| Sonra hareket durur, bir şiirdeki durak gibi ve yaratıcı orada dolaşır. | TED | و عندها تتوقف الحركة، كالوقف عند منتصف البيت الشعري و يحلق الخالق. |
| Bir kadın seçim yaptığında, evlendiğinde çocuk doğurduğunda bir anlamda yaşamı başlamış olur, ama aynı anda da durur. | Open Subtitles | لا أحد يفهم عندما امرأةتقرر.. الزواج وإنجاب الأولاد فهي تبدأ حياتها من جهة لكن حياتها تتوقف من جهة أخرى |
| Tafta o kadar serttir ki müdahale olmadan bozulmadan durur ve şifon o kadar yumuşaktır ki cildinizin üzerinde su var sanırsınız. | Open Subtitles | كيف أن قماش التفتة قاسي للغاية يكاد أن يقف من تلقاء نفسه , والشيفون ناعم جداً بحيث ينساب على بشرتكم كـ الماء |
| Diyelim üç saat araba sürdünüz 20, 30 dakikalığına durmak istersiniz, çünkü insanlar normalde bu kadar durur. | TED | فعند القيادة لمدة 3 ساعات ستريد التوقف لـ20 إلى 30 دقيقة فقط، وهي نفس المدة التي يقفها السائقون عادة. |
| Aslında kafan, şöminesinin üstünde pek bir dekoratif durur. | Open Subtitles | فى الواقع سيبدو رأسك جميلا على الرف خاصته |
| Sen söylersen durur. En sonunda kimliği belirsiz bir ceset olarak bulunacağım. | Open Subtitles | إذا أخبرته سيتوقف سينتهي بي المطاف وأنا أعلن إفلاسي |
| Bence bu yıldızlar, yeşil gömlekte daha iyi durur. | Open Subtitles | أعتقد أن هذة النجوم ستبدو أفضل على قميص أخضر |
| Eğer bir araban olsaydı, Colorado'da durur ve beni alabilirdin.. | Open Subtitles | إذا كان لديك سيارة,لتمكنت من أن تتوقف فى كالورادو وتأخذنى |
| Nemli herhangi bir şey bıçağa dokununca, bum, hemen durur. | Open Subtitles | اذا لمس تلك الشفرة اي شئ يحتوي الرطوبة تتوقف فورا |
| ihanet değil ama benim yardımım burada durur sen neden bahsediyorsun | Open Subtitles | انا لم اخونك ولكن مساعدتى تتوقف هنا عن ماذا تتحدث ؟ |
| Ve sonra bunu arkadaşlık ile kıyaslar. İki insan yan yana durur, öylesine ki, omuz omuza gibi ve ikisinin de gözleri ortak bir hedefte kilitlenir. | TED | ثم قارن ذلك مع الصداقة. عندما يقف شخصين بجانب أحدها الآخر، كتف بكتف، مع عيونهم متجهه نحو هدف مشترك. |
| Bir fili vurduğunuz zaman bazen devrilmeden önce on gün ayakları üzerinde durur. | Open Subtitles | فإنه يقف صامداً لعشرة أيام ربما قبل أن يهوي |
| Bir saniyeliğine durur musun, böylece seninle konuşabilirim.. | Open Subtitles | أيمكنكَ من فضلك التوقف للحظة حتى أستطيع أن أتحدّث إليكَ |
| Küçük odaya koyacağım. Dev ekran televizyonumun üstünde harika durur. | Open Subtitles | نعم، أرى أن أضعه في حجرتي الشخصية سيبدو رائعاً فوق شاشتي الكبيرة |
| Konuşmaya başlarsan, durur. Yoksa durmaz. | Open Subtitles | عندما تبدأ بالكلام سيتوقف ما عدا ذلك فهو لن يتوقف |
| Bence bu yıldızlar, yeşil gömlekte daha iyi durur. | Open Subtitles | أعتقد أن هذة النجوم ستبدو أفضل على قميص أخضر |
| Amcam olmasaydı da yine burada durur "Yeni patronumuza." derdim. | Open Subtitles | حتى لو لم يكن عمي لكنت أقف هنا و أقول لزعيمنا الجديد نخبكم |
| Zamanı sonsuz olarak düşünürüz. Ancak karadelikte bir şekilde zaman durur. | Open Subtitles | نعتبر أنّ الوقت لا ينتهي لكنّ الوقت يتوقّف داخل الثقب الأسود |
| Dur! durur musun? | Open Subtitles | توقفي , هلاّ توقفتِ ؟ |
| Oyun her durakta büyür çünkü asansör durduğu anda müzik de durur. | TED | تكبر اللعبة مع كل وقفة، لأنه بمجرد توقف المصعد، ستتوقف الموسيقى. |
| Lütfen gidip öbür tarafta durur musun? | Open Subtitles | هلا وقفت في الجانب الآخر من فضلك ؟ هل تهرب مني ؟ |
| O zaman Richie oyundan çıktığında Mickey'nin arkasında durur elindeki kâğıtlıları sana işaret ederim | Open Subtitles | و بمجرد خروج ريتشي سأقف خلف ميكي و أشير لك بالكروت في يده |
| Biraz durur musun? | Open Subtitles | هلا توقفتي لدقيقة؟ |
| Bir sistemi limitleri üzerinde çalıştırıp daha da hızlanan bir tempoyla çalıştırmaya devam edersek ne olduğunu bir düşünün: sistem bozulur ve durur. | TED | وما يحدث حين تشغل نظاما متجاوزا حدوده ونستمر في ذلك في معدل تسارعي مستمر هو أن النظام يتوقف عن العمل ويصاب بالعطل. |
| O sadece kahvaltı almak için durur Sinyor Armando'ların orada. | Open Subtitles | هي توقّفت فقط لإعطاء الفطور إلى كلب السيد (آرماندو) |