öyleyse Sevgili Aziz, bırak Dudakların da ellerin gibi hareket etsin. | Open Subtitles | أيها القدّيس العزيز , دع الشفاه تعمل عمل الأيدي |
| Dudakların dişlerine yapışıyor. Yoksa gülme stilin mi bu? | Open Subtitles | لأن شفاهك لا تتوقف عن لصقها بأسنانــك, أو هل هذه طريقتـك فى الضحــك ؟ |
| Dudakların morardı. Bence evde kalsan daha iyi. | Open Subtitles | شفاهك تحولت للون الأزرق أعتقد عليك البقاء بالمنزل |
| Dudakların yokken bunu söyleme. | Open Subtitles | لا تحاول أن تقول ذلك عندما لا يكون لك أي شفاه. |
| Bu gerçekten iyi bir nokta çünkü şuanda Dudakların masmavi. | Open Subtitles | هذا شئ مستغرب جداً بهذه المرحلة لان شفتاكِ زرقاء حرفياً |
| Seni sergide gördüğümde diğer tarafta çok güzel Dudakların olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | تعرفين حين رأيتك في المعرض لاحظت أن لديك شفتين جميلتين |
| Ve evrensel işaret sadece Dudakların kenarının elmacıklara doğru yükselmesi değildir. | TED | الإشارة العالمية ليست مجرد رفع زاوية الشفتين في العضلة الوجنية الرئيسية. |
| Sıcak kahve bardağına sıcak Dudakların dokunursa... | Open Subtitles | لو لمسته شفاهكِ المثيرة فناجين القهوة ستسخن |
| - Başka bir neden düşündüm. Ilık Dudakların için çıIdırıyorum. | Open Subtitles | فكرت بسبب آخر أنني جامح حيال شفتيكِ الرقيقة |
| Dudakların "Tabi ki hayır." diyor fakat gözlerin sadece "Hayır." diyor. | Open Subtitles | "فمكِ يقول "بالتأكيد لا "لكن عيناك تقول فقط "لا |
| Çok ironik çünkü inanılmaz sakso Dudakların var. | Open Subtitles | انه من السخرية لأنك تملك شفايف تصلح للجنس الفموي |
| "Dudakların sussa da konuşsa da..." | Open Subtitles | سواء شفايفك تَتكلّم ولا |
| Biliyor musun, Matthew gerçekten çok güzel Dudakların var. | Open Subtitles | ... أتعرف يا ماثيو . أنت لديك حقاً أجمل زوج من الشفايف |
| Evet, göğsün, popon yerinde, Dudakların mükemmel ama esas beni etkileyen, dişli olmandı. | Open Subtitles | نعم ، انت تمسكين بزمام جميع الأمور وشفتاك مثل الأوراق النقدية ولكن ما جذبني اليك حقا كم انك انسانة بارعة في كل شيء |